Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği’nin düzenlediği kültür ve tarih inceleme gezisi için Mut’a gelen Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Eski Genel Müdürü Kemal Soyer, burada kapalı salon toplantısına katıldı. Toplantıda, Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Aydınlanması ve halk ozanlarımız konularında çarpıcı bilgiler aktaran Soyer, Anadolu’nun bir Türk beşiği olduğunu belirterek; “Küresel güçler bizim Anadolulu belleğimizi tarih tezleriyle sildikleri için, Anadoludaki köklerimize mahrum durumdayız” dedi.
Ermenek Balkusan Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği, kültür ve tarih inceleme gezisi ve programı düzenledi. Düzenlenen programa; Dernek Başkanı Habip Çalışkan, Yönetim Kurulu Üyesi Karamanoğlu Mehmet Bey’in torunlarından Mehmet Bülent Karamanoğlu, Belgesel Sanatçısı Dursun Özden, Mut Çıtlık Dergisinden Nihat Mustul, Araştırmacı Yazar Celal Necati Üçyıldız, Mut Belediye Meclis Üyesi Mehmet Yıldız, Mut Ziraat Odası eski başkanlarından Mehmet Çiftçioğlu ve Mut Çıtlık Doğa Gezginlerinden üyeler katıldı.
Düzenlenen gezi ve program çerçevesinde Mut’a gelen katılımcılar, Yalnızcabağ Mahallesi Değirmenlik mevkiinde bulunan Karamanoğlu Beyliğinin kurucusu Nure Sofi türbesinde inceleme ve araştırmalarda bulundular. Katılımcılar, Mut’ta Kaymakam Muammer Köken ve Belediye Başkanı Volkan Şeker’i de ziyaret ederek, çalışmaları hakkında bilgiler verdiler.
Program çerçevesinde Mut Belediye Sinema Salonunda, kapalı salon toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Eski Genel Müdürü Kemal Soyer; Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Aydınlanması, halk ozanlarımız konularında, katılımcılara çarpıcı bilgiler verdi.
Karamanoğlu Devletinin kuruluş süreci ve Nure Sofi hakkında bilgiler veren Soyer, “Bu coğrafyaya Türkmenleri yerleşik kültüre, devlete kavuşturan, siyasi bir vücut meydana getiren Karamanoğlunun atalarıdır. Karaman Beyi Nure Sofi, Baba İlyas halifesidir. Baba İlyas tarafından yetiştirilen bir Bektaşi halifesidir Nure Sofi. Malya Ovası katliamında 6 bin alevinin, Kürtler, Gürcüler ve Selçuklular tarafından imha edildiği o savaşta, Muhlis Paşa’yı yani Baba İlyas’ın oğlunu alarak Balkusan’a getirmiş. Muhlis Baba Balkusan’ı Bektaşi gelenekleriyle, Anadolu gelenekleriyle yapılandırmışlar ve Karamanoğlu Devletine giden süreç bu şekilde gelmiş. Bu bilgiyi Karamanoğulları’yla ilgili elimizde en değerli eser Şikari’nin Karamannamesi’ne borçluyuz” dedi.
“ANADOLU YERLİSİYİZ”
Bizim Türklüğümüzün Anadolu Türklüğü olduğunu söyleyen Soyer, “Türkmeniz, Anadolunun yerlisiyiz. Bunun altını çizmek istiyorum. Bu bölgede kurulan beyliklerin, Selçuklu’nun Kösedağ’da Moğollara yenilmesinden sonra, ardından gelen beyliklerin tamamı, Akdeniz’e kadar, Menteşe Beyliğine kadar, Bodrum’a kadar, bunlar yerli halkın vücuda getirdiği, yerli uygarlıklardan köklerini alan Türkmen beylikleridir” şeklinde konuştu.
“OZANLAR ANADOLU HALKININ KAHRAMANLARIDIR”
Yunus Emre’nin, Karacaoğlan’ın, Hacı Bektaş’ın, Sarı Saltuk’un, her birinin bir çok türbesi ve makamı bulunduğunu ve bunların sebebini sorgulamamız gerektiğini ifade eden Soyer, “Dadaloğlu binlerce yıldır bu coğrafyada soykırımlara, katliamlara, işgallere, asimilasyonlara maruz kalmış Anadolu halkının ürettiği kahramanlardır. Halk adına konuşan, halkın ürettiği, yarattığı ozanlardır bunlar. Bunlar dergahların üretimleridir” dedi.
