Bir ülkenin eğitimi uçuruma doğru gidiyorsa, o ülke de uçuruma doğru gidiyordur…
Ama her konuda olduğu gibi bu konuya da iki açıdan bakmalıyız.
Evet, bizler için eğitim uçuruma doğru gidiyor, ama kimileri içinse “ne güzel” tam da istenildiği gibi, asla uçuruma giden bir şey yok…
Peki nasıl oldu da geldi geldi uçuruma dayandı bu eğitim sistemi?
Bunun için kırk elli yıl gerilere gitmek gerekir.
Bizim çocukluğumuzda ve bizim kuşağın öğretmenlik yıllarında eğitim sistemi yurttaş yetiştirirdi, şimdi ise kul yetiştiriyor. Yine bu yıllarda Hayat Bilgisi, Yurttaşlık Bilgisi gibi dersler vardı.
Giderek bu eğitim sisteminden korkmaya başladı birileri, başta da emperyalizm. Çünkü bu eğitim sistemi bilimseldi, laikti, sorgulayıcıydı, özgürlükçüydü…
İsteniyordu ki bu toplumun eğitim sistemi ve kültürü bozulsun, bencilleşsin, yozlaşsın…
Bir günde, bir yılda olacak işler değildi ama bunlar.
Köy enstitüleri kapatılmalıydı önce, arkasından öğretmen okulları…
Niteliksiz öğretmenler yetiştirilsin ki, giderek öğrenciler de niteliksizleşsin…
Çocuklarımızın beyinleri testle, mideleri tostla doyurulmaya başlandı.
Ve yine o yıllarda devlet, yani Milli Eğitim, okuyor mu okumuyor mu diye her çocuğu izlerdi, çocuğunu okula göndermeyen velilere ceza vardı. Şimdi ise kim kime, dumduma.
Yinelersek; aslında kimileri için hiç de “kim kime, dumduma” değil, tam tersine, tam da istenildiği gibi…
Çocuklar devlet okullarına değil de tarikat okullarına gitsinler…
Devlet okullarına değil de izinsiz, denetimsiz Kuran kurslarına gitsinler…
Kız öğrenciler ya okumasınlar, okuyacaksalar da buralara gitsinler…
Ve bütün bunlar işte emperyalizmin ülkemize dayattığı eğitim ve kültür politikaları…
Şimdi bu çocuklar işte “Şeriat isteriz” diye bağırıyorlar. Ama biletini alıverseniz, cebine de bir yıllık harçlık koysanız, şeriatla yönetilen bir ülkeye değil Avrupa’ya giderler.
Şimdi bu çocuklar işte “Atatürk düşmanı”…
Hepsini kastetmiyoruz elbette.
Şimdi bu toplum işte çürümüş, ağır yaralı…
Şimdi bu toplumun topraklarının niceleri yabancılara satıldı, satılıyor…
Şimdi bu toplum işte, din ticarete dönüşmüş…
Şimdi bu toplum işte, uçurumda…
Elele tutuşursak belki, ama tam uçuruma gelmeden…