29-30 EKİM 1977 günlerinde Silifke’de yapılacak olan Türkmen şenlikleri çalışmaları için 16 Ekim’de yapılan görev bölümü gereğince; Komiteden Aslan Türe Anamur’a, Özcan Seyhan, Ali Rıza Pembe Ermenek’e, ben de Uzuncaburç Ura yönüne gitmek üzere yola koyulduk.
Araç beklerken, kabasakallı köyünden bir köylü ile tanış olduk. Ala çulları köylerden toplayıp, satıyormuş. Topladıkları çulları sergilemek üzere anlaştık. Bir pikap ile hareket ettik. Demircili’de bir gün önce kaza yapan öğretmenin motorunu taşıta koyduk. Kırağbucağı’nda araçta indim. Öğretmenlerin toplantısı olduğundan okulları tatilmiş. Muhtar Uzuncaburç’a gitmiş. Yolun kenarında bir çulfalık kurulmuş. Üç kadın ala çul dokuyor.
“Kolay gelsin.”
“Sağ olun. Hoş geldiniz.”
“Ne güzel dokuyorsunuz. Elinize sağlık.”
“Kış aylarında avara kalmamak için dokuyoruz.”
“Kaç günde dokuyorsunuz?”
“İki kişi yirmi günde dokur.”
“Satmak için mi topluyorsunuz?”
“Genellikle çeyizlik olarak dokuyoruz.”
“Bu çulu üç kişi dokuyorsunuz.”
“Bir birimize yardım ederiz. Bu çulu ben alacağım. Sıra ile her birimize dokuyacağız. Burada keşik, imece ile bir birimize yardım ederiz.”
Fotoğraf çekmek istiyorum. Çulfalığın başından kalkıyorlar. Ben de yalnız çulfalığın resmini çekiyorum.
Uzuncaburç’a gidiyorum. Kahvede Bilal Candan’ı sordum. Evine gittim. Tahta oyma işi ile uğraş veriyor. Istar tarağı, mekik, tahta kaşık, ellik yapıyormuş.
Ortaokula gittim. Sergi için yardım istedim. Okulu müdürü olmadığından yanıt alamadım.
Boyacı Kadir Kurt’un evine uğradım. Evde yokmuş. Eşi ve çocukları karşıladı. Bir iki ala çul resmi çektim. Bu yörede ala çulların doğal boyalarını hazırlıyormuş. Eşi ve çocukları da ona yardım ediyorlarmış.
Bir motorla Yeğenli köyüne gittim. Oradan da yürüyerek Örenköyü’ne gittim. Tahsin Öğretmen köyde yokmuş. Muhtar Sarı Memet (Mehmet Uysal) sordum. Alan’a gitti, dediler. İki yıl önce vekil öğretmenlik yaptığım okula uğradım. Yerli yerinde duruyor. 20 öğrenciye düşmüş. Yeni su deposu yapılmış. Akşam olurken köyden ayrıldım. Alan’a vardığımda Hüseyin Keya ile karşılaştım. Sarı Memet’in yörük çadırını öğrendim. Meşe, ardıç ağaçlarının arasına kara çadır kurulmuş. Onunla söyleşi kurduk. Politikacılar gelip gidiyormuş. Fevzi Arıcı da köye gelmiş.
“Ecevit hükümetine güven oyu vermem için beş milyon verdiler. (Yazmaya utandığım ek bir cazip teklif etti.) Ama güven oyu vermedim.” (1977’lerde politika cambazları hala pazarda. Sarı Memet kızıyor.)
“Bu adamlar yalan söyleye söyleye vekil oluyorlar.”
Sergi için köy olarak yardım edeceklerini belirti. Öğrencim olan Suzan, amcası Ali Uysal’ın yanında orta okula gidiyormuş.
Kara çadırda yattım. Bir yatağı bana verdiler. Sabah kalktığımda kızların bir yatağı uzunlamasına koyup, yattıklarını gördüm. Sol kolum dışarıda kalmış ağrıyor. Buz gibi bir hava içime işlerken otobüse binip köyden ayrılıyorum.
“Biz hep Türkmeniz dediler,
İlmik ilmik çul ördüler.
Ala karlı, boz ardıçlı
Çadırlarda göründüler.”
Otobüsten Uzuncaburç’ta indim. Kadir Kurt’a tekrar uğradım. Sergide bize katkı sunacak. Sergilerden, kooperatifçilik, ala çul ihracatından sözedip durduk. Ala çulları kızlara çeyiz olarak dokuyorlar. En az 8-12 arasında ala çul, kızıl ala dokuyorlar. Bir yarıştır devam ediyor.
Öğleye doğru Silifke’ye geldim. Bir iki saat sonra Kırtıl’a gittim. Yollarda deve fotoğrafları çektim. Köye Felteş Dede ile birlikte gittik. Hasan Gündoğdu, İsmet Bulut ile görüştüm. Gece oluncaya kadar çaldık, söyledik. Köy enstitülerini konuştuk. İç geçirdik. O güzelim eğitim yuvalarını, onların birer birer kapatılması.
Şenliklere katılacak olan mengi ve samah grubunun oyuncularını tespit ettik. Sergiye götürülecek olan tahta oymaları hazırladık. Şenliklerden birkaç gün önce Halk eğitim Merkezinde çalışma yapılması kararlaştırıldı.