“HALK KÜLTÜRÜMÜZDE ÇOK DERİNLERDEN GELEN MOTİFLER VAR”
Soyer, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kral 4. Tutalya bu bölgede çok egemendir. Adı Tital, Dadal. Ne diyor Dadaloğlu, belimizde kılıcımız Kirmani, taşı delen mızrağımız temren. Gösteriyorum size (yansıtıcıdan bir dia göstererek), şu Tanrının belindeki kılıç Kirmanidir. Bu Hattuşa Hitit Kral kapısındadır. Kirmani kılıç, dönen kılıçtır. Anımsayın Hz. Ali’nin kılıcı dönüyor değil mi? 70 km. mesafede, bilmem kaleleri yıkıyor. Gördük mü, hayır. Hitit Tanrılarının belindeki kılıç Kirmanidir. Bakın taşı delen mızraklı Tutalya (Başka bir dia göstererek.) Ben buradan bağlar kuruyorum ki, çok derinlerden gelen, halk kültürümüzde yaşayan motifler var. Bunları böyle sıradan değerlendirmeye tabi tutamayız. Koşma, semai, gazel, varsak kültürü bu bölgede. Çukurova’da Varsaklılar. Varsağın Hititler dönemindeki adı Hursak’tır. Hursak Hazzi, Hatay Kel Dağının, Kanlı Dağının ismidir. Yani, ‘Ferman padişahın, dağlar bizimdir’ göndermesi, Tanrı Dağlarıyla ilişkili, Anadolu’daki Tanrıya makam olarak adanan dağlarla ilişkilidir. Çünkü oradan Tanrıdan güçlerini alıyorlar. 20 tane Yunus türbesi asla ölümlü bir Yunus’a ait değil. Bunlar makam türbesidir. 6 tane Hacı Bektaş türbesi, makam türbesidir, makamıdır. Yani halk ona bir dağı adamış, bir ziyaret makamı vermiş, orayı sahiplenmiş; çünkü her köyün, her yerleşmenin ardında onu görmek istemiştir. Halk, ilahi gücü o söylemine araç yaptığı Tanrısal mahlasları, makamlarla ifade etmiştir. Sonuçta buralara birer mezar konularak, üzerine yeşil örtüler bezenerek, bir çoğu İslam erini haline getirmiştir.”
“ANADOLU HALKI PUTPEREST DEĞİL”
Eskiden yağmur törenlerinde dağlara gidildiğini söyleyen Soyer, “İşte bu fırtına Tanrısına makam olan adanmış o dağlara gidiliyor. Günümüzde artık kesildi. Fırtına Tanrısından kastım; yağmuru yağdıran, doluyu yağdıran, şimşeği çaktıran Allah’tır. Kimse puta tapmamıştır. Anadolu uygarlıklarında, onlarda yağmuru yağdırtanın kim olduğunu bilmişler elbette. Anadolu halkı putperest değil; kesinlikle Hititler putperest değil, Sümerler putperest değil. Onlar o heykellerle, rölyeflerle Allah’ı anlattılar, doğayı anlattılar, evreni anlattılar” şeklinde konuştu.
“KÜRESEL GÜÇLER ANADOLU KÖKLERİMİZİ KESTİ”
Küresel güçlerin Anadolu belleğimizi sildiklerini kaydeden Soyer, Anadolu köklerimize mahrum bırakıldığımızı savundu. Anadolu’nun bir Türk beşiği olduğunu belirten Soyer, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Helenler, Yunanlar, Büyük İskender’in torunları, BOP’u üreten küresel güçler; bizim Anadolulu belleğimizi tarih tezleriyle sildikleri için, bize sadece üç semavi dini milat olarak gösterdikleri için, ötesine bakmadığı için, biz bu Anadoludaki köklerimize mahrum durumdayız. Belleğimiz olmadığı için kurulan siyasi tuzakları algılayamıyoruz. Avrupa’ya karşı, AB’ye, ABD’ye karşı, diğer Anadolu’yu işgale çalışan küresel güçlere karşı, bir siyasi kültürel varlık göstermiyoruz. Çünkü üretemiyoruz, tez üretemiyoruz.”
