Uzun yıllar onu hep takip ettim. Bir bakıyordum Fransa’da, Almanya da, Hace Bektaş’ta, İzmir’de bir sanat etkinliğinde, sanat sever, siyasetçi, halk adamı. Aramızdan ayrılalı 14 yıl olmuş. Bir yaz günü onu kaybettik. O dönem Sertavul’da komşumuz idi. Biz de Mut’ta sırlama gittik. Belediye başkanı en güzel yerden ona mezar yeri hazırlatmış. Belediye başkanlığı döneminde büyük emek vererek hazırlatılan mezarlıkta ona da bir yer nasip oldu. Mersin, Adana, Ankara her bir köşeden sevenleri geldiler. Ona son görevlerini yaptılar.
Onun aramızdan ayrılışı ile ilgili yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yaşadığı dönem içinde hep çevresini aydınlattı. Yahya BEY amca, aydınlık içinde ol.
1930 yılında doğan Yahya İnanıcı’yı 21 Temmuz 2006 günü kaybettik. Uzun bir mücadele dolu 75 yıllık bir yaşam süreci… Nakliyecilik, işçilik, sendikacılık, belediye başkanlığı (1968-1977), iş adamlığı ve yıllarca süren politik yaşamı.
Bir gazeteci olarak ilk yaptığım görüşme Mut Belediye Başkanı Yahya İnanıcı ile olmuştu. Karacaoğlan ve Kaysı Bayramı şenlikleri dolayısı ile güçlü bir aydın ve yazar grubu katılmıştı. Ruhi Su, Ümit Kaftancıoğlu, İhsan Hınçer, Sadi Yaver Ataman, Osman Atilla, Vecdi Yarman, İrfan Ünver Nasrattınoğlu ve ismini anımsayamadığım bir çok aydın, ozanlar bir araya gelmişti. O etkinlikte gazeteci olarak ilk söyleşimi de onun ile yapmıştım.
Karacaoğlan Mut’lu mu? Adana’lı mı? Bilimsel konferanslar, seminerler, sempozyumlar düzenlendi. Bütün bunarın öncülüğünü Yahya İnanıcı yapmıştı. İşte bu yönü ile Kültür adamı olarak karşımıza çıktı. Küçük bir kasaba kimliğinden, gelişmiş bir ilçe kimliği ön plana çıktı.
Belediye başkanlığı görevinden sonra Ankara yaşamı; hep sanat, kültür işlevlerinin içinde yer aldı. Bıraktığı yerden Başkentte; Taşeli yöresinin kültürünün gelişmesine katkıda bulundu. Orman Bakanlığı arkasındaki ofisi; sanatçı, siyasetçilerin buluşma yeri olmuştu.
Ankara’da, İçel ilinin her bir köşesinde siyaset yaptı. Bir iş adamı olarak kolayı seçmedi. Sağ politikacılık yerine, sol politikayı seçti.
Parti içinde ön seçimlerde birinci sıralara geldi; ama onun şansızlığı, şark kurnazlığını aşamadı. Siyasetin yozlaştığı 12 eylül sonrası, ayak oyunları, partiye ihanetler başladı. 2000, 2500 gibi oy farkları ile seçimleri kaybetti. Milletvekili adayı olmayan iki belediye başkanı ya yurt dışına gitti ya da otobüsün üzerine bile çıkmadılar. Anap, Doğru Yol Partisinden sağ milletvekillerini destekleyerek, partiye ihanetin yolunu açtılar. Gün geldi, onlara da başkaları onları kerhen bile destek vermediklerinden parti ihanetçisi oldular.
Son 15 yılın politik yaşamına bakıldığında Silifke, Mut milletvekili görmedi. Özellikle Yahya İnanıcı milletvekili olsaydı; gerek turizm ve ticari anlamda bölgenin kaderi değişebilirdi.
1991 seçimlerinde partiye ihanet edenler, hem partilerine, hem de bölgeye büyük zarar verdiler. Silifke il olamadı, Silifke Kültür Merkezi yapılamadı. Silifke sanayi sitesinin yapımı yıllarca sürdü. Sanayi giremedi. Turizmde gerekli yatırım payını alamadı.
Bütün bunlara rağmen Yahya İnanıcı, hiç birine küsmedi. Onlara maddi ve manevi desteklerini sürdürdü. Kendisini hasta yatağında ziyarete gittiğimizde; Silifke ve Taşucu’nda yerel seçimleri alınmasını istiyordu.
O susuz kalan köylere tanker ile su taşırken, başkaları oy aldılar. Ve aksuvat suyu hala akmamışsa, hala gecikiyorsa; işte Yahya İnanıcı gibi siyasetçilerin olmayışından kaynaklanmaktadır.
Yahya İnanıcı’nın ruhunun şad olması için, yerinde rahat uyuması için; gelin kinlerimizi, nefretlerimizi atalım. Bir birimize sahip çıkalım. Hem partiyi, hem bölgemizi, hem de ülkemizi kurtaralım.
23.7.2006 Sesimiz Silifke gazetesi.