FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 16 Haziran 2025 483 Görüntüleme

YERKÖPRÜ VE ALAHAN’A ZİYARETÇİ AKINI

Mut’ta bulunan, Tabiat Anıtı olarak tescillenen Mut Yerköprü Şelalesi ile Hıristiyanlığın önemli kilometretaşlarından Alahan Manastırı, ziyaretçi akınına uğruyor. Mut turizmine önemli bir katkı sağlayan doğa harikası Yerköprü Şelalesi ile tarihi geçmişiyle Hıristiyanlığın önemli inanç merkezlerinden olan, M.S. 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi; özellikle hafta sonları yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri arasına girdi. Tur şirketleriyle veya kendi imkanlarıyla her iki yeri de ziyaret eden, inceleme ve araştırma gezisi için ilçeye gelen yerli ve yabancı turistler; doğal güzelliğiyle Yerköprü Şelalesi’ne, tarihi önemi ve Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikleri taşıyan Alahan Manastırı’na hayranlıklarını gizleyemiyorlar.
Mut Bilim ve Sanat Merkezi’nin (BİLSEM) misafiri olarak ilçeye gelen ve ilçede bir dizi inceleme ve araştırmalar yapan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Denizcilik Meslek Yüksek Okulu öğretim üyeleri ve MEÜ Denizcilik Topluluğu öğrencileri de, hafta sonunda Yerköprü Şelalesi’ni ve Alahan Manastırı’nı ziyaret ettiler.

PROF. AYAS: “HAYRAN KALMAMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Gerçekleştirdikleri ziyaretler sonrası gazetemize gözlemlerini aktaran MEÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve MEÜ Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Deniz Ayas, “Bugün Yerköprü Şelalesi’ne geldik. Ben ilk kez geliyorum. Mut’ta Yerköprü Şelalesi’ni duydum aslında. Mut’un en önemli yerlerinden biri. Buraya gelince bir biyolog olarak da buranın biyolojik özelliklerini görünce, gerçekten hayran kalmamak mümkün değil” dedi.

“YERKÖPRÜ, TABİAT HARİKASI NİTELEMESİNİ HAK EDEN BİR YER”

Sadece görsel güzellik açısından değil, bilimsel açıdan bakıldığında da Yerköprü’nün çok güzel olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayas, Yerköprü’yle ilgili gözlemlerini şöyle aktardı: “Yapısına baktığınızda kireç kayası. Burada şelaleden akan su, o kayaların içerisinden sızarak, çok farklı kaya şekilleri oluşturmuş. Onun da dışında, çok uzun bir mağara sistemi de oluşturmuş. Şelalenin altına baktığımızda bryopsida dediğimiz kara yosunlarının en az 10 tane türü var burada. Kara yosunlarının dışında eğreltiler var. Nehir ekosisteminin ayrılmaz bir parçası olan doğu çınarları burada yaygın. Gerçekten burası ülkemizde bir Tabiat Parkı ya da Tabiat Harikası nitelemesini kolaylıkla hak eden bir yer. Zaten 1. Derece Doğal Sit Alanı. Aslında bütün herkesin burayı, yaz kış görmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“ALAHAN’DA BALIK FİGÜRLERİ İLGİMİZİ ÇEKTİ”

Deniz canlılarıyla ilgili fosil araştırması için ilçeye geldiklerini belirten Prof. Dr. Deniz Ayas, Alahan Manastırı’nda da balık figürlerinin ilgilerini çektiğini ifade etti. Prof. Ayas, “2 günlük Mut ziyaretimizde 1. günü fosile ayırmıştık. Mut’un birkaç yaylasında daha önceden toplanmış fosilleri inceleme fırsatımız oldu. Zaten Mut’un özellikle fosil yönünden yoğun bir alan olduğunu daha önceden de biliyorduk. Bu alanda da çok verimli bir ilk gün geçirdik. Bugün daha çok tabiat parkı özelliğindeki, doğa harikası niteliğinde bir alan olan Yerköprü Şelalesi’ne gittik. Oradaki korunmuş alanın güzelliğini yaşamış olduk. Orada çok yoğun bir atmosfer var; hem biyolojik açıdan, hem de bizi her yönden tatmin eden bir ortam var. Son olarak da Alahan Kilisesi’ne geldik. Bu 5. Yüzyılda yapılan ve sonradan rehberimizden öğrendiğimiz şekliyle de Haç Merkezi olan, Hıristiyanlar için önemli bir alan olan Alahan Kilisesi’ni geziyoruz. Burada Alahan’da balık figürleri vardı. Onlar da çok ilgimizi çekti. Güzel bir gezi oldu” şeklinde konuştu.

