Çocuk olmak; söylemesi ve işitmesi çok güzel bir kelime, hele ki anlamını buldurunca değmeyin keyfimize. Çocuğun olduğu yerde neşe vardır, saflık, masumiyet, küçük şeylerden mutlu olmak vardır. Her şey normaldir ve olasıdır çocukların dünyasında. Keşke hep çocuk kalsaydık diyenlerden misiniz bilmem, ama ben herkesin içindeki çocuğun yaşamasını isteyenlerdenim. Çünkü o zaman insan mutlu olmayı daha kolay başarabilir sanki… Mutluluğu ararken yolunu şaşıranlar, en yakınından başlayıp çevresindeki herkesi yıkıp kırıp dökenler, hak hukuk tanımayıp kendi adalet sistemini kuranlar, başkalarının hüznüyle neşe bulanlar ve bununla gurur duyanlar. Bir de her zaman ve her durumda haklı olanlar. O kadar çepeçevre sarmışlar ki dünyayı, bence ruhlardaki çocuğun uyanma vakti çoktan gelmiş.
Kulağa çok hoş gelen çocuk olmak kelimesi kadar, genç olmak deyimi de çok anlamlı ve insanı cezbeden hayatın en güzel zamanlarından birisi. Bu zamanlarını yaşayıp da hayat basamaklarının yukarı taraflarında bulunanlara sorsanız hepsi geriye dönüp bu basamaklardan tekrar tırmanmayı isterler. Tam bir cazibe merkezi olan çocukluktan gençliğe uzanan bu yolda basamakları tırmanmak o kadar da kolay değil aslında, hele de günümüzde. Çünkü hayat sanki o basamakları tırmanma sırasında tüm zorlukları çıkarmak için uğraşır insanın karşısına. Bir taraftan ergenlik handikapları, bir taraftan okul ve okulda yapılması gereken sorumluluklar, sınavlar, bir tarafta her an yeni bir şey sunan ve insanın aklını sürekli meşgul eden sosyal medya, dijital oyunlar, sevilme ihtiyacı ya da aşırı sevme içgüdüsü, diğer tarafta her şeyi yakın markaja almış akranlar, eee birde bir türlü aynı dili konuşamadığınız ebeveynler, büyükler… Ah ne kadar da zor bu gençlik basamakları.
Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim; çocukluğunda olumsuzlukları çok yaşayan bireylerin ergenliği de bir o kadar zor geçmekte. Çünkü çocukluğu geride bırakarak gençliğe doğru yol alan bireyler içlerindeki tüm olumsuzlukları dışarı atıp yepyeni sayfalarla gençliği karşılamak istemektedir. Bunu isteyen bireyin bilinçaltı yaşantılarıdır aslında. O nedenle içindeki her şeyi (öfke, inat, kızgınlık, saldırganlık vb) dışarı atar ergenlikte. Sakin bir ergen görmek isteyenler evlatlarınıza sakin, mutlu çocukluk yılları yaşatmaya gayret göstermekte fayda var.
Bu süreçte, duygusal karmaşa, kimlik arayışı, kendini gerçekleştirme çabası içinde zaten bunalan evlatlarımızın elinden tutmak ne kadar da anlamlı olur değil mi sevgili ebeveynler?
Ebeveyn olmak da çok zor ve meşakkatli bir süreç çok doğru ama;bizler artık olgun birer yetişkiniz ve hayatın zorlu basamaklarını bir bir geçmişiz hatta geçerken de kendimize bir yol /hayat arkadaşı bulmuşuz. Şimdi birlikte evladımıza rehber olma,yol gösterme, yoluna ışık tutma vaktidir öyleyse. Onlar hata yaparak, arada tökezleyerek yol alırken hayatta, soğukkanlı ve hoşgörülü olmak onları cesaretlendirecektir. Dikkatlerini dağıtan o kadar dış etken varken sizin sesinizi her zaman net duyamayabilirler, sabırla ve vazgeçmeden onların kalbine seslenmekten vazgeçmeyin. Evlatlar bizim evet ama hayat onların,doğru yol ve bizim isteklerimiz her zaman kesişmeyebilir bunu unutmayalım.Evlatlarımızdan tıpkı bizim gibi düşünüp bizim istediğimiz şekilde yaşamalarını beklemek en büyük haksızlıklardan birisi olur inanın. Hemen çok tanıdık bir örnek vermek isterim.Günümüz ebeveynlerine baktığımızda hepsi en başarılı, en yetenekli, her sınavdan ful çekmiş evlatlar istemekteler, ne güzel ve haklı istekler aslında. Evladımız için en güzel geleceği garanti etmek istiyoruz! bir saniye sonrasına garantimiz yokken.
Biz ebeveynler hep istiyoruz zaten ve hep en iyisini istiyoruz. Peki çocuklar ne istiyor? Onlar da mükemmel ebeveynler istiyor, onları dinleyen, eleştirmeyen, kıyaslamayan, anlayan, sevgisini gösteren çocuklarının varlığıyla mutlu olup, başarısında da, başarısızlığında da destek olan.
Gördüğümüz gibi istemenin sınırı yok, herkes istiyor. Amma en doğrusu sanırım evlatlarımızla makul bir paydada buluşmak olmalı. Onların yüreğine dokunup, başka yüreklerin esiri etmeden, gözlerini gözlerimizden kaçırtmadan, aynı dili konuşabilmek olmalı.
Evlatlarımızın yollarına ışık olup bir ömür boyu kalplerini aydınlatabilmek dileğiyle…
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
YOLU YÜRÜMEK Mİ ZOR, YOKSA YOLA IŞIK OLMAK MI?
Benzer Haberler
-
MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI
-
Zeytin üreticileri zor durumda
-
KADIN KATLİNE VE TACİZE ARTIK YETER!
-
Başkan Orhan: “Festivalde yaşananları tasvip etmiyoruz.”
-
Ekim Ayı Mut Belediye Meclis Toplantısı Yapıldı
-
DÜNYANIN EN BÜYÜK TÜRK BAYRAĞI BOYANDI
-
MUT KAYMAKAMI AYRANCI’DAN 30 AĞUSTOS MESAJI
-
ANAYASAYA ERİŞİLEMİYOR
-
MUT’TA 15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ
-
VALİ PEHLİVAN’DAN 15 TEMMUZ MESAJI
-
BİR SİYAH YUMURTA HİKAYESİ
-
Tüm Emekliler Sendikası’ndan basın açıklaması: “Emeklileri aç bırakarak tasarruf yapılamaz.”