“ÜLKEDE TARİH BİLİMİ KALMADI”
Buralı (Anadolu) olduğumuzu ve burayı sahiplenmemiz gerektiğini ifade eden Soyer, Atatürk’ün, ‘Bu vatan en az 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir’ sözünü anımsatarak, “Neyi koymuş ortaya; Eti Türkleri, Sümer Türkleri. Etiler Orta Asya’dan mı geldi, hayır. Sümerler Orta Asya’dan mı geldi, hayır. Mustafa Kemal’in burada söylemeye çalıştığı şey şudur; diyor ki, ‘7 bin yıllık Anadolu uygarlıklarını sahipleneceğiz.’ Türkler de sahiplenecektir. Tarih kitaplarından Sümerler çıkarıldı, Hititler çıkarıldı, Hurriler çıkartıldı, Urartular yok. Bugün tarih bilimi, diye bir şey kalmamış bu ülkede” şeklinde konuştu.
“CUMHURİYET HEDEFLERİNDEN SAPTIK”
Soyer, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Mustafa Kemal Cumhuriyeti’nin hedeflerine bakın. O bu coğrafyaya dipten, temelden sahiplilik programı çizdi bize. Biz bugün ne yaptık, onları tamamen sildik. Yerine, Anadolu’da atasözü kalmamış gibi duvarlarımız artık Arap büyüklerinin sözleriyle bezeli. Allah’a inanmak ayrıdır, bir Arap gibi davranmak, bir Arap gibi bu ülkeyi Arap kültürüne maletmek ayrıdır, ihanettir. Biz Anadolulaşmalıyız. Bu toprağın asli unsuru olarak, kim olursak olalım sahipliğimizi her koşulda, her zeminde ifade edebilmeliyiz. Bunu neyle yaparız, Anadolu uygarlık bilinciyle. İki neyle yaparız, bu bölgede Karamanoğullarının ektiği yerli kültürle, bilinçle.”
“ARAPLAŞTIRMA DOKUMUZA UYMAZ”
“TEMEL DEĞERİMİZ ANADOLU KÜLTÜRÜ VE UYGARLIĞI OLMALI”
Karamanoğullarının işgalci bir siyaset gütmediğini, beyliklerin ortak bir kültürle ortaya çıktığını anlatan Soyer, “Bakın yabancı bir kültür yok aralarında. Şimdi, ‘Tek devlet, tek millet!’ Nasıl olacak? Kültürel algımız, anlayışımız, kültürel benlerimiz, dokularımız farklı olduğu müddetçe tek bir vücut haline gelebilir miyiz? DNA’sı, dokusu birbirine uymayan bir organ nakli yapabilir misiniz? Bir taraftan İslam ülkesi, inanç var, onu biliyoruz, herkes yaşıyor; ama Araplaştırma niye var? Araplaştırdığınız zaman bizim dokumuza uymaz bu. Yani inanç zemininde konuşmuyorum. Bakın Tanrı inancı apayrı, onları tamamen dışarıda tutuyoruz. Arap giysilerine bürünme, Araplar gibi davranma, ortalığı Arabistan’a çevirme gibi yaklaşım olamaz bu ülkede, olmaması gerekiyor. Eğer Mustafa Kemal’in gösterdiği muasır medeniyete sahip olmak istiyorsak; bizim kullanacağımız temel değer, Batılıların Anadolu’dan çalıp, kendilerine uygarlık yarattığı Anadolu Kültürüdür, Anadolu uygarlık birikimidir, bilincidir. Buna sahiplenmediğiniz müddetçe bizim burada bir varlık göstermemiz söz konusu olamaz” dedi.
“BURALILAŞALIM”
Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Eski Genel Müdürü Kemal Soyer, toplantıda yaptığı konuşmasını şu sözlerle bağladı: “Bu Anadolu aydınlanması kapsamında, Anadolulaşma Hareketinin bir küçük sunumudur. Sorunlarımızı yabancı küresel güçlerle değil, kendi içimizde öğrenerek, dokuyarak, çözümlerimizi kendimiz üretelim. Buralılaşalım. Cumhuriyet bir çınar ağacı. Kökleri Orta Asya’da, dalları gövdesi burada bir çınar ağacını yaşatamazsınız. Köklerini nereye salması lazım, Anadolu’ya. Eğer bir Cumhuriyet çınarı istiyorsak, yıkılmayacak, sağlam, tüm vatandaşlarını eşit tutan, uygarlaştıran, eşit insan haklarıyla barışı sağlayan bir Cumhuriyet; o zaman köklerini nereye salacak bu hayat ağacı, Anadolu topraklarına ve Karaman kültürüne salacak.”