DENİZCİLİK TOPLULUĞU BAŞKANI GÜNDOĞDU: “BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ VE GÜZEL ALANLAR”

Yerköprü’yle ilgili izlenimlerini paylaşan MEÜ Denizcilik Meslek Yüksekokulu 1. Sınıf öğrencisi ve Denizcilik Topluluğu Başkanı Azra Gündoğdu ise, “Buraya danışman hocamız Doç. Dr. Esin Yalçın Kaplama sayesinde, Denizcilik Topluluğu Başkanı olarak geldik. İlk defa böyle bir yapı görüyorum. Denizcilik öğrencileri olarak, bizim için çok önemli ve güzel alanlar. Korunması gereken alanlar. Denizi gördüğümüz kadar, bu akarsuları, yapıları, bitkileri ve biyolojik canlıları da görmemiz bizim için çok önemli. Gelirken çok güzel balıklar gördük, çok güzel masmavi sular gördük. Tüm hocalarımıza, bizi buraya getiren herkese çok teşekkür ediyorum. Bizim için inanılmaz bir deneyim” dedi.
Geziye katılan MEÜ Denizcilik MYO Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esin Yalçın Kaplama, Su Ürünleri Mühendisi Uğur Kaplama ve Denizcilik MYO öğrencileri Hüseyin Bozkul ve M. Şahin Kutanis ile Mut BİLSEM Müdürü Hilal Tuncer ve Mut BİLSEM öğretmenleri Ayfer Göksu, Halil İlbey Özkan, Ahmet ve Kaan Bozcu, Gülperi Aşkın Sıla Öz de Yerköprü ve Alahan Manastırı’na olan hayranlıklarını dile getirdiler.


YERKÖPRÜ ŞELALESİ
Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce Türkiye’de koruma altına alınan 94 tabiat anıtı ağacın yanı sıra tabii ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere sahip 8 ayrı tabiat parçasından birisi olma özelliğini taşıyan Yerköprü Şelalesi, 03 Mayıs 2011 tarihinde Tabiat Anıtı olarak tescillendi. Mut İlçe merkezine 35 kilometre uzaklıktaki şelaleyle ilgili uzmanların yaptığı araştırmada, 110 milyon yıl önce Kretase (Tebeşir Dönemi) yaşlı kireçtaşlarının faydalanması sonucunda çok dar bir kaynak suyun varlığıyla ortaya çıktığı belirtiliyor. Yaklaşık 30 metre yükseklikten akan şelalenin, kendisini oluşturan 200 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde ve tabanı 10-15 metre derinliğinde göl olan su tünelinin içerisindeyse doğallığı bozulmamış sarkıt ve zengin bitki örtüsü yer alıyor. En etkili yerlerden biri olan ve köprü görevini gören mağaranın Gezende Barajı’ndan gelen suyla beslenmesi ve kayanın dibindeki gözden çıkan suyun birleşme yerindeki hareketlilik beraberinde serinliği getiriyor.

ALAHAN MANASTIRI
Evliya Çelebi’nin “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” diye anlattığı Alahan Manastırı, Mut-Karaman karayolunun 20. kilometresindedir. Orta Toroslarda 1300 m. yükseklikte ve Göksu Vadisine bakan dik bir yamaca oturtulmuştur. M.S. 440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi, Batı Kilisesi, Manastır, Doğu Kilisesi, kayalara oyulmuş keşiş odacıkları ve çevredeki mezarlardan oluşmaktadır. Kilise binaları, Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikleri taşımaktadır. Süslemesinde usta bir taş oymacılığı görülür. (Köse, Ensar. s, 583)
Hıristiyanlığın Kapadokya ve Likonya (Konya)’ da yayılması sırasında bu yeni dini kabul edenlerin takibe uğraması, inanmayanlar tarafından öldürülme korkusu, Hz. İsa’ya inananları dağlık bölgelerdeki mağara kaya oyuklarında ibadete zorlamıştır. St. Paul ve yine Tarsus’ta yaşamış Hıristiyan öncülerinden Barnabas ile birlikte Hıristiyanlığı yaymak için Konya-Kapadokya ve Antalya-Antakya’ya kadar maceralı yolculuklar yapmıştır. İşte bu iki Hıristiyan Aziz’in gezileri sırasında konakladıkları her yerde anılarına mabetler yapılmıştır. Alahan Manastırı bunlardan biridir.
İlk kilise korint başlıkla iki dizi sütunla üç nefe ayrılmıştır. Narteksten ana mekâna geçilen kapının atkı ve yan dikmeleri kabartmalarla süslüdür. St. Paul, St. Pierre figürlerinden başka bir çelengi taşıyan altışar kanatlı Cebrail, Mikail’in simgesel yaratıkları ezişi, kükreyen aslan, kartal ve öküz sembolleri, İncil yazılarının tasvirleri, üzüm salkımları, asma yaprakları ve balık motifleri zengin bir şekilde tasvir edilmiştir.
Kiliselerin doğusundaki geniş avlunun güneyinde dinsel törenlerin yapıldığı dehliz, 11 m. uzunluğunda kemerli ve sütunlu bir galeri şeklindedir. Galerinin ortasında kalabalık kabartma süsleme ile her yanı işli büyük bir niş bulunmaktadır. Galeride apsisli vaftizhane ve karşısında Alahan Manastırının en görkemli yapısı olan mezarlar bulunmaktadır. Bu mezarların kuzey duvarı kayaya yontulmuş, üst örtüsü yoktur. Ana nefin ortası ilginçtir. Burası paye ve sütunlara oturan dört kemerle örtülü kare planlı bir kule biçimindedir. Kule yukarıda sekizgene dönüştürülmüştür. Kapı çerçevesi süslüdür.

Tema Tasarım | Osgaka.com