FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 8 Eylül 2020 645 Görüntüleme

GELİN ARDICI

Toroslar dendi mi, ardıç akla gelir. Hele meşeler ile sarmaş dolaş boz ardıçlar. Birbirleri ile kardeş kardeş yaşarlar. Bunun ikisi de çam ile geçinemezler. Çam bencildir. Çevresinde başka bir bitkiye yaşam tanımaz. Ama meşe, pırnal, ardıç diğer canlılarla iç içedir. Bir birlerini her zaman korurlar.
Uzun zamandır planladığımız Bayamlı mezarlığına gittik. Pelit Pınarından Bayamlı yoluna girdiğimizde bizi taşlı yollar karşıladı. Çamların arasından giderken karşımıza tarihi, dev ardıçlar çıkıverdi. Sarıgeçili aşireti burada mola verdiğinde, gelinin biri ardıca kendini asmış. O günden sonra buraya gelin ardıcı demişler. Az yukarısında da bir çeşme var. Ona da Gelin Ardıcı Çeşmesi diyorlar.
Bir iki km daha gidince Bayamlı Tahtacı mezarlığına ulaştık. Özellikle 19. y.y. içinde Hacı Paşalar, ormanın tekellerinde olması nedeniyle, bu yöre ormanını kestirmişler, iskele limanından (Taşucu ) Beyrut’a deniz yolu ile orman emvali ticareti yapmışlardır. Karaman- Taşucu arasına kadar tüm dağlardan kesilen ağaçlar işlendikten sonra Zeyne, Pelitpınarı (Kürt ), Gökbelen, Balandız, İmamuşağı , Koca Pınar, Tahtacı Belen üstünden iskeleye, oradan da gemilerle Beyrut- Süveyş kanalına ulaştırılmıştır. Zaman zaman bu bölgede kesilen tomruklar, Göksu nehrine atılarak, denizde tutularak iskeleye ulaştırılmıştır.
Hacı Paşalar bu yol üzerinde çeşmeler de yaptırmışlardır. Gerek orman kesimciler, gerek Yörükler bu çeşme başlarında dinlenmişlerdir. İşte Gelin Ardıcı böyle bir mola yeridir. Sabahleyin Köprübaşı- Kıravga’dan çıkan kafile Bayamlı da mola verir. Yatar, dinlenir. Sabah erken yola çıkan kafile, akşam olmadan iskeleye ulaşır. Yüklerini gemiye teslim edip, o gün Tahtacı Belen’de, Tahtacı Kuyusunda yatarlar. Sabah erken yola çıkarlar. Yine gelir Bayamlı’da mola verirler.
Burada konaklama esnasında hakka yürüyenler, hep burada mezara konur. Özellikle tahtacıların mezarları Bayamlı mezarlığında yer alır. Mezar taşlarını incelediğimizde; çam ağaçlı, kaz ayaklı simgeler yer alır.
Kulaktan kulağa aktarılan varyantlara göre; Hacı Paşalar adına kesim yaptırıp, onları taşıtan Kamışlı Halit Goca’dır. Hatta Halit Goca, aşağıda Tahtacı Belen’de sıkışan obasını alarak Mut Kıravga beylerinden satın aldığı yere Köprübaşı (Goca obayı) kurar. Bu bölgede kesim yaparlar. Kestikleri tomruğu, odunu Göksu nehrine atarlar, denize ulaştığı yerde sallarla iskeleye taşırlar.
Halit Goca aynı zamanda obanın dedesi, Şıhı’dır. Daha önce zorunlu iskan ile Kıbrıs’a giden obalıları ziyaret eder. Onların ikrarını alır musahip kılar. 1906 yılında Köprübaşı’ndan Kıbrıs’a giderken, Bayamlı’ da mola sırasında hakka yürür. Oraya da sırlarlar. Gelip geçen obalılar onu hep ziyaret eder. Gün gelir ermiş kişi kabul edilir. Yöre halkı da buraya gelip, ziyaret edip, niyazlarını yaparlar dilek dilerler. Bir gün Sarıgeçili Yörüklerinden bir kadın gelir, niyaz eder, dilek diler. Dileği kabul olunca da mezarı üstüne türbe yaptırır. Şimdi Bayamlı’da tarihi meşe ağaçlarının yanında, çeşmesinin önünde yatmaktadır.
