FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 15 Ağustos 2024 150 Görüntüleme

BATI KESTEL’İ GEÇERKEN – 11

Muhammet’in amcaoğluydu bizi Karakale yakınına kadar taktak ile götürüvermesini söyleyen, yeğenine. Yeğen, maden mühendisliği okuyan sevimli delikanlı dönerken geri, el sallıyorduk üçümüzde aşağımızdaki Karakale üstlerinden. Bir kurt düşmüştü içime. Karakale, Karaköprü, Karabelalı, Karadeğirmen, Karabey kurdu. Daha doğrusu Karadeğirmen kurdu zincir olmuştu.
Bazı şeyler zaman alır, denir ya. Kavaközü’nün değirmeninin, Karadeğirmenin hikâyesi nihayet tamamlanacaktı sanki. Zaman tamamlanmış olmalıydı.
Karaköprü çok ilgimi çekmişti o günkü sohbette. İçim içime sığmıyor bir an önce gidip görmek istiyordum. O günse bunu yapmak mümkün değildi. O gün Karakale eteğinde geçmiştik Batı Kestel’i. Daha önce indiğim yerden ekip inmek istemeyince bir süre yol aramıştım eteklere doğru inerek. Eteklerdeki ormanlık alandan ve Tekesuyu yönünden gelen geçişleri Karakale’ye taşıyan yolu keşfetmiştik. Yolun ve Karakale dibindeki çarşak inişin kanyon içindeki geçişinin, doğu batı yönünde yani dikine, aynı yer olduğunu bulmuştuk. Başka bir geçiş olanağı olmadığını da.
Bir alanda yaşam, bıçak gibi kesilerek bitmez. Bu durumun geride izleri kalır mutlaka. Ağırlıkla oyun kurucunun artık olmamasıdır bu sonucu yaratan. Çok sonradan öğreniyorum ki Kestel Dağı’nın son oyun kurucusu Karabey’dir. Karakale ve çevresinin geri sayımı da Karabey’in oyun kuruculuğunun sona ermesi ya da sona doğru gelmesinden olmalıydı. Yer yer duvar örülerek, yer yer kayalar kesilerek yapılmış merdivenlerde bazen de ardıç ağaçlarına dayanmış olarak bırakılan işlenmiş çatı örtü direkleri çok şey anlatıyordu. Çoğunlukla hüzünlü.
Bu geçiş yılı güz vakti, onuncu ay ortalarında çıktım yola bir gün Yiğit’le. Yiğit, beni Muhammet’in çadırına kadar taşıyacak, ilerisine yalnız gidecektim. Dağpazarı, Söğütözü, Saypınar üzerinden. Öylede yaptık. Muhammet yoktu çadırda. Eşi karşıladı bizi. Hediye olarak götürdüğümüz elmayı verdik. Muhammet’e selam söyleyip ayrıldık. Saypınar yönünde Yiğit, Karaköprü yönünde ben. Bir buçuk saat bir tempolu yürüyüşün bir saat sonrası bir zamanda Muhammet’in sesini duymuştum arka yönden. Eve, çadıra gelmiş, haberi almış, peşime düşmüş. Kestel Dağı bekçisi o tarihlerde. Dağın koruma altında olduğunu esas bu karşılaşmamızda anladım. Yürüyüş boyunca sohbetten anladım ki Muhammet’in Mut Milli Parlar yetkilisine haber vermesi gerekiyordu. Beyler Konağı kayasının üzerine oturduğumuzda ara dedim. Batı Kestel’i dikey geçtiğimizde de haber vereceğini söylemişti. Bir başkası görüp haber verirse görevden alabilirler diye. Ancak o zaman sanırım bir başka üst bekçiye haber vermiş ve süreç ilerlememişti. Yani beni arayan olmamıştı. Bu defa direk şefini arayacaktı. Şefi tanıyordum. Özel olarak avcılara karşı koruma alanıdır Kestel Dağı. Yaban keçileri için. Taşının, toprağının, bitkisinin de koruma altında olduğunu öğrensem de esas olarak avcılara karşı. Avcı değildim, dahası avcılığa karşıydım. Rahattım.
Durumu anlattıktan sonra telefonu bana uzattı Muhammet. Durum anlaşılınca geçişim serbest olmuştu. Dahası Muhammet bana eşlik edip etmemesi konusunda bir şeyler sorunca gerek yok demişti karşı telefondaki Mili Parklar Mut Şefi. Kısa bir süre sonra da Muhammet ile ayrılmıştık.
Oturduğumuz Beyler Konağı’na aşırt kalır Karaköprü. Tam üzerine çıka varmalısın karşı karşıya kalmak için. O gün öğle atıştırmalıklarımı bu muhteşem köprüde yapıp bir süre vakit geçirmiştim. İstemeyerek de olsa ayrılıp tıpkı Karakale inişinde kullandığımız patikaya benzer bir patikadan ilerlemiştim. Yapılış, ilerleme zorluğu ve benzeri yönlerden çok da farklı olmayan bir başka Kestel Dağı patikasından. Buradan geçen insanların hikâyesini dinlemiştim Ahmet Günay isimli bir başka büyüğümden. Kendisi Dağpazarlı yani önceki Kestelli. Daha önceki Coropissoslu. Ketis Bölgeli.
Doğu Kestel Kanyonu’nun doğu duvarlarıdır buralar aynı zamanda. Doğu Kestel’i geçen kanyon sporcularına çıkış vermeyen.
Erdal’ın dayatması ile yaptığımız Batı Kestel’den çıkış da o günkü Karaköprü geçişinde takip ettiğim patikaya ulaşmamızı hedeflemiştim.
30 Temmuz 2024.

Tema Tasarım | Osgaka.com