FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 30 Ekim 2023 174 Görüntüleme

SİLİFKE ALAADDİN CAMİSİ / 3

Camiye yeniden geri dönecek olursak, ana yapı içine kapıdan girildiğinde görülecek sağ ve solda ikişerden sıralanan bu taş dikitler, üst uçlarından kesme taşlarla atkılı görünümde örülüp birbirine bağlanmış ve böylece tüm tavan bu iki yanda görünen destek düzeniyle omuzlanıp kaldırılmış olur. Sağ ve sol yanda doğal olarak üçer açık göz oluşturan bu taş dikitlerin arası enlemesine 5 metre, yükseklikleri ise 4,4 metre olarak ölçülür. Yapının giriş kapısından başlayıp kıbleye doğru dik ilerleyen bu tavan destek düzenlemesinin ortada kalan bölümü, diklemesine kesilmiş bir borunun iç kesiti görünümünde iki ucu açık koyak yumçat biçiminde (iki ucu açık uzunlamasına tonoz) yapılmıştır. Bu koyak yumçatın yukarıda orta kuytusuna denk gelen en yüksek yeri ile camini tabanı arasında ölçülen yükseklik 7,2 metreye ulaşır. Cami içinde kıble yönüne doğru dik uzayıp ilerleyen bu koyak yumçat tavanlı orta bölüm, sonunda dilem bükeyine (mihrap) ve buranın da üzerini örten yapının ana ve tek yumçatı (kubbesi) altına varmış olur. Yapı içinin en yüksek boşluğunu oluşturan bu ana yumçatın yerden yüksekliği ise 11,75 metredir. Az önce belirttiğimiz gibi cami içine gün ışığını aydınlatma amaçlı veren dört tereze açıklığı bu yumçatın eteğinde sıralıdır. Ancak cami yapısının en önemli aydınlatması, bu yumçatın üzerini örttüğü bölümde, kıble yönüne bakan durada (duvarda) dilem bükeyinin (mihrap) iki yanında sağlı sollu olarak görünen birerden iki büyük terezeyle (pencereyle) sağlanır. Oldukça az sayıda terezesi olan caminin geriye kalan iki terezesi, içeriye girildiğinde geride kalan kapının yine sağında ve solunda sıralanarak, cami ana yapısının çok ışık almayan kuzey yüz durası üzerindedir. Tüm bu aydınlatma eksikliğinden dolayı bu yapı, yörede en çok yapay aydınlatmaya gereksinimi duyulan camiyi burası yapar.
Dışarıdan sekiz, içeriye girilip bakıldığındaysa on iki kırımla (köşeyle) biçimlendirildiği görülen caminin tek yumçatı (kubbesi), kendi etek durasında (duvarında) açılıp sıralanan dört göz terezesinden (penceresinden) tüm yapı içine verdiği aydınlatmayı gün ışığından yararlanarak sağlar. Oldukça yalın süslemelerle yapıldığı görülen bu dilem bükeyi (mihrap), yöredeki diğer eski camilerle eşit düzeyde benzeşmese de yalınlık anlamında birbirini örneklemiş olur. Bu dilem bükeyi, eğer caminin ilk yapıldığı dönemle çağdaşsa, burada bükey içinde kullanılan taş dikitli süsleme biçiminin yöredeki camiler arasında atası sayılabilir de diyebiliriz. Herhangi bir Roma yada Bizans yapısından devşirme olduğunu düşündüğümüz bu akbeniz (mermer) taş dikitlerin (sütun) üzerinde, Anadolu’ya Selçuklularla girmiş olan Orta Asya Türk ve İran Fars yapı geleneğinde görülen dilem bükeyi (mihrap) süslemesinin örneklemesi, oldukça yalın ve yorulmadan yapılmış biçimiyle yerini alır. Dilem bükeyinin üzerinde düz dura alınlığında sağ ve solda birerden olmak üzere iki yarım top biçiminde çıkıntı verilmiş ayrı bir süsleme türü daha vardır. Bu yarım top süslemelerde, üst üste ters ve düz iki üçgen oturtularak oluşturulan Musevi yıldızı biçimi ve bunun da çevresini dolanan beş köşeli altı yıldız yontmaları birlikte süs olarak işlenmiştir.
Dura (duvar) eti kesiti 120 cm kalınlığında ölçülen, dış yüzü kesme taş kaplamalı ancak kesit içi yığma taşla örülü olan cami ana yapısı, içten 18 metreye 19 metre ölçüleri ile toplam 380 metre kare oturum düzeni üzerinde yükselir. Tüm bu ölçülerle Alaaddin Camisi, içeriye 550 kişiyi birden alabilirken, girişte, İslam yapı geleneğine uygun olarak yapının kuzey yüzüne konumlandırılan yarı açık son gelenler (son cemaat) bölümünde ise yine yaklaşık 100 kişi birden namaz kılabilir. İkinci katı ve ayrı bir eklentisi olmadığı için özellikle kadınlara ayrılan bir bölümü oluşturulmayan Alaaddin Camisi’nin bu değerleri yöredeki diğer eski camilerle karşılaştırılacak olursa, Silifke Reşadiye Camisi’nde 440 erkek içeride 60 erkek son gelenler bölümünde ve 80 kadın üst asma katta, Taşucu Haliliye Camisi’nde 320 erkek içeride 100 kadın üst asma katta, Sökün Camisi’nde 200 içeride 40 dışarıda toplam 240 erkek olarak sonuçlanır. Yeniden belirtmek gerekirse, kendisiyle çağdaş yada birdeş (aynı) egemenlik dönemi eseri olabileceğini varsaydığımız Mut Kızılminare Camisi’nde olduğu gibi Alaaddin Camisi’nde kadınlar için yapı öğesiyle ayrılmış bir bölüm bulunmaz. Ancak bu iki caminin son gelenler bölümünün bu amaçla yapılıp kullanılmış olabileceği de olasılık içindedir.
DEVAM EDECEK…

Tema Tasarım | Osgaka.com