Kıbrıslı yazar İlter Veziroğlu, Kıbrıs’ta yaşayan tahtacı obasından söz eder. Mehmetçik Bölgesinde Nacar köyünde, tahta işleri marangozluk yapanlar olduğunu belirtti. (1975 yılı Türkmen Şenlikleri – Silifke)
Alanya Şıhlar Köyünden geldiği belirtilen Tahtacı obasının bir bölümü bahçe obasını (Korucuk) satın alır. Buraya yaklaşık 20 hane ile yerleşirler. Bunların Şıh’ı Abidin Goca’dır. Diğer kardeş Goca Keya (Şıh Süleyman) ise Tahtacı Belen’in hemen yanında yer alan Koca Pınar köyüne yerleşir. Onun mezarı da eşi ile birlikte köy mezarlığı içinde ayrılmış bir bölgede yer almaktadır. Yöre halkı buraya zaman zaman gelip, ziyaret edip, dilek dilemektedirler .
Pelit Pınarı köyünde görüştüğümüz kişiler; Bayamlı’da ermiş bir kişi olduğunu, orayı ziyaret yeri olarak kabul edip, yağmur duasına gittiklerini, Zeyne’ye ziyarete gidenlerin mutlaka burayı da ziyaret ettiğini, Zeynel Abidin’in yakını olduğunu ama ismini bilmediklerini, belirtmişlerdir.
Onlara Halit Goca adında bir tahtacı Obası liderini, dedesinin olduğunu, burada mola sırasında hakka yürüdüğü, mezarının burada olduğunu söylediğimde; belki odur, buna kafa yoracaklarını, bir duyum, bir bulgu ortaya çıkarsa, bunu kültüre hizmet adına kamu oyuna sunacaklarını, belirtiler.
Bilinen bir şey var ki; Pelit Pınarı (Kürt) köyü de, geçmiş dönem içinde bir Türkmen obasının buraya yerleşmesi sonucunda kurulmuş. Bu yol üzerinde orman işi ile uğraşan tahtacılar ile iyi ilişkiler içinde bulunmuşlar. Onları hep konuk etmişler. Karşılıklı güven duymuşlar. Onlar ile mal alıp, vermişler. Onların mezarlarını korumuşlar. Başka köyler gibi onları dışlamamışlar.
Pelit Pınarı köyü iki mola yerine yıllarca ev sahipliği yapmış. Gelin Ardıcı, Bayamlı çeşmelerine bakmışlar, korumuşlar. Orada konaklayan tahtacı, Yörüklere her zaman kol kanat germişler. Gelin ardıcında yakınları olan bazı Sarıgeçililer’de zamanla buraya yerleşmişler.
Gelin ardıcı, diğer ardıçların içinde çevre bakımı ile ayrıcalıklı tarihe meydan okuyor. Gelip geçenler ziyaret edip, hayır dua ediyor. Genç kızar dilek diliyorlar. Hastalar derman diliyor. Kendini asan gelinin mezarı da burada duruyor. Onun öyküsü bir dinlence olmuş, bir öykü olmuş dillerde yaşıyor.
Kaynakça :
1.Kıbrıs’a giden Türkmenler . İlter Veziroğlu. 1975 yılı Türkmen şenlikleri.
2.Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar. Yusuf Ziya Yörükan. Kültür Bakanlığı yayınları.
GERÇEMEK TAŞELİ YÖRESİ KÜLTÜR VE DÜŞÜN DERGİSİ – Temmuz – Ağustos 2008. Sayı: 10

İlginizi çekebilir

Faiz Politikası

Faiz Politikası

Tema Tasarım | Osgaka.com