Mersin’de polenler ve bunların mevsimlere dağılımı bugüne kadar bilinmiyordu. Bu eksikliği tamamlamak amacıyla Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji ve İmmünoloji Bilim Dalı ve Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ortaklığında ve Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi desteğiyle bir çalışma yürütüldü.
Çalışma kapsamında şehrin değişik yerlerine konulan iki ayrı polen sayım aracıyla Mart 2016 – Şubat 2018 arasında 2 yıl süreyle atmosferdeki polenler toplandı ve sayımları yapıldı. Elde edilen sonuçlara göre Mersin için önemli polen tipleri ve bunların atmosferde en yoğun olduğu mevsimleri içeren bir polen takvimi hazırlandı.
Mersin için 2 yıllık (2017 ve 2018) polen takvimine göre küf ve mantar sporları; Mayıs- Ağustos ayları arasında, çayır-çimen ve tahıl polenleri Mart-Ağustos ayları arasında, ağaç polenleri neredeyse tüm yıl boyu ama özellikle Şubat- mayıs ayları arasında görülüyor. Yabani ot polenleri ise Mart-Ekim ayları arasında şehir atmosferinde yoğun olarak bulunuyor. Dikkati çeken bir diğer nokta ise İç Anadolu şehirleriyle kıyaslandığında polen mevsimlerinin ilimizde daha uzun olması ve yılın önemli kısmına yayılması araştırmayla ortaya konulan bir diğer önemli nokta.
Polenler alerjik
hastalıklara sebep oluyor
Bir şehirde veya yörede polen takviminin bilinmesinin sağlık açısından çok önemli yararları bulunuyor. Polen alerjisi olan hastalar duyarlı olduğu polen veya polenlerin arttığı aylarda korunma ve kaçınma önlemleri uygulayarak, gerekirse koruyucu ilaç başlayarak veya ilaç desteği artırılarak ve bazı seçilmiş kişilerde mevsim öncesi alerji aşısı uygulaması yoluyla bu dönemlerin daha sağlıklı ve hayat kalitesi yüksek şekilde geçirmek mümkün olabilecek.
Bilindiği gibi polenler (çiçek tozları) çiçekli bitkilerin çoğalmasına aracılık eden protein yapısında maddelerdir. Polen taneleri gözle görülemeyecek kadar küçük olup bir polen tozunda binlerce polen tanesi bulunabilir ve rüzgar ile çok uzak yerlere kolayca taşınabilirler. Polen büyüklükleri, duyarlı kişilerde oluşacak klinik tablonun önemli bir belirleyicisidir. Büyük polenler üst solunum yolları, saman ve göz nezlesine neden olurken, küçük polenler solunum yollarında daha uzak bölgelere taşınarak astım bulgularının ortaya çıkmasına neden olurlar. Polen alerjisi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir toplum sağlığı sorunudur ve polenlerin neden olduğu alerjik hastalıklara giderek daha fazla rastlanmaktadır. Ülkemizde yaşayan vatandaşların ortalama % 25-30 luk bir kesiminde alerjik hastalıkların var olduğu bilinmektedir. Polen alerjisi olan kişilerde duyarlı olduğu polenle karşılaşma ya da sonrasında burun, gözler, solunum sistemi ve nadiren cilt belirtileri ortaya çıkar. Bunların şiddeti bazı kişilerde günlük yaşamı tamamen sekteye uğraşacak kadar şiddetli olabilir, duyarlı kişilerde astım krizleri ortaya çıkabilir.
Polenlerin yüksek düzeye çıktığı dönemlerde : 1) Burunda alerjik rinit belirtileri; Kaşıntı,akıntı, tıkanıklık, hapşırık görülebilir. 2) Gözlerde alerjik konjunktivit belirtileri;kaşıntı, sulanma, kızarıklık, şişlik görülebilir 3) Astımlı hastalarda öksürük,hışıltı, nefes darlığı gibi bulgular ortaya çıkabilir veya astım krizi başlayabilir, 4) Nadiren ciltte kaşıntı, kurdeşen (ürtiker) görülebilir.
Her yıl farklı tip bitkiler kendileri için uygun sıcaklık ve nem oranına sahip belirli mevsimlerde polenlerini çevreye bırakırlar. Polen mevsimleri ve yoğunlukları bölgenin bitki örtüsü, o sene aldığı yağışlar ve sıcaklık gibi hava şartlarına göre şehirden şehre farklılık gösterebilmektedir. Genel olarak, büyük iklim ve bitki örtüsü değişikleri olmadığı sürece her bir yöre için polen mevsimleri yıllar içinde benzer seyretmekle birlikte son yıllarda tüm dünyadaki küresel iklim değişiklikleri polen mevsimlerinde uzamaya neden olmaktadır. Ülkemizde bugüne kadar pek çok ilde polen dağılımları ve mevsimleri çıkarılmış ve duyurulmuştur.