FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem, Haber 1 Haziran 2023 233 Görüntüleme

ÜMMET AŞKI MI, CUMHURİYET ÜLKÜSÜ MÜ?

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildiğinde halkın kendi kendini yönetmesi demokrasi ülküsü düşünülerek çağdaş bir yönetim şekli ortaya çıkmıştı.
O yıllarda bir eksiklik vardı. Ümmet ülküsü dikkate alınmadı. Onun için serbest fıkra ve sonrası demokrasi yaşamında çok partili siyaset denemelerinde ilk hareket ümmet aşkı, hilafet öne çıkıverdi.
1946’lı dönemde çok partili döneme geçildiğinde, Demokrat Partisi, ondan sonra gelen Adalet Partisi, Doğruyol, Anavatan, Mhp ve son yirmi beş yılda demokrasi kavramları ile ümmet aşkı hep karşı karşıya geldi.
Hak, hukuk, adalet, bilim ve teknik bir kenara itildi. Yolsuzluk, yoksulluk, gelir dağılımında adaletsizlik ve üretim alışkanlığı birer birer yok oldu.
Özelleştirme gıygıdısı ile cumhuriyet dönemi kazanımları hep satıldı, ona buna verildi. Amaç üretimi durdurmak, ama görünen oydu ki, sanki Cumhuriyete bir kızgınlık vardı.
Bir yolsuzluk ortaya çıktığında, “Onlar bizim için yapıyorlar. Dava için her şey mubah.”
Dava Cumhuriyete karşı hilafet. Yani ümmet ülküsü çok önemli idi. İşte o zaman her Cuma çıkışında cami önlerinde başlayan eylemler, daha sonra iktidar olunca cami içlerinde başladı.
Köylerde okullar kapandı. İmamlara teslim edildi. Tarikatlar çok ama çok önem kazandı. Ümmet ülküsü her yerde öne çıktı. Bilim, teknik yerine fetvalar öne çıktı.
Siyaset biliminde esas olan etik davranış yerine, her şeyin mubah olduğu bir etik anlayış öne çıktı.
Üretim bitip, tüketim toplumu olunca, yoksulluk başladı. Fabrikalar kapandıkça işsizlik ortaya çıktı. Gençler için dışarı gitmek ya da güneydoğuda yer alan PKK, Hizbullah, Asala gibi örgütlerde canı pahasına militan olmak. Güneydoğuda korucu olmak. İş yerlerinde taşeron işçisi olmak.
Türkiye önemli bir coğrafyada. Dış egemen güçler hep ümmet ülküsüne destek verdi. Çünkü Türkiye bağımsız, hele ekonomik bağımsızlığa hiç ulaşmamalı idi. Bilim ve teknikte ileri gitmesi önlenmeliydi.
İşte geçtiğimiz yüz yılın özeti, yeni yüz yılda ne yapmalı ki, Cumhuriyet ülküsü yeniden egemen olsun. Hak, hukuk, adalet yerini bulsun. Üreten toplum, çağdaş, bilim teknik yönünde işaretle gösterilen ülke olsun. Japonya, Kore ve Çin gibi ayağının üstünde duran ülke olsun.
14 Mayıs, 28 Mayıs seçim sonuçlarına göre, ümmet ülküsü başarılı olmuştur. Ötekiler bir araya gelmiştir. Planlanan % 60’lara bir türlü ulaşılmamıştır. Karadeniz, İç Anadoluda bir kopma olmamıştır.
İşsizlik, yoksulluk, 11 ilde olan deprem felaketi sonrası yaşanan acı, yaşanan durumlar hiçbir şeyi değiştirmemiştir. Hak, hukuk, adalet olmayan tek adam yönetimine razı olmuşlardır.
Siyaset bilimcilerine bir iş düşüyor. Onlar bir yerde oturup kafa yorsunlar, fikir üretsinler. Ümmet aşkını yok edecek Cumhuriyet, parlamenter sisteme geçiş için bir yol haritası çıkarsınlar.
Mart 2024 ayında yerel seçimlerde sonuç ne olursa olsun; hak, hukuk, adalet yoksa demokrasi lafta kalacak.
Umudumuz Cumhuriyet ülküsünde. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yedi düvele yaptığı savaş sonrası bu toprakları bize emanet etti. O yedi düvel hiç boş durmadı. Hala çalışmalarına devam ediyor. Onlar Ümmet ülküsüne hep destek verdiler, hep onlarla birlikte oldular.
O zaman kimseye kızmadan yola devam edelim. Mücadelemizin ışığı Cumhuriyet güneşi. Onu yakalamak için daha umutla bir olalım. Ötekiler olarak sevgi, barış ülküsünde çoğalmaya devam edelim.
Eşit yurttaşlık temelinde, yeni yüzyıla parlamenter sistemi kucaklayan bir anayasa yapılsın. Kin, nefretten uzak, sevgi yumağı içinde barış, adalet gelsin. Varsıl ülkeler seviyesine gelelim. Bolca üreten, hakça tüketen bir toplum olalım.

Tema Tasarım | Osgaka.com