FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 19 Ocak 2021 814 Görüntüleme

Tarihte Kadın Psikolojisi

Kadınlar günümüze kadar birçok role bürünmüş ve süreçten geçmiştir. Kadınlar tarihte; bazen güçlü bir savaşçı, ayakları yere basan bir siyasi lider veya çocuğunun üstünden battaniyesini alıp merminin üstüne örten bir anne olarak karşımıza çıkmışlardır.
Kadın psikolojisinin doğuşuna bakacak olursak, Darwin ve Freud’un ortaya attığı görüşler, kadın psikolojisinin filizlenmesine yol açmıştır. Darwin; “kadınlar erkeklere azim, zeka veya cesaret yönünden ulaşmaya çalışırlar ama bunu başaramazlar. Bu yüzden erkekler kadınlardan daha üstündür” görüşünü ortaya atmıştır. Bazı araştırmacılarda, kadınlar toplumda sadece çocuk yetiştirici olarak yer alır diyerek Darwin’in görüşünü bir noktada desteklemişlerdir. Tarihte sadece bu görüşler gibi kadınların psikolojisini yok sayan veya erkeklerin gerisinden gelen bir bakış açısının varlığından söz edemeyiz. Aksine bu görüşün tersi yönde de var olan mitler mevcuttur. Özellikle Hollingworth, kadınlarda oluşan akli ve fiziki performans dalgalanmalarının adet döngülerinden kaynaklanmadığı, eğer bu performans dalgalanması bir kadında mevcutsa herkes gibi çevresel kaynaklı olabileceğini ortaya atmıştır. Hollingworth, bir kadın olarak; kadınlara yönelik olumsuz görüşlerin mevcut olduğu bir çağda başkaldıran ve önemli görüşlere sahip bir kadın psikolog olarak tarihte yerini almıştır. Mary Calkins de kadınların zihinsel yeterliliklerinin erkeklerden daha az olduğu yönündeki miti çürüten kadın araştırmacılardan biridir. Kadın psikolojisinin öncülerinden olmakla birlikte, 1905 yılında Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) ilk başkanı olmasıyla tanınmaktadır. Görüyoruz ki hem kadın psikolojisi dalında hem de psikoloji biliminde kadınların izleri oldukça kalıcı ve önem arz etmektedir. Tarihte kadınların psikolojisine yönelik gerçeklik barındırmayan veya tersi yönde bu görüşleri çürüten birçok araştırmacıya ve mitlere rastlayabiliriz.
Günümüze geldiğimizde, kadınların iş hayatında aktif olduğunu görüyoruz. Kadınlar, iş yerlerinde veya toplumun olduğu her yerde, cinsiyetleri yüzünden pek çok önyargıya maruz kalmakta ve bu durumda kadınların psikolojisi olumsuz yönde etkilenmektedir. Günümüzde gelişen teknolojiyle birlikte artan duyarlılık ve mücadeleler, beraberinde kadına verilen önemin artmasını sağlamıştır. Bu durumda kadınlara umut aşılamakta ve aynı zamanda sessiz kalmamaları için araç oluşturmaktadır. Tek temennimiz gelişen duyarlılığın, insanların özelliği haline gelmesi ve başka ayrımcılığa uğrayan insanlara, canlılara transfer edilebilmesidir. Ha bir de sadece sosyal medya da kalmaması 🙂

Tema Tasarım | Osgaka.com