FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 22 Ağustos 2022 362 Görüntüleme

SOĞANLI ÇÖKELEK

Yaptığı bir işi semeriyle seksene patlatan bir arkadaşımla dün, yanılıp şaşıp, Sertavul yaylasından, bugünlerde cehenneme on dakika uzaklıktaki Mut’a gittik.
Şu işti bu işti derken, öğleye doğru karnımız acıktı. Oysa benim böyle durumlarda, hele hele bu korana günlerinde, çarşıda karnım pek acıkmaz. Tabi temizlik ve yiyecek konusundaki titizliğimden de kaynaklanıyor bu. Ne yapalım, ne yapalım, etli ekmek yiyelim!
75 lira! İçime sinse neyse!..
İkindin döndük geldik. Durşen Almanya’da ya, olan sıcağı da yedik ya, kolaya kaçtım.
20 gün kadar önce, Sumak Yaylasındaki Yörüklerden çökelek getirip kurutmuştum. Bir kaba birazını koydum, biraz su döküp karıştırdım, içine ince ince, bahçeden bir baş taze soğan, birisi acı birisi tatlı iki biber, birkaç tel tazecik maydanoz ve meletüre doğradım. Ama hepsini doya doya yıkayarak! Dolapta da, geçen hafta Mut’a bahçe sulamaya gittiğimde, karaağaç ağacına ağmış namrun denilen erkenci bir bağ vardı, çok üzümü yoktu ama olanı toplamış gelmiştim, ondan birkaç cıngılını çıkarıp yıkadım. İki gün önce suladığım, o varken asla fırın ekmeği yemediğim yufka ekmek de tamam…
Ver elini artık dünyanın en güzel yemeği; her şeyinde emeğim var, tertemiz, içim sine sine, halt etmiş yanında on tane etli ekmek, oh beee, kendi evinde acı yavan kuru soğan bal, bir de asıl sorun çocukluğum!..
Burada niyetim kimsenin ağzını sulandırmak değildir.
Zaten yediğim ağız sulandıracak bir şey değildir.

Tema Tasarım | Osgaka.com