Taşeli’de, Toros’larda yaşayan tahtacılarda çocukların doğumlarında yaşayan doğum geleneklerinden bazı bölümleri sizlerle paylaşmak diledim. Çocuklarımız, hele uzun süre beklendikten sonra gelen çocuklar. Onlar geldiklerinde ana babası ve çevresini mutlu ederler. İşte mutluğun paylaşımlarını göreceğiz.
KÜTÜK ATMA TÖRENİ:
Uzun yıllar çocuk olmamışsa veya sürekli, kız veya erkek olmuşsa; yani iki üç erkekten sonra kız olmuşsa, kütük atma geleneği yerine getirilir. Çocuk olduğu zaman, bir komşu veya yakını bir kütük alır gelir, evin önüne atar.
“Oğlan bobası (kız bobası), haydin gözün aydın. Dileğiniz kabul oldu.”
“Sağ olun da ne istiyorsunuz?”
“Siz sağ olun, bahtı açık olsun. Düğünü güzün olsun. Çalgı, çengi gelsin. Eğlence olsun.”
Bunun üzerine çocuğun babası hemen davulcu bulur, davul çalmaya başlanınca evin önünde toplanılır. Çalgı ile birlikte gelenler, ev ev gezerek her evden bir kütük alınır. Her kütük alınmada bir mengi oynanır. Köy dolaşıldıktan sonra eve gelinir, kütükler atılır. Kurban kesilir. Ateş yakılır, ateş etrafında mengi oynanır, halay çekilir.
Akşam hazırlanan yemekler yenir, mengiler oynanır. Eğlence yapılır. Dede veya mürebbi çocuğun kulağına dua edip, adını verir.
“ALLAHÜMME SALLİ, SEYİT İLE MUHAMMET, YA ALİ. Pirimiz Hünkar Hacı Bektaşi Veli, çocuğun adı olsun Ali.” Üç defa tekrarlanan dua sonunda, çocuk babasına verilir. O da kulağına;
“Alim adınla bin yaşa” der, anasına verir.
-Bu törende de bozkır kültürünün, Şamanlığın yaşadığını; çocuk doğma töreninde kütüklerle yapılması geleneğinden alındığını biliyoruz.
KIRK KARIŞMA:
Çocuk doğmuştur. Eğer aynı günde başka bir çocuk doğmuşsa, kırk gün geçinceye kadar, bu aileler birbirlerini görmemeye çalışırlar. Eğer bir birlerini görürlerse, çocuklarının kırkının karışacağına inanırlar. Kırk karışan çocuklar onmaz. Çelimsiz olur. Eğer kazara kırk karışmışsa, kırkı karışan çocuk, solak su değirmenine götürülür. Çarşamba günleri ziyaret günleri olarak benimsendiğinden, bu gün çocuk değirmene götürülür. Su akan yerde çocuk yedi kez suya batırılır, çıkarılır. Eve gelince horoz kesilir, yemeği yapılıp, komşulara dağıtılır.Böylece kırkı karışan çocuğun kırkı aralanır.
ALTI AYLIK KINA:
Eğer doğan çocuk kız ise, altı aylık kına yapılır. Altı ay dolunca; kaynana gelinine ve çocuğa elbise diktirir. Yemekler hazırlanır. Konu komşu davet edilir.
Komşular birer hediye alırlar, gelirler. Altın, para ne getirmiş ise, çocuğun battaniyesine takılır.
Yemekler yenir, hayırlı duaları edilir. Hazırlanan yemekler, çerezler yenir, şerbetler içilir.
Eğlence sırasında bebeğin en yakını, ablası veya evlenmemiş en yakın bir kız kınayı ellerinde arkadaşları ile birlikte gezdirirler. Önce bebeğin ellerine, alnına kına yakılır. Sonra diğerlerinin avuçlarının ortasına kına yakılır. Bunlar sonra doğum günlerinde tekrarlanır.
-Göktürkler de çocuk doğduktan altı ay sonra yapılan kutlamalarda benzerlik vardır.
DİŞ BULGURU:
Doğan çocuk, aylar geçince dişleri çıkmaya başlar. Zor günlerdir. Bu zorlukları kolayca aşılsın diyerek diş bulguru törenleri yapılır. Bu gelenek Anadolu’da diğer Türkmen ve Yörüklerde de görmekteyiz. Diş çıkarmaya başlayan bütün çocuklarda uygulanır. Bir iki diş çıkmaya başladığında; anası büyük tencereye buğday, nohut, mısır, mercimek kor. Bunu güzelce yıkar. Taş, topraktan arındırılır. Sonra tekrar bir tencereye konularak kaynatılır. Bunlar pişince kaplara konulur, üzerine melengiç, çıtlık konularak süslenir. Herkes eve çağrılır. Önce birisi dua eder:
“Allah analı babalı büyütsün, dert vermesin, dertlerine derman bulsun, diş ağrısı çekmesin” der ve hazırlanan diş bulgurundan yemeye başlar. Diğer gelenler de kaşıkları alarak yemeye başlarlar. Çocuk elden ele dolaştırılarak sevilir. Diş bulguru yenilen kap veya kaplara arılık anlamında para atılır. Bu arılık olarak atılan paralar toplanarak çocuğa andaç bir hediye alınır.
Eğer çocuğun diş bulguru çeşitli nedenlerle yapılmamışsa, büyüdüğü zaman dişlerinin erken döküleceğine inanılır. Büyüdüğü zaman dişi ağrıyan birisine; “Senin diş bulgurun yapılmamış mı?” diye sorulur.
Kaynak kişiler:
- Bahar Gündoğdu (Köse Bahar, Köse’nin kızı.) 1929 Mut Köprübaşı Köyü doğ. Okur yazarlığı yok. Bahçecilikle uğraşıyor. Ezberinde 1000’e yakın nefes var. Kırtıl Köyünde oturuyor, beş çocuğu var. Bildiği nefesleri kendi sesiyle okur.
- Nevzat Üçyıldız’ın, Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü lisans tezi.