Gece bir saat geri alındı. Saat ayarlaması ile 2,5 günlük enerji kazanımı oluyormuş. Gece boyunca yağmur çiseledi. Sabah, babam bir arkadaşı ile köye gelmişti. Onun ile döndük.
Türkmen şenlikleri ile ilgili olarak gezi raporumu hazırlayarak komiteye teslim ettim. Sergi için bütün kuruluşlara, köylere yazılar yazıldı. Davet edilecekler listesine birkaç isim önerdim. Ümit Kaftancıoğlu, Durmuş Yazıcıoğlu, Ali Gürlü, Kemal Öğretmen…
Türkmen Şenlikleri 29-30 Ekim’de yapıldı. Ermenek, Gülnar, Anamur, Mut (Çukurbağ – Çömelek), Silifke (Sarıaydın, Kavak, Çatak , Kabasakallı, Kırtıl), Mersin Arslanköy’den Yörük ve Türkmenler geldiler. Türkülerini çalıp söylediler ve seyirlik Arap oyunlarını sergilediler. Şenliklere gelen yazar, araştırmacılar ile buluştular.
Köylerden topladığımız el sanatları salonda sergilendi. Eski İçel / Taşeli yöresi kültürü bir araya geldi. Ermenek, Gülnar, Aydıncık, Arslanköy, Sarı Aydın, Silifke, Çukurbağ, Çömelek, Çatak, Sarıkavak, Kabasakllı, Kayabaşı, Kırtıl; Toroslardan, Akdeniz’e inen kültür yumağı. Hepsinde ortak kültür. 1836’da Osmanlı’nın Türkmenleri Yörük, Türkmen, Alevi, Sünni diye bölme politikası tutmamış.
Yapay görüntü var. Ama kültürü değiştirememişler. Onların yolunu Karaca Oğlan, Yunus Emre aydınlatmış. İç Anadolu’da devam eden Emevi kültürüne, yozlaşmasına dönüp bakmamışlar. Toros’lardan, Akdeniz’e, Akdeniz’den, Toroslar’a bir köprü oluşmuş. Kıbrıs’a ulaşmış. Kıbrıs’tan Silifke üstünden Toros’lara ulaşmış. Bir bakmışsınız Küçük Karacaoğlan olmuş. Bakmışsınız Köprübaşılı Hüseyin, Aşık Veli, Krıtıl’da Veysel Şimşek, Felteş Dede. Taşucu’nda Hacı Keya, Keben’de Tüter Kerim, Kayabaşında Horoz Hasan, Kumaçukuru’nda Kanimini, Çukurbağ’da, Çömelek’te, Kabasakallı’da seyirlik orta oyunları çıkmış karşımıza. Sarı Aydın Köyünde Musa Yıldız; Kemeneci Şıh Dayısının yolunda devam ediyor.
Anamur’dan heybesi omzunda bir grup, Ermenek’ten, Çatak’tan kemanesi, davulu ile katılan gruplar. Kırtıl’dan Tahtacılar Mengi oynayıp, samah dönüyorlar.
İşte Türkmen’in yaşamı; Kırtıl’da Zombak / Ali usta, Uzuncaburç’ta Bilal Candan Usta aynı ağacı oyuyor. Kaşık, saban yapıyor. Demirci Bayram usta balta, kazma yapıyor, sabanın demirini yapıyor. Orak yapıyor. Kadınlar çulfalığın başında; ala çul, ala çuval dokuyor. Kadın, erkek ortak bir yaşam mücadelesi veriyorlar.
Milli Folklor Araştırmaları Daire Başkanı Nail Tan, Kütüphaneler Genel Müdürü Müjgan Cumhur, Araştırmacı Yazar İrfan Ünver Nasrattınoğlu, eşi Gönül Nasrattınoğlu, Romanya Kültür Ateşesi ve eşi, TRT Çukurova Radyosundan Kemal Öğretmen şenliğin onur konukları oldu.
Müjgan Cumhur şöyle özetliyordu:
“Şu köylülere bakın. Bir araya gelmişler. Güzel güzel kaynaşmışlar. Onları çekemeyenler; sağcısın, solcusun, alevi, sünnisin diye bölüp, parçalayıp dövüştürüyorlar. Oysa bu tablo inadına bir yaşam felsefesinin, barışın, sevginin Toros’larda yeşerimi.”
6.9.2007 Sesimiz – Silifke Gazetesi.
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
TÜRKMEN ŞENLİKLERİ 1977
Benzer Haberler
-
MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI
-
Zeytin üreticileri zor durumda
-
KADIN KATLİNE VE TACİZE ARTIK YETER!
-
Başkan Orhan: “Festivalde yaşananları tasvip etmiyoruz.”
-
Ekim Ayı Mut Belediye Meclis Toplantısı Yapıldı
-
DÜNYANIN EN BÜYÜK TÜRK BAYRAĞI BOYANDI
-
MUT KAYMAKAMI AYRANCI’DAN 30 AĞUSTOS MESAJI
-
ANAYASAYA ERİŞİLEMİYOR
-
MUT’TA 15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ
-
VALİ PEHLİVAN’DAN 15 TEMMUZ MESAJI
-
BİR SİYAH YUMURTA HİKAYESİ
-
Tüm Emekliler Sendikası’ndan basın açıklaması: “Emeklileri aç bırakarak tasarruf yapılamaz.”