FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 25 Ocak 2024 152 Görüntüleme

UĞUR’LAR OLSUN…

Mücadele etmek mi zor olan, yoksa tüm zorluklara rağmen ayakta kalabilmeyi başarabilen mi güçlü insan? Her şeyin kolayı varken insan kendini neden ateşin ortasına atıp canı pahasına da olsa mücadele etmekten vazgeçmez. Neden susmayı tercih edip, tıkır tıkır köşesinde yazmak dururken, emperyalizme köle olmayalım, sokak ortasında kirli eller tarafından öldürülmeyelim diye, zalimlerin zulmüne karşı gelir. Kendi deyimiyle, ”bembeyaz kefeniyle” onların karşısında neden durur. Ülkenin çalkantılı olduğu dönemlerden geçerken, sönmesin diye ışıklarımız, görmediklerimizi gösterip gözlerimizi açmamız gerektiğini yazarak, neden bilinmedik okyanuslara açılır. Fırtınalı denizlerde kabaran yok olup giden gençlerin yüreğindekileri neden döker bizlere. Gelecek nesiller aydınlansın gençlerimiz bir hiç uğruna yok olup gitmesin diye bildiklerinden bilmediklerimize gönderme yapar. Sorumlu olduğumuz yaşantımızdan sorumlu olduğunu düşünerek yazar.
İnandığı değerler üzerine kurduğu dünyanın ve yaşadığı toprakların hainlerle dolu olduğunu, onlarla savaşmanın tek yolunun bu olduğunu bildiği için olsa gerek. Göğsünü gere gere zor günlerden geçerken, aynı direnci gösteremeyenlere umut aşılayıp, susmayı tercih edenlere cezasız kalmayacaklarını bildirmek için olsa gerek. Gücü elinde bulunduranların karşısında umutsuzluğa kapılmayıp, tüm bu sıkıntılara rağmen yaşamdan vazgeçmeden, kimsenin elinde oyuncak olmamak için olsa gerek. Zorbalıkla gücü elinde bulunduran faşist ruhların karşısında pes etmeyip, birbirimize kenetlenerek zorlukların üstesinden gelmeyi başarabilmenin onuruyla haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı dimdik durabilmek olsa gerek.
Uğur Mumcu, dağlardaki kır çiçeklerini toplayıp demet yaparken, erdemli olmanın, onurlu yaşamanın ve inanç dediği kavramların önemine dem vururken olup bitenlerin farkına varmamız için söylüyordu tüm bunları. Bildiklerini söylemekten gocunmadıysa bunu yaparken, kendimiz gibi yaşayalım, emperyalizme köle olmayalım diye mücadeleden vazgeçmedi. Yoksulluktan gelip geçerken ardında bıraktıklarını yok sayıp şehrin büyüsüne kaptırmadı kendisini. İhtiyacı olanlara yardım elini uzatırken, güçlünün yanında değil düşkünün yanında durdu. Ezmedi, ezdirmedi, ezenlere karşı durup, ezilenlerin yanında durdu Uğur Mumcu.
Sokak aralarında dökülen kanlar, sokak ortasında yapılırken insan avcılarına karşı sivri diliyle ve güçlü kalemiyle cevap verdi. İnsanlıktan nasibini almayanlara inat, gördüğünü görmezden gelmeyip, bildiğini o soytarıların kafasına bilgisiyle balyoz gibi vurmaktan gocunmadı. Emperyalizmin uşaklarına boyun eğmeyelim, sömürü düzenine köle olmayalım diye yaptı tüm bunları. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyete karşı çıkanlara, sistemi çökertmeye çalışanlara karşı bilip te söylemeden edemezdi.
Gücünü, kudretini sadece halkın sevgisinden, kaleminin gücünü ise bilimin ışığından alan Uğur Mumcu, Atatürk’ün “tam bağımsızlık” inanç ve ruhuyla beslenen tüm kötülüklere savaş açan özgürlüğün simgesi. Yobazın gazabından korkmayan, terörü lanetleyen, vurguncuların karşısında olduğunu bas bas bağıran, hırsızların emeğimizi çalmasına göz yummayan bağımsız bir gelecek ve Türkiye için canından olan Uğur Mumcu. Bugün 24 Ocak 1993 te yaşamasına, yaşamına son verilen ama gönüllerimizde yaşayan Uğur Mumcu.
Yirminci yüzyıla girerken, bize önderlik eden insanların yaşamlarından örnekler alıp biraz olsun insan avcılığına soyunsaydık keşke. Dilinin ucundan zehirli bir mızrak gibi kibir damlayan insanlar olmasaydı karşımızda. Şimdi en zoru da bu dünya da insan olarak,
İnsanlığından ödün vermeden yaşam savaşı vermek. Çirkinliğin, kötülüğün, merhametsizliğin ve vicdansızlığın sürüler halinde gezdiği ülkemizde yaşamak başlı başına bir mücadele.
Evet dostlar Uğur Mumcu bugün yazılıyorsa ve dedikleri bir bir ortaya çıkıyorsa hala yaşıyor demektir. Eğer ki bugün Uğur Mumcu gibi insanlar yaşamıyorsa, gözü doymayan anti-emperyalist güçlere karşı gelişinden dolayı yaşamıyordur. Arkasına terör örgütlerini alarak savaşanlara karşı tek bir kişiye karşılık, halkın uyanmaması için böylesine bir gövde gösterisi yapıldı. Kaleminin gücünü bilgisiyle dolduran bir kalemi kırmak kolay değildi. Biz onun söylediklerini unutmadık ama unutanlar olduysa da oda yaşadığı ülkenin üzerinde yapılan oyunları bilmediğinden, görmediğindendir. Değilse atalarımızın kanlarıyla ödedikleri bedelleri, kurtuluş savaşında verdikleri mücadeleyi özümseyip kavrayabilselerdi, eminim ki onlar da haklı olduklarını söyleyeceklerdi. Ama sadece haklı olmak için değil güzel bir gelecek kurmak bilginin ışığıyla aydınlanmak ve yaşadığımız bu topraklarda özgürce dolaşalım diye yapıldı tüm bunlar. Ülkemiz karanlık günlere doğru sürüklenirken, üzerine düşen görevini yerine getirmenin gururuyla çıktığı yolda vuruldu, daha doğrusu katledildi. Şair arkadaşları, dostları bin bir ağıt yaktılar, yandılar! Onun gidişiyle sadece gerçekleri anlatmanın ne kadar zor olduğunu yüreğine güvenen bir kalemin zamansız, vadesiz ölümüyle uyanmak ne kadar acı geldi dostlarına ve sevenlerine. Bu mücadelenin bedeli bu kadar ağır olmamalıydı. Şartlar ne olursa olsun güç dengesi eşit olmalıydı. Güçler savaşını kazanan her zaman bir adım önde olmalıydı.
Gücünü halkın sevgisinden alan güzel yürekli insan! Uğur’lar olsun, Uğur’lar olsun. Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun. Bir keskin kalemin, bir kırık gözlüğün hatıramızdan silinmedi, silinmeyecek. Mekânın cennet olsun. Işıklar içinde uyu.
Uğur Mumcu anısına saygıyla.

İlginizi çekebilir

SATIR ARALARI

SATIR ARALARI

Tema Tasarım | Osgaka.com