FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 11 Ocak 2024 227 Görüntüleme

KARA DEĞİRMEN / 9

PERS YOLU BİR SU DEĞİRMENİ

Her zamanki gibi Karaman’da bulunan Pers Yolu başlama noktasından yürümeye başlamış, Pers Yolu’nun tarihi hattını bulmaya çalışıyorduk. Dördüncü gün öğle sonrası, ikindi ile dağın batı yakasından, Hisar diye tabir edilen kaya kütlesine ulaşmıştık. Yolda, çobanı olmayan, bizden kaçmayan keçilere rastlamış, durumu merak etmiştik.
Hisarın kuzeyinden güneyine geçince, Kestel’in eteklerinde, önceki zamanlarda yoğun şekilde hayvancılık ve tarım yapılan alanların, önemli bir kısmı görünür hale gelir. Bu günlerde tarım yapılmaz olmuş ama azalarak da olsa küçükbaş hayvancılık yapanlar var. Bunlardan biri, yolda karşılaştığımız küçükbaşların sahibi, Hisar’ın hizası altıyla gürleyen suyun, iki yüz metre kadar ilerisine, yeni sürüm çadırını kurmuş. Şimdiye kadar gördüğümüz, tekneli çeşmelerde görmediğimiz, özellikler olan çeşmenin yanında, oğlu ve çoban köpekleri karşıladı bizi. Buz gibi, hala kar dokulu sudan, bolca içtik. Kaplarımızı doldurduk. Köpekten korkmayız. Üçlemeden, Yiğit’in değil ama Emine ve benim çocukluğumuzda şu an karşılaştığımız olgular bolca var. İletişime açık, resim yapma yeteneği olduğunu öğrendiğimiz tıfıl genç delikanlıdan, bulunduğumuz yere ve olup bitenlere dair bilgilendik. Sorularımla ait olduğu aileyi tanımaya çalıştım ama tam anlaşamadık. Biraz sonra gelen babasını değil ama babasının bizi götürdüğü çadırın sahibi, kardeşi Muhammet’i tanıyınca aileyi tanıdım. Kestel Dağı’na çıkanlar, bizim İnce Gıda Zeytinyağının müşterileri. İsim olarak çok değilse de sima olarak çoğunu tanırım. Muhammet’in babası da tanıdıklarımdan ve Muhammet’in kendisi, tam olarak babası. O gün, yemek ve akşam için, iki odalı, önü sebze ekili, güneş enerjisi aydınlatmalı çadırına konuk almıştı bizi. Bir bayram günüydü, kalabalıktı. Muhammet’in kurbanı ile akşam yemeği yenecekmiş. Kalabalıktan tanıdıklarım var. Burada bulunma nedenimizi öğrenince epey heyecanlanmışlardı. Kim heyecanlanmaz. Diğer konuklar gittikten sonra sohbet etmiştik. Yaşam alanına, çevresine, geçmişine ilgisi, doğaya uyumu ilgimi çekmişti. Ve onun kadar, ona uyumlu eşi. Karabey anlatılarının ve Kestel’in Masara, Karabelalı yönündeki bilgilerin, çekirdek veri kaynağı Muhammet’tir. Ona da babadan aktarma. Babası ile İnce Gıda zeytinyağında sohbetlerim olmuştu. Babasının iletişim, anlatı tarzı, olduğu gibi Muhammet’te. Geçmiş gün olur ki hayali cihan değer. O gün olup biten her şeye dair, orada olan herkesi, her şeyi, sevgiyle selamlıyorum buradan. O günden bu güne, iletişim içinde olduğum, değerli insan Muhammet’e tekil olarak ve eşi ile birlikte, ayrıca teşekkür ediyor, sevgiler gönderiyorum.
Beyler Konağı üzerinde oturup, bir saatlik kadar bir sohbetin ardından indiğim köprü, işte bu köprü. Kara Köprü. Benzer yapılarda yaşadığım, yoğun duygu yüklenmesi yaşadığım. Sanırsın ki o dönemi yaşamışım, özlem içinde yıllar sonra geri dönmüşüm.
Z yolu ilgiyle izlemiştim. Bu yoğunlukta, taş malzemeli bir z yapılaşmayı ilk defa görüyordum. Yoktan var edilmiş. Benim gibi, üretici iş insanı karakterlide olanlar için, muhteşem bir yaratıcılık. Köprü girişine gelmiş, hiç tereddütsüz yürümüştüm. O an değil ama sonradan yaptığım hesaplara göre, nereden baksam, yüz atmış, yüz yetmiş yıl önce yapılmış bir köprünün üzerinde yürüyordum. Ortaya yaklaştığım yere doğru, hatıllar çürüyüp aşağı sarkmıştı. Üstteki tahtalar sağlamdı. Bu çürüme, köprünün üzerinde yürümemi engellememişti. Yarıdan sonra çürüme yoktu. Doğrudan, acele etmeden, karşıya geçmiştim. Aşağı inip, alttan bakmıştım. Sonra tekrar geçmiştim. Geri dönüp, öbür tarafa geçmiştim! Eşsiz bir kültür hazinesine dokunuyordum
Köprünün olduğu yerde kanyonun doğu ve kuzeydoğu yönden açıklık verdiğini söylemiştim. Köprünün üst ilerisi ile yer yer kumluk alanlar oluşturmuş kanyon suları. Otsu yeşillikler var, az da olsa. Pırıltılı, ayna sular akıyor diğer yandan, yayvan. İnsanda kamp duygusu uyandıran. Öyle yapmıştım. Sabah çok erken çıkmıştık Yiğit’le bu geçişi yapmak için. Dağpazarı hattını kullanmış, yolda Muhammet’in çadırına uğramıştık. Kendisi çadırda yoktu. Hanımı ile konuşup, hediyemiz olan elmaları verip, ayrılmıştık. Yiğit geri dönmüş, Kara Köprü’ye doğru yürüyüşe geçmiştim. Biz ayrıldıktan kısa zaman sonra, Muhammet çadıra dönmüş, peşimden gelmişti. Bir saat civarı bir yürüyüş ve bir saat civarı sohbetle beraber vakit öğleyi bulmuştu. Bir şeyler yemenin tam vaktiydi. Öyle yapmıştım.
Bu geçişimde Karaköprü’den çıkış, Masara, Karabelalı yönünde olup, patika üzerinde Kudret Kalesi ya da Cinibis Han olarak bilinen yapının olduğunu yazmıştım. Bunun için buradan Karadeğirmen’e dönüyorum. 27.12.2023.

Devam edecek.

Tema Tasarım | Osgaka.com