Türkiye’nin sofralık Kayısı da yüzde 90’nı karşılayan ve kayısının ana vatanı Mersin’in Mut ilçesi. Biz öncelikle sofralık kayısıda Mut, kurutmalıkta Malatya’dır bunu öğretmemiz gerekir. Tanıtımı bu şekilde yapmamız gerekir.
Mut ilçesinde kayısı Nisan ayı ortalarında başlar, Haziran sonunda biter. Malatya’da ise Temmuz ayında üretim başlar işte esas öğreteceğimiz ve tanıtımımızda bu olması gerekir.
Yabancı birine sorsan Malatya der. Çünkü Malatya üretmiş olduğu kayısıyı tanıtmasını öyle bir yapıyor ki takdir etmek gerekir. Yalnız Malatya Kayısısı’nın kurutmalık ana vatanı olduğunu kimse bilmez.
Ben yine de tanıtımlarını çok iyi yapan Malatya ilini tebrik ediyorum. Ya biz Mut olarak sofralık kayısıda tanıtım yapabiliyor muyuz derseniz, maalesef sıfır puandayız.
Yetkililer diye seslenecek, çünkü saymakla bitmez ne iş yaparlar diye soruyorum kendi kendime, onlar da bilmiyor.
Bir ilçenin üretim konusundaki ürettiği şeyleri tanıtmak çok önemli. Biz sadece bir festival yapıyoruz. Arkasından konserler başka hiçbir faaliyetimiz yok.
Festival yapsak ne olacakta bağlı bulunduğumuz il sorumlusu bile festivalimize gelmezse ne kadar önemsiz bir ilçe olduğumuz ortada.
Festivalde bile tanıtımı tam anlamıyla yapamayan bir ilçeyiz.
Dost acı söylermiş işte bende acı söyleyeceğim ama bana kimse darılmasın doğrusu da bu. İster bana kızsınlar ister kızmasınlar.
İşte gerçekler.
Festival günü Karacaoğlan Çınaraltı parkında yapılanları şöyle bir göz önüne getirelim.
Dört bir tarafı mısır satış tezgâhları dolu.
Ne olması gerekir derseniz söyleye söyleye bıktım onlar yapmamakla bıkmadı.
Ben olsam Çınaraltı parkını kayısı tezgâhlarıyla donatırım. Hatta gelen misafirlere kayısı ikram masalarıyla hizmet veririm.
İnanın spora karşı değilim ama gerçek bu. İlçemize ait bir spor salonu var güreşlerin orda yapılmasını sağlarım.
Ben bir yabancı olarak festivale gelmiş olsam bırakın kayısı festivalini mısır ve güreş festivali olarak tahmin ederim.
Çünkü görünüm bile kayısı festivaliyle alakası yok.
Festivalin tanımı yapılan Karacaoğlan Çınaraltı parkına tezgahları açar kayısı cinslerine göre sıralar tanıtımını yaparım. Gelen misafirlere kayısı ikramında bulunurum. Yani festival alanını üç gün boyunca bu dediklerimi yaparım.
Tabi sizlerin görüşü ne bilmiyorum ama benim görüşüm bu. Festival alanına bir kayısı maketi yapar üzerini kayısı meyvesi çeşitleriyle donatırım. Bildiğimiz gibi zeytin ve zeytinyağında da öndeyiz aynısını zeytin ve zeytinyağı festivalinde de yaparım.
Acaba bundan sonra ki festivallerde yapılacak mı şimdiden uyarmış oluyorum.
Dışarıdan gelen satış tezgâhları güzel bir olay. Peki, soruyorum bu tezgâhlara ek olarak neden bir kayısı, zeytin ve zeytinyağı tezgâhları konmuyor. İnanın bu da çok önemli.
Ben yaza yaza söyleye söyleye bıktım yetkililer maalesef yapmamakla kararlı. İnşallah bundan sonraki festivalde yapılır.
Gelelim kayısı üreticinin derdine. Son 3 yıldır kayısı piyasası çok kötü, bu konuda acaba bir girişim yapılacak mı? Duyun yetkililer, size sesleniyorum, artık uyanın da şu dediklerimi bir yapın.
Koskoca kayısı festivalinde eğer havuza kayısı dökülmesi olmasa görünürde kayısı bile olmayacak. Ben şahsen dışarıdan gelsem gördüğüm mısır ve güreş sporu olur inanın, derim ki, ha burada mısır ve güreş festivali var. Hala uyanamayan yetkililer artık uyanın artık.
Benden söylemesi.