6 Mayıs’ta Hıdırellez bayramı kutlarız. Hızır ile İlyas bir yerde buluşurlar. Binlerce yıldır bu inanış devam eder. Sümerler, Akadlar ve dünyada kutlanmaya devam edilir. Hatta UNESCO kutlanacak günlere bile almış. Ama 1972 yılından bu yana ağzımızın tadı ile bayramı kutlayamıyoruz. Faşist cuntanın mahkemesi, bu ülkede TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE diyen gençlerden üçünü aldılar o gece idam ettiler. İntikam alıyorlardı. Kimin, Amerika’nın, Menderes’in intikamı alınıyordu. 12 Eylül’ün Amerikancı cuntası emir vermişti, o günkü askeri mahkeme yasalarda 3-5 yıl olan cezayı idam olarak kullandılar.
49 yıl geçti, içimizde yara. Halk Tv’de 9 Mayıs’ta Görkemli Hatıralar programında izledikçe yaramız iyice irinleşti. 6 Mayıs sabahı onları anmaya gidenleri mezarlarına sokmadılar. Çiçekleri elerinde kaldı. Bu şunu gösteriyordu. Hala intikam ateşleri sönmemiş. Hala Üç Fidanın adından korkuyorlar.
O yıllarda lisede öğrenciyim. Bir akrabam askerden izinli gelmiş. Askeri parkasını giydim okula gittim. Milli Savunma dersi öğretmenimiz Binbaşı bana çok kızdı.
“Git eve o parkayı çıkar, gel.” Dersten çıktım. Ev yerine dağlara vurdum. Akşam gün batıncaya kadar gezdim. Marşlar söyledim. Parkayı da sahibi rahmetli Veysel Şimşek’e geri verdim.
Birkaç gün geçti. Savcı İhsan Bey beni yanına çağırdı.
“Kolunu uzat bakayım, saatini çıkar bana ver.” Çıkardım, verdim.
“Üzerinde üç yıldız ve balık var.”
“Üç yıldız soyadım, balıkta burcum. Arkadaşım Vural Barlas saatime bu işareti koyuverdi.”
“Sen Filistin Kurtuluş Ordusu’na yardıma gitmişsin, hakkında ihbar var.”
“Lisede öğrenciyim, devam durumumu incelerseniz, bir yere gitmediğimi görürüsünüz. Evden çalıştığım avukat bürosuna, oradan okula gidiyorum. Zaman yetmiyor. Sizin ile de sık sık görüşüyoruz.”
O da okulu aradı. Devamsızlığım yoktu.
“Kovuşturmaya gerek yoktur” diye dosyama yazdı. Adana Sıkıyönetim Komutanlığına gitmeden kurtuldum. O da savcı İhsan Bey, beni çok sevdiği için…
O günden bu yana her 6 Mayıs’ta içimiz buruk olarak Hıdırellezi karşılarız. Ağzımızın tadı ile bir bayram kutlanmaz. O gün gidip ziyaretlere dilek dilemek bile içimizden gelmez.
1961 anayasasını bir kurucu meclis hazırlamıştı. O anayasa dünyanın en iyi anayasası idi. Ama egemen güce dar geliyordu. 12 Mart, 12 Eylül ile kuşa çevrildi. Sonra tek adam anayasası ile parlamenter sistemi mumla arar olduk. İki partinin dışında bu anayasayı savunan yok. Hep GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM. Sağcısı, solcusunun ortak paydası bu.
Bir şeyler yapmalı. 6 Mayıs 2022 tarihinde Ankara’da bir anıt yapılmalı. O Üç Fidan’ın son isteği yanyana yatmaları sağlanmalı. Üçü yan yana, bir anıt mezar.
Üç Fidan / Tam Bağımsız Türkiye Anıtı.
Açılışına tüm demokrasiye inananlar hep birlikte katılacağına inanıyorum.
Haydi Mansur Yavaş bir şey yap. Bu anıtı halkımıza kazandır. Bunu yapsa yapsa siz yaparsınız.