FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 27 Şubat 2025 316 Görüntüleme

PERS YOLU’NDA İLK BİREYSEL YÜRÜYÜŞ / 17

Zamanında buraya baskı kurulurmuş. Sonra dedem, sonra babam devam ettirdi bu baskı işini. Taki Mut’un Kuzeybatısında kalan Göksu Nehri’nin oralardan beri bütün köylerin sütünü alarak. Daha öncesine dair de bu işler yapılıyormuştur kuşkusuz, ama hikâye olarak anlatılan da olsa o zamanlara dair elimde veri yok. Küçükbaş hayvan üreticisi Türkler, çok önemli bir mera alanı olan ve kontrol ettikleri Yağlı da kaşar değilse de tulum peyniri yapıyor olmalılar. Şunu biliyorum ama. Üçüncü Haçlı Ordusunun buradan geçtiği 1190 Haziran başı peynir üretme zamanı ve Ansbert’in yazdığına göre oldukça savaşçı ve Haçlılar için çok tehlikeli olan Türkler tarafından kontrol edilen yer Yağlı. Kuşkusuz bugünkü adı ile Kuyulu Belen ki elimizde olan verilerle bir Roma yerleşimi ve Türklerden önceki sakinleri önce Roma sonra Çukurova Ermeni Krallığı uyruğu Ermeniler olan çok büyük ören Türkler tarafından yapılmadı. Antik kentin ören ölçüleri, nekropolün genişliği, kentten nekropol alanına uzanan sütunlu yolun varlığı burada büyük bir nüfusun yaşadığına işaret ediyor ki zamanın üretim ve tüketim koşullarında böylesine verimli, geniş bir mera alanında süt ürünlerinin üretilmemesi olasılık dışıdır.Dahası Selçuklu Sultanı II. Kılıç Aslan ve Kızıl Sakal da denilen Alman Haçlı Ordusu Komutanı Friedrich Barbarossa arasında yapılan, Selçuklu topraklarından güvenli geçiş teminatı olarak Kılıç Aslan tarafından verilen rehin kişilerin, anlaşma gereği, Punura da yani Yağlı da bırakılması gerekiyormuş. Buraya gelince rehineler anlaşmayı Barbarossa ya hatırlatırlar. Barbarossa anlaşmayı ihlal eder. Belli ki Barbarossa henüz kendini ve ordusunu güvende hissetmemektedir. Ne zamanki Çarşaklı Boğazın çıkışında Sibila Prensi HaçlıOrdusunu karşılar ve Haçlılar güvende olduklarını hisseder, rehineleri bırakırlar. Tam olarak Tahtalı yol sapağında. Kurt Hocamın şuan bulunduğu yerde.
Baskı işi; koyun keçi sütlerini, elleri ile hayvanlarından sağdıktan sonra, saat on altı, on yedi civarında, adını üzerinde yapılan işten alan, baskı adı verilen yere getiren üreticilerden teslim alıp, nihai süreçte Kavaközü Köyü’ndeki merkez mandıra da kaşar peynir yapmak üzere, ham peynir yapma sürecini ifade eder. Burada Tahtalı Yaylası’nda etrafı bir metre kadar yığma taşlarla çevrilmiş, önünde bir su kaynağı olan, yirmi metre kare civarında üzeri açık bir alanı ifade eder baskı denilen yer. Yağlı’da yüz elli metre kare civarında taş duvar, toprak damlı bir binayı, Koyunyunağı’nda Roma döneminden oyulmuş olma olasılığı yüksek, büyük bir kaya kütlesine oyulmuş, büyük bir girintiyi, Diştaş Yaylası’nda büyük bir kayanın gölgesini. Olmaz sa olmazı sudur. Bütün baskılar da mutlaka bir su kaynağı bulunur. Temizlik için. Tahtalı’ daki baskıya birkaç defa gitmişliğim var. Bir defasında on yedi yaşlarım civarında beş yüz litrelik iki süt kazanı, yirmi litrelik bir süt ölçme aleti, hareni de denilen elli litre civarı hacimli sıcak su kazanı, bir çarpı bir metre ebatlı arası tel örgülü, süt kazanının içine düşmesine engel olacak dört adet sapları olan süzme teli, on beş kadaroldukça geniş ebatlı eşarp benzeri süzek bezleri, üç metre çarpı üç metre ebatlı dokumasından suyu geçiren amaham peyniri geçirmeyenbaskı bezi, maşrapa işlevi de gören bir ve iki litrelik süt ölçüm aletleri litreler gibi ufak tefek malzemelerden oluşan baskı malzemelerini getirmeye gitmiştim.
Eşekle tabi. O ara aldığım bir dergiyi de almıştım yanıma. Koyunyunağı ilerisinde eski yolun yokuşunu çıkınca güzel bir çayırda durup eşeği dinlendirmiş, dergiyi okumuştum. Biraz fazla okumuş olacam ki babam geç geldiğim için birazcık kızmıştı dönüşte. Kardeşlerim içinde en büyüğümüz Latife ablamın, toprak üzerinde okula başlamadan okumayı öğrettiği günden beri deli bir öğrenme merakım vardı.
Kara Bey diye bir Osmanlı ayanından almış Kesikköprülüler bu yaylağı. Kara Bey’in muhteşem bir hikâyesi var. Tanzimat Fermanı civarı başlayan yaşamı Osmanlı meşruti döneminde sürmüş. Bilindiği gibi böylesi geçiş dönemleri fırtınalı olur. Dönemin kurtları da iyi avlanır. Osmanlı’da da fırtınalıdır. Ortaya çıkardığım yaşamından anlaşılıyor ki, Kara Bey bir meşrutiyet dönemi kurdu ve cesur bir kurt. Dahası alfa kurt. Biraz sonra varacağımız Kara Değirmen’in ilk yapanı ve sahibidir. Adını, babama, babamın bildiği zamanlarda anne tarafından dedesi Kara Kiya Hüseyin’e ait değirmene ilgili sorular sorduğumda duymuştum. Pek bilgisi yoktu ama “Değirmeni Kara Bey diye biri yaptırmış. Ondan Gök Hacılar almış. Ondan Taş Köse almış. Ondan Kara Kiya almış.” kadar bir bilgiyi de edinmiş.
26 Şubat 2024 Devam edecek.

İlginizi çekebilir

KAYISI HASAT ŞENLİĞİ YAPILDI

KAYISI HASAT ŞENLİĞİ YAPILDI

Tema Tasarım | Osgaka.com