FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 23 Kasım 2021 569 Görüntüleme

HASAN SABBAH / ÖLÜMSÜZ / İLKNUR ALTINTAŞ

“Hiçbir şey kesin değildir. Her şey mümkündür.”
Hasan Sabbah.
Geçtiğimiz aylarda LA kitaptan bir seri kitap sipariş ettim. İçinden HASAN SABBAH / ÖLÜMSÜZ kitabını ilgi ile okudum. Yazar İlknur Altındaş, şiir tadında bir roman dünyasına bizi götürdü. 21 Kasım 1072, yani 949 yıl önce başlayan bir tarihin içine doğru gittik. Tarih 1095 yılında bitiyor.
Nizam mülkler, halifeler, sultanlar gelip geçiyor. Hasan Sabbah ve 14 fedaisi yaşamaya devam ediyor. Alamut kalesinde geçen yaşam. Mısır’da Fatımiler, onların döneminde gelişen kültür ve kütüphaneler. Oraya gidip eğitim alan, dünyaya bakış açısı değişen Hasan Sabbah. Fizik, kimya, uzay, matematik üzerine bilimsel gelişmeler. İşte bunlar Alamut kalesinin dokunmazlığını güçlendirmiş.
Binlerce kişilik ordu, kaleyi bir türlü alamamış. Ne için. Orada fedailer, bilim tekniği savaş alanında kullanmışlar. Zorbalıklara akıl ile yanıt vermişler.
Alamut- Hasan Sabbah bize bin yıllık süreç içinde insanlığa yol göstermiş. Güzellikleri, insan sevgisini, her şeyden öteye barışı önermişler. Kötüler fedailer tarafından bir bir yok edilmiş.
Hasan Sabbah’ın eşiti doğum yaptığı gün, birikmiş paralarını kimsesiz çocuklar için bakım, eğitim yerleri yaptırmış. Önce insan, onun simgesinde çocuklar. Onların eğitimi. Güzel insanlar olması.
Ümmet yerine, bilime, tekniğe inanan çocuklar yetiştirilmesi. Hasan Sabbah eşiti Sholeh işte bir dünya yarattılar. Onların düşüncesi hala yaşıyor, ama onların mücadele ettiği o zamanın Emevisi ya da Vahabi düşüncesi hala katliamlara, ölümlere devam ediyorlar. İnsanları bir birine kırdırıp saraylarda yaşamaya devam ediyorlar. Adları değişse de işlevleri devam ediyor.
Alamut kalesinde Hasan Sabbah’ın fedaisi şöyle diyor:
“Zalimlerin kabusu, namertlerin düşmanıyım. Kalbim sadece erdemi bilir. Hançerim sadece çaresizleri savunur. Mazlumun eli, kötülerin gazabıyım, artık benim adım yok. Ben bir fedaiyim. Onurum hayatımdır. Hayatım davamdır. Şeyhim Hasan Sabbah’tır.”
Onların zihniyeti Amerika, İngiltere ya da Rusya… Böl, parçala, yönet. Bunların yanında Hasan Sabbah düşüncesi ise Kuzey Avrupa ülkelerinde devam ediyor. Önce insan diyorlar, sosyal devlet. İmece ruh, hep beraber üretmek, hakça tüketmek.
Emevilere karşı Eba Müslüm, Moğollara karşı Anadolu’da halk isyanları, Osmanlı’ya karşı Şeyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal, Şah İsmail, Nure Sofi Karaman uşaklarının Bolkar dağlarında kimlik mücadelesi.
Osmanlı kızdığında; “Hanya’yı, Konya’yı görürsünüz” demiş. Soluğu Kıbrıs, Girit’te almışlar. Ama mücadele hep devam etmiş. Ya Avşarlar? Başlarına gelmedik kalmamış. Dicle – Fırat ovasından kendilerini Afyon Emir Dağlarında bulmuşlar.
Gün olmuş Anadolu parçalanmış, egemen güçler aralarında pay etmişler. Anadolu’da yaşayan halklar ayağa kalkmış; Kürdü, Türkü, Lazı, Suryanisi… Bir önder bulmuşlar, Mustafa Kemal Atatürk. Onları İzmir’de denize dökmüşler.
Ama Dünyada sömürü devam ediyor. Ümmet ülküsü arkasında bin yıllık tarihi geri getirme sevdaları devam ediyor. Hasan Sabbah’ın mücadele ettiği köhnemiş halifeliği tekrar geri getirme hayalleri peşinde, saraylarda yaşama sevdaları uğruna insanlara zulme devam ediyorlar.
Hasan Sabbah için diyorlar ki:
“İftiranın kor demirleriyle dövülüp, nefretin soğuk suyunda yıkanmış ve adı kirletilmemiş adam! Rüzgarın savurduğu kum tanelerinde acımasız dillere düşen. Öfkenin ruhu arsız sarmaşık gibi sardığı sahte sözlerin büyüttüğü. Korkunun ete sindiği ve yalanın gerçeği yendiği zamanlar. Oysa yağ gibidir hakikat! Suyun içindedir de dağılmaz. Bir gün her şey bilinir olur.”
Hasan Sabbah düşüncesi egemen olduğunda inanın Dünya barış gelecek, açlık bitecek. İnsanlar yeniden üretmeye devam edecekler. Bolca üretip, hakça tüketecekler.

Tema Tasarım | Osgaka.com