FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 17 Ekim 2024 87 Görüntüleme

PERS YOLU’NU TEK BAŞINA YÜRÜDÜ

Ankara’da ikamet eden Emekli Metalurji Mühendisi Metin Kurt, daha önce doğa ve yürüyüş gruplarınca kitlesel olarak geçilen tarihi Pers Yolu’nu tek başına yürüdü. 75 yaşındaki Kurt, 58 km’lik Pers Yolu’nu 3 günde kat etti.
Türkiye’nin birçok önemli yürüyüş yollarını daha önce geçmiş olan doğa yürüyüşçüsü Metin Kurt’un durağı, bu kez, dünya üzerinde bilinen ilk yollardan olan ve geçmişi 2 bin 500 yıl öncesine dayanan Karaman-Mut arasındaki Pers Yolu oldu. 2010 yılında gazetemiz yazarlarından Bukay İnce tarafından keşfedilen, ulusal düzeyde katılımcılarla, doğa gruplarınca kitlesel geçişleri yapılan Pers Yolu’nu tek başına yürüyen Metin Kurt; yürüyüşünü 3 günde tamamladı. Karaman’dan yürüyüşüne başlayan Kurt, yaklaşık 58 km yürüyerek, Mut’un Dağpazarı Mahallesi’nde Pers Yolu yürüyüşünü tamamladı. Aslen Giresun’lu olup 30 yıldır Ankara’da ikamet eden Kurt, yürüyüşü boyunca, yerel halktan büyük misafirperverlik gördü.

Kurt: “20 yılım doğada geçti.”

Tarihi Pers Yolu yürüyüşüyle ilgili yaşadıklarını ve deneyimlerini gazetemize anlatan Metin Kurt, “Doğa yürüyüşçüsüyüm. Son 20 yılım doğada geçti. Türkiye’de bütün doğa yollarını yürümeye gayret ettim ve tamamladım. Bu sene Pers Yolu’nun yapıldığını ve Bukay İnce hocayla birlikte büyük faaliyetler gerçekleştirdiğini duyunca bu yolda yürümeyi ve tanıtımda katkıda bulunmaya karar verdim” dedi.

“3 günde 58 km yürüdüm.”

Ankara’dan Karaman’a otobüsle geldiğini, Karaman’da Pers Yolu’nun sincapları dedikleri arkadaşları tarafından karşılanıp yolun başlangıcına kadar getirildiğini belirten 75 yaşındaki Kurt; 3 günlük Pers Yolu yürüyüşünü şöyle anlattı: “Karaman’dan Dereköy üzerinden Kaynar Mahallesi’ne kadar 1. günde 23 kilometre yürüyerek yürüyüşü tamamladım. Dereköy’deki Fisandon eski adıyla bildiğiniz kiliseleri, köprüleri, çeşmeleri fotoğrafladım. Kaynar kamp alanında çok güzel bir geceleme yaptım. Ertesi sabah hedef Kavaközü köyü. 22 km’lik bir zorlu yürüyüşle 11 saatte Kavaközü Köyü’ne ulaştım. Kıraç arazileri, Değirmen Boğazı’nı, Punura Kanyonu’nu geçtim. Balık piknik alanını geçerek Kavaközü Köyü’ne ulaştım. Eski muhtarımız Salih beyin misafiri oldum. Ertesi gün yani 3. gün hedefim Dağpazarı Köyü oldu. Sabah önce Avoluk Yaylası’na, Avoluk Yaylası’nda biraz dinlenmeden sonra Dağpazarı Köyü’ne kadar 13 kilometrelik son yürüyüşümü yaptım ve tamamladım. Dağpazarı Köyü muhtarımız Bülent bey ve babası Cemil beyin misafiri oldum. Ertesi günü sağ olsunlar beni Mut’a ulaştırdılar.”

“Türkiye’nin yürüyüş yollarının tamamını yürüdüm.”

Hemen hemen yurdun tamamında yürüdüğünü dile getiren Kurt, “İlk başlayışım 90’lı yıllarda Likya Yolu, 500 küsur kilometrelik bir yoldur. Tecrübelerimin ağırlığını orada kazandım. 3 kez gidiş gelişli yürüdüm tek başıma. 23 günde Likya Yolu’nu bitirdim. Solo yürüyüştü. Karya Yolu, Bursa’da Misia Yolu, Çorum’da Hattuşa Hitit Yolu, yine Çorum bölgesi Kızılırmak’ta Gastronomi Yolu, Küre Dağlarında Küre yolları; Türkiye’nin yürüyüş yollarının tamamını yürüdüm” şeklinde konuştu.

“Pers Yolu diğer yollara göre kısa, ama zevkli bir yol.”

Pers Yolu’nun diğer yollara göre farklarını anlatan Kurt, şunları söyledi: “Pers yolu diğer yollara göre boyu biraz kısa. 3-4 günde bitirilebilir, ama zevkli bir yol. Pers Yolu’nun en belirgin özelliği biraz kıraç oluşu. Sulu mevsimde daha zevkli olacağını düşünüyorum. Antik şehirlerin tanıtıma ihtiyaç olması; Punura’nın, Sibila’nın, Koropisos’un. Bunları gezdim. Bunların zenginleştirilerek, arkeologlar tarafından isimlendirilerek tanıtılmasında fayda olduğunu düşünüyorum. Pers Yolu’nda dikkatimi çeken en önemli konulardan biri de kanyonizm yapılmaya müsait kanyonların oluşu. Örneğin Kestel Kanyonu çok etkileyiciydi. Ben böyle bir kanyonun varlığını bile bilmiyordum. Kanyonist değilim, ama bütün arkadaşlarımı, ilgilenenleri görmeye davet ediyorum. Herkes Valla Kanyonu’nu bilir, gelsinler bir de Kestel Kanyonu’nu görsünler.”

“Yerel halk çok yardımsever.”

Vücudunun alışık olmasından dolayı Pers Yolu Yürüyüşünü zorlanmadan tamamladığını ifade eden doğa yürüyüşçüsü Metin Kurt, yürüyüşü boyunca yerel halktan gördüğü ilgi ve yardımseverlikten övgüyle söz etti. Kurt, “Bütün halk, önüme çıkan herkes yardımsever. Ben istemeden onlar vericiler, misafirperver. Ellerinde avuçlarında ne varsa hepsi ikram ediyorlar. Hayvan besleyen çadırcı arkadaşlar çadırlarında beni misafir etmek için yarışıyorlar. Yani çok mutluluk verici” şeklinde konuştu.

Tema Tasarım | Osgaka.com