Köylerden, kente inen Aleviler, darmadağın kentin içinde bir araya gelmek, inançlarını sürdürmek için düğün salonu, kültür merkezleri nerede bulurlarsa bir araya geldiler. Orada inançlarını yok saysalar da binlerce yıldır devam ettirdiler.
8 Ocak 2022 tarihinde başlayan eğitimin ikincisi olan bölümünde 7 Mayıs 2022 Cumartesi günü İstanbul Küçük Çekmece’de bulunan Garip Dede Vakfı’nın düzenlediği Alevi Akademisinde inançlarını bilinçli olarak yapmak isteyen canlar ile birlikte olduk. 3 saatlik zaman dilimi içinde, “Gaziantep’ten Kaz Dağlarında Tahtacılar” başlıklı Yürüyen Aleviliği paylaştım.
Silifke’den 15 saatlik bir yoldan sonra bir gün önce geldiğim Bakırköy – Ataköy’de lise yıllarımda yanında çalıştığım Avukat Hatay Üyetürk’ün ve bana yazma dürtüsü veren Edebiyat Öğretmenim Perihan Üyetürk’ün konuğu oldum.
Onlarla Silifke günleri başta olmak üzere inançları, siyasal yaşamı ve kurtuluş günlerinin yollarını konuştuk.
Güneşli ve serin İstanbul günü ile uyanıp, evin yanından metrobüs ile 15 dakikada Garip Dede Cemevi’ne ulaştım.
Gadev, Alevi Akademisini kurarak canlara eğitim veriyor. 2-3 aylık eğitim sonunda onlara eğitim sertifikası vererek onurlandırıyor. Cemevinde canlar, her gün gelip lokmalar paylaşıyor. Dede hayırlı dualarını veriyor. Nefeslerini çalıp söylüyorlar. Anadolu’nun değişik yörelerinden gelmiş canlar ibadetlerini yapıyorlar. Her geçen günde tanış oldukları canlar ile kucaklaşıyorlar.
Yirmiye yakın kursiyer her hafta sonları derslere katılıyorlar. Nisan ayında başlayan dersler, Haziran ayında sona erecek. Biz ikinci dönem kurslarında birlikte olduk. Canlar Aleviliği uzmanlarından dinliyorlar, sorular soruyorlar, ayrıca canlı yayını izleyen canlar da soru soruyorlar.
Can TV’den tanış olduğum Veli Büyükşahin Dede bu eğitime davet etti, “Alevi inancında Tahtacılar’ı, inançları, yaşamları, ocakları ile tanımak isteriz” dedi.
40 yıllık alan araştırmalarımı canlar ile paylaştım. Onlar da, ben de mutlu olduk. Hele yaklaşık 12 yıldır Alevi Örgütlüğü içinde birlikte olduğumuz Belkız Kılınç bizi yalnız bırakmadı.
Garip Dede Cemevi ve Vakfı’nı ziyaret etmek bana mutluluk verdi. Garip Dede türbesine saygı buna denir. Göl kenarında kurulan cem evinde alevi canlar, aleviliği yaşıyorlar. Ziyaret ediyorlar, lokmalarını paylaşıp, inançlarını yerine getiriyorlar. Başta Vakıf Başkanı Celal Fırat olmak üzere tüm emeği geçenlerin hak hizmetlerini kabul etsin.
Bu çalışmanın tanıtımı için sizlerle paylaşmak istedim.
“ALEVİLİKTE YOL – ERKAN, İNANÇ VE OCAKLAR” PROGRAMI
Akademinin eğitim bölümünün bu ikinci programında amaç Aleviliği tanımlamak değil geleneksel olarak aktarılan ve mevcut pratiklerin anlaşılması/aktarılması olacaktır. Bu programda, öncelikle Aleviliğin yol-erkan, inanç, sürek ve ocaklar konu edilecektir.
Kavramlar, diğer inançlarla ilişkisi, Enel hakk – varlığın birliği – vahdet vücut – vahdet mevcut, Rızalık kültürü ve rıza şehri, eline beline diline sahip olmak, 4 kapı 40 makam ve ınsan-ı kamil öğretisi, cem, ikrar, semah, musahiplik, dar-didar, kutsal mekanlar, tarık-pençe, Hakk’a uğurlama erkanları, lokma-niyaz, deyiş, gülbank, Hakk-Muhammed-Ali, Hızır ve hızır orucu, muharrem orucu-aşure, Hıdırellez gibi konu başlıkları ele alınacaktır.
Alevi dairesi içerisinde kabul edilen Yaresan, Ehli Hakk, Kakai, Nusayri, Hakikatçi, Bektaşi sürekleri ve ocakların nasıl bir organizasyon içerisinde oldukları, yol-erkan, inanç ve ritüellerini nasıl yürüttükleri, aralarındaki farklılıkları ve ortak noktaların ne olduğu, geleneksel ile bu gün arasında nasıl bir geçiş yaşandığı, bu süreklere bağlı olan birey ve topluluklar ile Pir Dede aileleri gibi konular ders haline getirilecektir.
Bu programın eğitmenleri, konuların bağlamlarına ve içeriklerine göre akademisyen, araştırmacı, aktivist, kurum yöneticisi, ocak temsilcisi ve yol-erkan yürüten pir-postnişinden ana – baba – çelebi –rehber – zakirlerden oluşacaktır. “Sosyal Bilimlerin Perspektifinden Alevilik / Alevilik” Eğitim Programı’nın tamamlanmasından sonra “Alevilikte Yol-Erkan, İnanç ve Ocaklar” Eğitim Programı başlayacak ve yaklaşık iki ay içinde tamamlanmaya çalışılacaktır.”
Tüm toplumlarda gelişen kültürel ve sosyal yaşam, dil ve inançlar üzerinden geleceğe aktarılabilir. Bilgi değişimi-bilgi yasağı, demografik göç ve özellikle maksatlı asimilasyona karşı mücadele eden Aleviler, inanç kavramları içerisinde barındırdıkları öz nitelikleri, gelecek kuşaklara sözlü kültürle aktarmayı başarmışlardır.
Bu “sır”la ayakta duran ve sosyal, kültürel ve tarihsel değişim ilişkisinde sürekli “ötekiler” diye altı çizilen ve bu tanımın bedelini ödeyen bir toplumdur Aleviler.
Asimilasyon tavrıyla toplumumuza yerleştirilmek istenen değerlere, yozlaşmaya, yok saymaya ve ötekileştirmeye karşı çığlık olmaya devam edecek olan GADEV Alevilik Akademisi fikri, halkımızın Garip Dede Dergahına olan bağlılığının eseridir.
Bilim ve teknolojinin eş zamanlı, hatta birbirini destekleyerek ilerlemesi, insanı hayal edemeyeceği bir yere getirmiştir.
Bu hayal içinde yer alamayan toplumların giderek kaosa sürüklenmesi, bireyin giderek kişiliğini yitirmesi, yani nesneleşmesi ve toplumdan uzaklaşarak hiçlik duygusuna kapılması, inancımıza göre bir hastalıktır.
Bu hastalıkla doğaya ve her türlü canlıya karşı saygısını yitiren bireylere, Aleviler yeniden “CAN” olmanın “CAN” olarak bakmanın kutsallığını anlatacaklar.
Ve en önemlisi; tanım ve tarif arasında bırakılmak istenen Alevi toplumunun ve gericilikle uslandırılmak istenen tüm aydın toplumların çığlığı olacak olan GADEV Alevilik Akademisi, “farklılıklara karşı farkındalığın” değerini ve özgür yaşamanın kutsallığını anlatacaktır.”