FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 20 Mayıs 2024 66 Görüntüleme

Atatürk Vizyonu ve Neden Milli Bayramlar

Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a geçişi “Ya istiklal ya ölüm!” düşüncesiyle yürütülen Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak tarihe geçmiştir. Atatürk bugünü “bağımsızlık ve aydınlanma” ateşinin meşalesi düşüncesiyle “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak Türk gençliğine armağan etmiştir.

23 Nisan 1920’de yine Atatürk’ün öncülüğünde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ilk defa açılmış ve egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğu ilan edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan tüm yurtta “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Yetmemiş yurtta sulh cihanda sulh anlayışı ile bu bayram dünya çocukları ile birlikte kutlanır hale gelmiştir.

30 Ağustos 1922’de Atatürk’ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını anmak için her yıl “Zafer Bayramı”olarak kutlanır. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. 1925’ten itibaren ise “Cumhuriyet Bayramı” olarak resmen kutlanmaya başlanmıştır. Cumhuriyet vurgusu siyasi gücün halkın ve halkı temsil eden vekiller tarafından paylaşıldığı yönetim şeklidir. Bu iki bayram ise genç, yaşlı, kadın, erkek tüm Türk halkına armağan edilmiştir.

Her yıl bu bayramlar coşkuyla kutlanmakla birlikte işin öneminin ve felsefesinin/derinliğinin yeterince anlaşılmadığı kanaatindeyim. Atatürk neden bu üç konuyu büyük harflerle yazma ve altını kalın bir çizgi ile çizme gereği duymuştur? Bağımsızlık, aydınlanma, egemenlik ve cumhuriyet vurgusu ile kutlanan dört büyük bayramımız var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün altını çizdiği üç önemli konunun birincisini gençlere, ikincisini çocuklara ve üçüncüsünü ise tüm Türk halkına (Zafer ve Cumhuriyet Bayramı) ithaf etmesi bir anlamda bunun mutlak korunması ve unutulmaması içindir.

Bana göre bu mirasa sahip çıkılmasının ne kadar önemli olduğu ve korunması için çocuklarımızın, gençlerimizin ve Türk halkının üzerine düşen vazifesini yapması gerektiğinin önemine işaret eder. Görevimiz ne? Özetle: bilim ve teknolojinin ışığında ilerlemek, çok çalışmak, üretmek, her alanda farkındalığı yüksek bir toplum olmak ve bu bilinçle eylemlerimize yön vermektir. Tam bağımsızlık ve aydınlanma, egemenlik ve cumhuriyet böyle muhafaza edilir. Milli bayramları sadece geçmişi kutsamak için değil geleceğimizi tesis etmek için kutlamalıyız. Atatürk kanımca bu bilinçle bayramları bize armağan etmiştir. Ve son sözü yine ulu önder Atatürk’ümüze bırakalım: Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız tüm gençlerimize kutlu olsun.

Tema Tasarım | Osgaka.com