Öncelikle söylemek istiyorum; Musa Eroğlu bir ocak dedesi değil. Kendi deyimi ile torunu Zeynep’in dedesi. O Dede Korkut’un izinden gittiği için bazı çevreler ona Dede dedi. Dede’yi görünce ille bir ocak aradılar. Telefonla sordular, gittiği yerlerde sordular. Ama o bir ocak dedesi değildi. Hatta rahmetli Feyzullah Çınar postunu ona emanet etti. Onu kabul etmedi.
78 yıllık yaşamının 60 yılını biliyorum. Hep görüştük. Ama 1997 – 2017 yılları arasında Mut Sertavul yaylasında 20 yıl komşu olduk. Evimiz yanyana idi. Gündüzleri ve özellikle akşamları yıldızların altında sohbetler ettik. Nesimi, Hallacı Mansur, Pir Sultanı, Sultan Şahatayım’ı konuştuk. Dost sohbeti sırasında çekilip, orası burası montaj edilerek servis edilen videoda geçen konuların benzerleri sohbetlerimizde geçerdi.
Alevilik bilime açıktır. Tartışmaya açıktır. Dedik ya; ana konumuz Nesimi, Hallacı Mansur ya da Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa. Onların dedikleri hiçbir ayette geçmez. Ben Tanrıyım, ben insanım, diyen felsefe. İşte bunları bilmeden Musa Eroğlu’yu yargılayamazsınız. Hele Vahabi öğretisi ile içli dışlı olmuş bir yargı bunun içinden çıkamaz.
Eğitim alanında çok geniş çalışmaları olan Erdebil Ocağı Şeyh Safi döneminde yaklaşık 200’e yakın bilim adamı (o dönemde adları sofi) Ortadoğu Coğrafyasının her bir köşesinden gelmişler, o ocakta emek vermişler. Şeyh Safi buyruğu ya da erkanı öyle oluşmuş.
Emevi İslam inancına bulaşmamış, halk bilimcileri ile bir araya geldiğimizde Aleviliğin yorumu tartışıldı. Önce İnsan. En iyi insan Şah Hüseyin, şimdilerde okuyoruz ya, Sümer, Gılgamış, Göbeklitepe tabletlerinde gördüğümüz, üçler, beşler, 12 kırklar bu öğreti içinde yerini almış.
Hak, Muhammet, Ali.
Muhammet, Ali, Fatma, Hasan, Hüseyin.
Şah Ali, Başlayan, Mehdi ile biten 12 İmamlar.
Şah Ali’nin baş olduğu Kırklar Meclisi.
Alevi deyişlerinde Bozatlı Hızır, Şah Ali, Hace Bektaş, Pir Sultan Abdal don değişmiş kişiler olarak karşımıza çıkar. Hepsi Ali’dir. Yedi gök yukarıdadır. Eğer ikrar verip, musahip olup yol ehli olursan, Dede, talip birlikte bu süreği görürsün.
Onun için dayatılan Emevi İslam inancı ile Aleviliğin hiçbir ortak noktası yoktur. Arabistan çölünde Alevilik yoktur. Doğada vardır. Bir bakarsınız Şaman inancının ortasında, bir bakarsınız Şeyh Bedrettin’in felsefesinde, Nesimi’nin, Hallacı Mansur’un felsefesinde görürsünüz.
İşte Musa Eroğlu bunları biliyor. Onun Ankara Saime Kadın’da gecekondusu dile gelse de bir konuşsa. O gece kondu bir okuldu. Maltepe’deki müzik okulu oranın dışa yansımasıdır.
Sedat Peker videoları ile ülkede yolsuzluk, vurgun ortaya çıkarken, birileri bir dost sohbetinde geçen konuşmaları, orasını burasını oynayarak servis etmek. Bu ancak hedef şaşırtmaya yarar.
Alevi canlar, gelin işimize gücümüze bakalım. Ötekiler bir gelsin, bu Emevi artıklarını seçimle gönderelim.
Eğer Musa Eroğlu’nun bir suçu varsa, onu kendi meclislerimizde dara çekerek çözeriz.