FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 28 Aralık 2023 126 Görüntüleme

SİLİFKE REŞADİYE CAMİSİ / 2

Caminin doğu ve batı yanlarında yer alan iki sundurmanın da altında, yakınlarda olabilecek bir Roma tapınağından getirildiğini varsayabileceğimiz taş dikitler sıralanır. Bu taş dikitlerin süslemeli olan altlıkları ve başlıkları, yapının görselliğine güzellik katar. Doğu yüzdeki açık çatı sundurmanın altında 13, batı yüzdeki açık çatının altında ise 8 taş dikit kullanılmıştır. Ancak Silifke kent içinde günümüze ulaşan Jüpiter Tapınağı’nın taşlarına bakılıp incelendiğinde, burada camide kullanılan taş dikitlerin bu tapınakla ilişkilendirilemeyeceği görülür. Çünkü Jüpiter Tapınağı’ndaki taş dikitlerin kucaklama ölçüsü ve üzerine tırmanılamaz yükseklikte görünen boylarının uzunluğu, burada camide kullanılanlara göre abartılı ölçüde büyük kalır. Ek olarak açıklamak gerekirse, Silifke kent içinde eski dönemde 3 tapınağın olabileceği söylentisine dayanarak bu camide kullanılan taş dikitlerin günümüze ulaşamamış başka bir tapınak ya da Roma Dönemi’nin önemli bir yapısından sökülüp getirilerek burada kullanılmış olabileceği düşünülebilir. Odağımızı taş dikitlerden alıp sundurmalara geri dönecek olursak, bu üzeri çatı ile örtülü yarı açık yerlerin camiye yaslandığı iki yandan sağlanmış olduğu gölge etkisinin, yapım döneminde içeride namaz kılacak olan kişilerin serin tutulmasını sağlamayı amaçladığını da söyleyebiliriz. Ancak başta da belirttiğimiz gibi ana yolun caminin kuzey dibinde geçmesi dolayısıyla, orada yapılması gereken son gelenler (son cemaat) bölümünün caminin iki yanına eklenip yapılarak bu amaca yönelik buraların kullanılmış olabileceğini belirtebiliriz.
Reşadiye Camisi’nin ana yapısı 17 metreye 22 metre çatı ölçüleri altında 375 metre kare oturum üzerinde görünür. Ancak söz konusu taş dikitlerle desteklenmiş gölgelikler de eklenirse, tüm oturum 530 metre kareyi bulur.
Sultan Mehmet Reşat döneminde, Nüzhet Paşa yetesiyle (tarafından) yapıldığı için Reşadiye adı verilmiş olan bu cami, günümüzde sağlam durumda ve kullanıma açıktır. Kuzey yanından geçen sokaktan cami içine girildiğinde, küçük bir kapalı giriş bölümü olan bu caminin ana bölümüne bu bölümden geçilip içeriye açılan kapıdan girilir. Bu iki bölümle birlikte caminin birinci katında toplam erkek sığası (kapasitesi) yaklaşık 400, üst katta bulunan üç sıralık (saflık) yerde ise 80 kadın sığası vardır. Caminin birinci katında, dört yanı dolanan duralarda (duvarlarda) 11 büyük ve her birinin üzerinde de 10 küçük tereze (pencere) açılmıştır. On ikinci büyük terezenin olması gereken sağ yan dipte ise bir kapı görünür. Bu kapı, az önce anlattığımız ana girişi sağlayan gerideki dış ve iç kapıları bir anlamda yedeklemiş olur. Yaptığımız incelemelerde gördüğümüz üzere, birdey (aynı) özellikteki bu yedek kapı Taşucu Haliliye Camisi ve Sökün Camisi’nde buraya göre ters olacak yönde, sol yanda açılmıştır.
İçeride ve dışarıda kuş yuvası ölçüsünde olduğu görülen 10 küçük terezenin dört yaprak biçimli yapılmış olması, burada kiliselerde görünen yapı geleneğini çağrıştırır. Ancak günümüzde cami tasaraçlarının (mimarları) yerel Ermeni ustalar olduğu kesin olarak bilinen Gaziantep yöresi camilerindeki görüldüğü üzere, o dönemde Taşeli yöresi ve dolayısıyla Silifke yerleşiminde de taş ustalarının benzer özellikte yerel Hıristiyanlar olabileceği düşünülebilir. Bu açıdan ele alındığında İslam yapı geleneğinde bu ustaların emek ve bilgilerinin biçimsel özelliklerle etki göstermesi doğal karşılanabilir. Yörede buna örnek en bilinen cami, Erdemli ilçesi içinde yayla yerleşimi olan Güzeloluk Camisi’dir. Bu caminin birdeş (aynı zamanda) tasaraçı (mimarı) da olan yapı ustaları günümüz yerleşiminde yaşayanlarca bilinerek bir baba ve iki oğlu biçiminde Todri, Kimonos ve Likos olarak söylenegelirler. Adlarına bakılırsa yerel Rum toplumundan da olabilecek bu usta eller, Güzeloluk’a yakın olan Mara (Kırobası) yerleşiminin camisini de yapmışlar, diye aktarılır. 1954 yılına değin Silifke’ye bağlı yayla yerleşimi olan Güzeloluk’taki bu caminin yapımı, bilinmeyen nedenlerden dolayı 12 yıl sürmüş ve 1906 yılında bitmiştir. Cami ile birlikte bu yayla yerleşimine, ikisi müftü için olmak üzere toplam üç ev ve bir de su bulağı (çeşme) yapan söz konusu bu ustaların, kıyıya yakın yerlerde yapılan Haliliye, Reşadiye ve Sökün camilerinin yapım aşamasında çalışıp çalışmadıkları kesin bilinmemekle birlikte olasılık taşımaktadır.
Devam edecek…

Tema Tasarım | Osgaka.com