Üst üste acılar yaşadığım 2000’li yıllarda karamsar günlerin beni beklediğini düşünüp biraz korkmuştum. Ancak hiçbir şey korktuğum gibi olmadı. Herkes bana dost ve yardımcı oldu.
Çevrem bir anda güler yüzlü ve samimi insanlarla doldu. Her gün bir yere davet ediliyor ya da birileri beni ziyarete geliyordu.
Bir süre sonra gerek bu insanlara gerekse eskiden beri iyiliğini gördüğüm kişilere karşı “VEFA TURLARI” yapmaya karar verdim. Bir buket çiçek ya da kitaba iliştirilmiş küçük bir şiir ile ziyaretlerine gitmeye başladım.
Bu ziyaretler hem muhatabımı hem de beni o denli mutlu ediyordu ki bunu sürekli yapmaya karar verdim. Zaten hediyeleşme en sevdiğim faaliyetlerdendi. Bunun içinde “Ben sizi unutmadım” hissini vermekten başka bir menfaat de yoktu.
Bu yüzden böyle bir ziyaret sonrasında üzerimdeki bütün ağırlıklar kalkıyor ve kendimi tüy kadar hafif, gönlümü evren kadar geniş hissediyordum. Bir süre buna devam ettim. Artık çiçekçim de bu işe iyice adapte olmuş, en güzel gülleri, kır çiçeklerini hazırlıyordu dostlarım için.
İngilizce konuşma dersi aldığım zamanlardı. O günkü konu başlığı “En Büyük Mutluluk: Vefa göstermektir” idi.
ABD’de binlerce insan üzerinde yapılan bir araştırmada vefa göstermenin en fazla mutluluk veren faaliyet olduğu sonucuna ulaşılmıştı. Ben bunu kendi hayatımda bilmeden uygulamıştım.
Hz. Mevlâna: ”Vefa nedir bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır.
Vefa dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa ötelerin sonsuz mükafatı karşısında cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır” demekte.
Hz. Ali: “Kimseden vefa görmesem de vefa göstermeye devam edeceğim” diye buyurmuş.
Vefasızlık günümüzde daha da yaygın malesef.
Halbuki bir kişiye kalp kırılıyorsa, vefa bekleniyorsa o seviliyor demektir.
“Vefasız denmek için sevilmiş olmak lazım” Racine.
En vefalı insan Peygamberimiz (sav)’dir. Küçük bir iyiliği bile unutmaz ve misliyle karşılık verirmiş.
Hz. Mevlâna vefasızları yıkık birer köprüye benzetiyor ve ”onlara gitmeyin“ diyor.
Ayrıca “Vefasızlık etmeyin” tavsiyesinde bulunuyor.
Büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek olayı şöyle özetlemiş:
Ne Şirin’de vefa var
Ne Leyla’dır sana yar!
Hep Allah güzel vekil
Hep Allah sana yar
Katılmamak mümkün mü?