FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 14 Ekim 2024 87 Görüntüleme

SİLİFKE KAYMAKAMLARINDAN SAFFET KİBAR BEKAROĞLU

Çocukluk yıllarımda, bir bahar gününde, Kırtıl (Korucuk) – Balandız arasında imece ile yol yapım çalışması vardı. Köyde karar verdiler. Su yolunda selvi kavak ağaçlarını satıp, yol yapalım, dediler. Kavaklar kesildi, 3-4 bin lira para ile yola çıkıldı. Gökbelen Köyü ve Orman İşletmesi kazma kürek ve dinamit verdi.
Kadın, erkek ve çocuklar kazma, kürek ile 4 km.lik yolu bitirdiler. Ancak bir sorun vardı. Sulan Bucak’da Güdük Kerim (Babacan) evinin önünden yolu geçirmeye izin vermiyordu. O dönemin Kaymakamına gidildi.
“Siz oraya gidin çalışmaya başlayın, ben de geliyorum.”
Rahmetli Mehmet Demircin ile birlikte oraya geldi. Heybetli bir duruşu vardı. Tek tek el sıktı. Kaymakam gelince Güdük Kerim de geldi.
“Bak bu köylüler kadın, erkek, çocuklar yol yapmışlar. Yarın bu yoldan sen de geçeceksin, ama harmandan geçmeye izin vermiyorsun.”
“Ama üç harman bana lazım.”
“Ne ekiyorsun? “
“Arpa, buğday, mercimek, nohut.”
“Bak ben de köylü çocuğuyum, bunlar her biri ayrı zamanlarda olur, harmana getirilir. Bunun için sana iki harman fazla bile gelir.”
Eline kazmayı aldı.
“Haydi çocuklar, orta harmanı kazalım yol olsun” dedi. Yaklaşık bir saat içinde harman kazılıp yol oldu. Kaymakam cipi ile geçti, köye gitti. Biz de ardından koşa koşa köye gittik. Yolumuz yapılmıştı. İçimizdeki coşku ile nasıl vardığımızı bilemedik bile. Dudun dibinde bizi bekliyordu. İşte ilk kaymakamı böyle gördüm.
Felteş Dedem (Ahmet Duman) tanıyormuş, “Bu bizim Deli Kaymakamımız Saffet Bekaroğlu” dedi.
Köyden artık Silifke’ye göçtük. Onu hep izliyordum. Bir gün Silifke kalesine yol yapılmaya başlandı. Kaymakam Saffet Bekaroğlu, Cuma günleri kahveleri dolaşıp, orada oturanları yol çalışmasına götürdüğünü işitiyorduk. Köyde korama, imece derler ya, şejr yerinde de onu gördük. Kale sırtlarına çamlar diktirdi. Zaman zaman gidip onları suladı. Onu da halkla beraber yaptı. Bir de baktık Mersin Askeri Birlikleri geldi. Yapılan yolla birlikte tüm yamaçlara orman çamlar dikildi.
Silifke’yi sel basıyordu. Bir de baktık, Taşköprüden Baraja kadar ırmak kenarına bent yapılması. Irmak kenarında yol, parklar yapılması planlandı. Köprü başında Halk Eğitim binası ve onun yanında Turizm Derneği binası vardı. İlk yıkım oradan başlama aşamasında, o günlerde Turizm Derneği Başkanı olan gazeteci Ahmet Nadir Caner onun aleyhinde yazılar yazmaya başladı. Bizim Deli Kaymakamımız Saffet Kibar Bekaroğlu 30 Eylül 1960 günü göreve başladığı Silifke’den 21 Mart 1962 bir Nevruz günü tayin oldu.
O gitti. Sel baskınlarını önleme projeleri yarım kaldı. Silifke’yi sel basmaya devam etti. Neyse ki Ermenek Suyu üstüne bir baraj yapıldı. Artık Silifke’yi sel basmaz oldu, derken 2000’li yıllarda baraj kapakları açıldı. Su büklümünde yapılan elleme sonucunda Silifke Gazi Mahallesini su bir daha bastı.
Onun Taş Köprü – Baraj projesi bir türlü yapılamadı. Dileriz o proje DSİ, yerel yönetimler ile ortaklaşa hayat bulur. Silifke’de akıp giden Göksu nehri ile yeniden dünya çağında bir kent olur. Akdeniz’e uzanan bir tekne turları başlar.
Eğri gider, büğrü gider, Silifke’ye doğru gider, denilen Göksu nehri tekerlemesi günümüzde yerini bulur.
Bu yazıyı yazmama neden, Bekaroğlu Çamlığı bakımsızlıktan kurtarıldı. Silifke Belediyesi Başkanı Dr. Mustafa Turgut ve yöneticileri orayı tekrar elden geçirdiler, halkın hizmetine sundular. Emeklerine sağlık.
Çocukluk döneminde Say Mahallesinde evimizden elimizde kitap, defter orada çok derse çalıştık. Oradan aşağı Göksu ırmağına bakıp, hayaller kurduk. Yaşam orada çok anlamlı idi. Yukarı bakıyorduk Silifke Kalesi. Aşağı bakıyorsun Göksu nehri Akdeniz’e doğru akıp gidiyor. Aşağıdan bir yel esiyor, efil efil. Elimizdeki kitabın yapraklarını okşuyor. Okuduğun bir şiir daha anlam buluyor.
Gülgün Koçman’ın şiir kitabında:
“Dövme pilavı, bir de ayran yapsaydım,
Ne olur kadının ben olsaydım.”
Karnımızın acıktığını hissedip evlerimize gidiyorduk.
Bir şeyler yapmalı, araştırdık ki, Silifke Kaymakamı Saffet Kibar Bekaroğlu Vali Yardımcılığından emekli olmuş. O çamlığa daha verilen Bekaroğlu Çamlığı bir anıt ile anlam bulsun. Açılışına da onu çağırmak, onore etmek.
Çocukluğumda gördüğüm Kaymakamımız Saffet Bekaroğlu seni çok özledik.

Tema Tasarım | Osgaka.com