BİR OKUL
Alın size bir okul, saray sanki, yeni yapılmış…
İçindeki eğitimse yürekler acısı…
Ne yazık ki giyimiyle, kuşamıyla, donanımıyla bile öğrenciye ve halka örnek olabilecek pek bir öğretmen bırakılmamış…
Parası olanların çocukları özel İngilizce, matematik, müzik, spor kurslarında…
Parası olmayanlarsa onlarla aynı sınavlarda ve de birçoğu hurraaa yurtlarda, kuran kurslarında, camilerde…
İşte size eğitim sistemimiz…
+++
BİR ÖĞNENCİ
Bir işyerindeyim…
Elinde bir kitapla çıkageldi bir çocuk; dördüncü sınıfmış, işyerinde çalışan kadının kızıymış…
Camiye götürmüşler çocukları, bütün çocuklara camide kitap dağıtmışlar, kitabın adı da “İslam”…
Çocuk bir anda dedi ki, “Akşam ben uyuyamam artık.”
“Neden?”
“Mezar gösterdiler.”
Sanırım türbedeki mezar.
+++
BİR KARMAŞIK
Savaşların, salgın hastalıkların, dolaysıyla ölümlerin ve de kimsesiz kalışların çok olduğu yıllar…
Kimisinin karısı ölüyor kimisinin kocası, dul çok…
Dedemin iki karısı var. Babam bir karısından, halamla amcam bir karısından. Amcam askere gidiyor, bir daha dönmüyor.
Dedemin bir çiftçisi var, halamla bunu evlendiriveriyor. İki ay kadar sürüyor bu evlilik. Nedense çiftçisini kovuyor dedem. Adam da Mut’a gelip düzenini Mut’ta kuruyor.
Sonra halam Çukurbağ köyünden, karısı ölen Onbaşı Ahmet diye birisiyle evleniyor. Ama Halam Çukurbağ’a gitmiyor, Onbaşı Ahmet İbrahimli’ye geliyor. Ölen karısından olan dört çocuğunu da getiriyor.
Bu evlilikten de iki çocuk oluyor.
Gün gelip Onbaşı Ahmet de ölüyor.
Bu kez halam, İzzet Abdurrahman diye birisiyle evleniyor. Bundan da bir erkek çocuk oluyor. Bu arada İzzet Abdurrahman’ın da önceki evliliğinden ya da evliliklerinden yedi çocuğu var.
Derken, Çukurbağ’dan gelen Onbaşı Ahmet’in Sıdıka kızıyla, halamın İzzet Abdurrahman’dan olan tek çocuğu Şevket evlendiriliyor.
Bu halam babamla babadan kardeş. Babam doğduktan bir süre sonra, babamın anasını kovuyor dedem. Bu ebem daha sonra birkaç erkekle daha evleniyor. Buralardan da halalarım var.

Görüyorsunuz ne kadar karmaşık, ama bu kadar evlilik için pek karmaşık değil.