Geçen gün, “bir aydır esen poyraz kesildi, yarım sevincim…” anlamında kısa bir yazı paylaşmıştım. Benim hem sevinişime hem sevinmeyişime şaşırarak bir gün bile dayanamadı ki, yeniden çıktı poyraz, püfür püfür.
Aslında bugün ekmek yapacaktık biz. Yazımın ana konusu da bu zaten. Ama poyraz yaptırmadı.
Ekmek yapmamızın gerekçesi, ekmeğe zam gelmesi değil. Una da zam geliyor zaten durmadan. Tek gerekçemiz, çarşı ekmeğini değil ev ekmeğini sevmemiz. Hem de çok. Bunun için katlanıyoruz gülün dikenine.
Diyeceğim o ki, bir ay kadar önce yaptığımız ekmek bitti, bir iki günlük ancak kaldı.
Yayladayız tabi. Evimizin önünde ocağımız var, odunumuz var, almıştık unumuz var. Hamuru Durşen karıyor, ekmeği o açıyor, ben de pişiriyorum. Yetenekliyim, zaten elim de alışkın bu konularda.
Önce ateşi yakıyorum. Kalın odun gerekir, ateşin ayarı çok önemli, kömürün iyice dökülmesi gerekir ekmeği sarkıtacağınız yöne.
Kimisini azıcık yakıyorum, kimisini çevirirken ya da sarkıtırken düşürüyorum. Ama sonuçta pişiriyorum. Pişen ekmekleri sininin üzerine dizmek de çok önemli. Düzgün dizmezseniz bir yanına eğilir gider, bir gün gelir yıkılır bile.
Durşen benden çok daha usta. O atıcı ben pişirici. Ben kendimi usta saymıyorum zaten. Bu yüzden de pişirirken çok zorlanmamam ve de ekmeklerin yoyulmaması için ekmekleri çok büyük açmıyor, orta boy yufka, şepit.
Arada bir de töymeken ve pazı böreği, bahçede ikisi de var. Çiçekli çiçekli, hatta biraz gevreterek pişirmem gerekir onları da. Yanığını asla sevmem. Ocak başında ekmek yapmanın en doyumsuz anlarıdır bu anlar da. Böreklerin içini ayrı ayrı önceden hazırlarım tabi. Acı zararlı olsa da ille de acı biber doğrarım içlerine.
Böyle ballandıra ballandıra anlatsam da bunu, öyle kolay iş değil aslında ekmek atmak. Durşen’in beli ve kolları ağrır, benim ateşin/kömürün karşısında ayaklarım kavrulur. Katlanıyoruz işte. Seviyoruz çünkü.
Ve işte, poyraz bütün hesaplarımızı alt üst etti bu gün.
Ama B planımız da var tabi. Poyraz kesilmezse, ekmeğimiz de iki üç günlük kaldı çünkü, mutfakta tavada bazlama yaparız, birkaç günlüğüne. Buna da çok alışkınız.
Ve yine diyeceğim o ki, yukarıyla aram çok iyi ya, kendime gelince bu iyiliğim sökmüyor arkadaş, sökmüyor!
+++
Neyse, poyraz iki gün daha esti durdu…
Oldu olacak kırıldı nacak, yapacağız ille de.
Bugün cumartesi, “tam kesilmedim” dese de, Durşen hamuru yoğurdu, ben ateşi çokuttum. Börek içlerini de hazırladım.
Kolay gelsin bize!..
Bir kültürü de yaşatmış oluyoruz.
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
SEN MİSİN HEM SEVİNİP HEM SEVİNMEYEN
Benzer Haberler
-
MESKİ’NİN 2025 YILI BÜTÇESİ: 10 MİLYAR 749 MİLYON 950 BİN TL
-
MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ’NİN KASIM AYI 2. BİRLEŞİMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
-
BU BİR TEŞEKKÜR YAZISIDIR
-
ÇAMLIYAYLA’DA EĞİTİM DESTEĞİ
-
BÜYÜKŞEHİR’DEN ERDEMLİ’DE ZEYTİN FİDANI VE MISIR FLAKE YEM DAĞITIMI
-
MERSİN’DE DEZENFORMASYONLA MÜCADELE PROTOKOLÜ İMZALANDI
-
VALİ PEHLİVAN’DAN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNE ZİYARET
-
DÜNYA ŞARKILARI DUO
-
Art Land Sanat Çalıştayı Sergisi Mersinlileri Bekliyor
-
ÜLKEMİZDE HER YIL 40 BİN KİŞİ AKCİĞER KANSERİNE YAKALANIYOR!
-
Kreş Salgınları Kapıda
-
MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI