Kavaklı köyündendir. Çocuktur daha. Abisiyle arasında beş yaş fark vardır. Abisinin, ilkokul öğretmeninden kalma bir saz hevesi vardır. Babasına yalvarır durur. Babası ise hiç oralı olmaz. Bir akrabaları yeni bir saz almıştır, ilgisi çoktur ya, o sazı görmeye gider. “Bir kuzu verirsen sazı veririm” der akrabası. Sonunda babası razı olur, sazla kuzuyu değişirler.
Abisi sazı tıngırdatmaya başlar ama hiçbir ilerleme gösteremez. Oysa bunun hevesi de büyüktür. Sanki iki günde öğrenecek gibidir. Ama abisi sazı bir türlü buna vermez.
İşte tam o günlerde babası abisini Mersin’e yakın bir yere çoban gönderir.
Saz buna kalır, uçar sevinçten. Bir çalmada bir türküyü çıkarır.
İki yıl sonra abisi bir gelir ki, ohooo, usta olmuştur kardeşi.
Bir gün, nasıl olduysa saz kırılır. Tam 25 yıl eline saz almaz bu. Abisi ise çoktan bırakmıştır zaten.
İçindeki heves sönmeyecek bir hevesmiş ki, 25 yıl sonra Ankara’ya, A.Rıza Yılmaz’a telefon açar, kendisine güzel bir saz yapmasını ister.
Çaldıkça hevesi daha da artar.
Bir ara dışarıya, pencereye asar bu sazı. Olacak ya, bir yel eser, düşürür sazı, bu saz da kırılır.
Çok saza bakar ama aradığı sazı bir türlü bulamaz.
Bir gün yolu Çukurbağ köyüne düşer. Saz ustası Rifat Mehmet’in yaptığı bir sazı gösterirler buna. Aradığı saz budur işte, hemen alır.
Şimdi bu sazı çalmaktadır Veysel. Arkadaşıdır, yoldaşıdır saz. Çaldıkça daha da hevesi…
+++
Kırk iki kişiydiler, dağ başında kalakaldılar. Bir anda dev bir sorumluluk bindi omuzlarına. Birer ikişer birer ikişer, hepsinin sağlıklı bir şekilde evlerine gitmesini bekledi. O herkesi beklemişti sabaha kadar, bir kişi de onu beklemişti.
İlk tanıyorlardı birbirlerini.
“Kız arkadaşın kim guzumm?”
“Gecenin gülü anne, gecenin gülü!”
+++
Şemsiye yetmiyordu, sicim gibi yağıyordu yağmur…
Ana caddedeydi, trafik ışıklarına yaklaşmıştı, ayakkabıları su almıştı…
Kırmızı ışığa yakalanmamak için bir araç öyle bir hızlı geçti ki yanından, sol yönü tümüyle ıslandı.
Siyah bir araçtı, ışıkları geçince durdu, sürücüsü indi, doğru kahveye girdi.
Bu kadar da olmazdı, koştu.
Sürücü çabuk çıktı kahveden:
“Yaptığınızı gördünüz mü?”
“Ne yapmışım ki!?”
“İşte, her yerim yamyaş!”
“Ne yapabilirim ki, anayol, yeşil ışık, hem de görmedim.”
“Beni ıslatma hakkınız yok, kent içi burası, yağmur yağıyor, göreceksiniz.”
“Ne diyorsun sen bee! Dangalak!”
Soğukkanlılığı ağır bastı ıslananın. Tam o anda da araya birisi girdi:
“Uzatın ellerinizi” dedi, “burası anayol, Karayollarına bağlı, birbiriniz kadar Karayollarına bağırın asıl!”
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
Küçük Yaşam Kesitleri / 20
Benzer Haberler
-
A PARTİ MUT İLÇE BAŞKANLIĞINA FURKAN ÇEREKÇİ ATANDI
-
EĞİTİMCİLER İŞ BIRAKTI
-
Tüm Emeklilerin Sendikası: “Ya insanca yaşayacağız, ya da meydanları ısıtacağız!”
-
MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI
-
Zeytin üreticileri zor durumda
-
KADIN KATLİNE VE TACİZE ARTIK YETER!
-
Başkan Orhan: “Festivalde yaşananları tasvip etmiyoruz.”
-
Ekim Ayı Mut Belediye Meclis Toplantısı Yapıldı
-
DÜNYANIN EN BÜYÜK TÜRK BAYRAĞI BOYANDI
-
MUT KAYMAKAMI AYRANCI’DAN 30 AĞUSTOS MESAJI
-
ANAYASAYA ERİŞİLEMİYOR
-
MUT’TA 15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