FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem, Haber 19 Haziran 2023 172 Görüntüleme

KÜÇÜCÜK YAŞAM KESİTLERİ / 47

“Gıtgıtgıdakkk, gıtgıtgıdakkk!..”
Karısının daha uyumadığını, sesin de televizyondan geldiğini düşünür bir anda. Gözlerini bir açar ki; ortalık karma karanlık, hanımı uyuyor…
“Gız kümesin ağzını yine mi unuttuk?! Tavuk sesi geliyor dışarıdan?”
Karısı da uyanır.
“Gıtgıtgıdak, gıtgıtgıdak!..”
“Hav havhav!..”
Çıkarlar dışarıya; enik havlayıp durur, tavuğun birisi bir ağacın dalında, birisi bir ağacın dalında bağrışıp dururlar, ama horoz yok!
Anlaşılır ki o da tilkiye ödül!
Tilkisiz köy mü olur!..
+++
“Geçenlerde Karaman’a doktora gittim. Belli ki doktor Atatürkçü birisi. Çünkü odası Atatürk dolu. Olacak ya, benim gömlek cebimin üzerinde de Atatürk var.
Birinci sıradayım. Adım çağrılınca girdim içeriye. Girerken de ceketimin sol yanını şöyle birazcık topladım. Derdim, benim de Atatürkçü olduğumu anlasın ki biraz daha iyi ilgilensin benimle. Az deyyus değilim ben de arkadaş!
Atatürk’ü gördü aslında.
Dışarıda da bir kadın, taa Gülnar’dan getirmişler, inleyip sızlayıp durur. Dedim ki doktora;
“Doktorum sıra benim, ama dışarıda bir kadın çok sıkıntılı, sıramı ona veriyorum ben.”
“Tamam.”
Çağırdılar kadını.
Kadın çıkınca ben yine girdim. Yine gördü Atatürk’ü, gösterdim daha doğrusu. Ama benim Atatürk hiç mi hiç işe yaramadı arkadaş!”
+++
“İlkokul 5’te okuyorum daha. Köyde ebemle dedemin yanındayım…
Ebemin bir keçisi var, keçinin de bir oğlağı. Ben otlatıyorum onları, ikisi de o kadar sevimli ki, arkadaşlarım. Ben onları beş seviyorsam onlar beni on seviyor ama. Öyle. Ama ebeme daha bir düşkünler, ona sevgileri elli yüz. Ebem de onları öyle bir sever, öyle bir besler ki, sanki çocukları, çocuklarından da öte. Keçinin adı Karakız, oğlağın adı Zıpzıp. İkisi de “meeehhh!” diye ses çıkarır. Ama oğlağın sesi incecik daha.
Sabah bir güder gelirim, öğleden sonra bir. Akşamsa karaağaç dalı keser gelir, önlerine atıveririm.
Bir gün evin karşısındaki bahçedeyiz. Karakız’la Zıpzıp da yanımda. Bir duvar var ortada, duvar da ulama otuyla dolu. Zıpzıp tam orada. Yayılıp durur. Birden bir çığlık bir çığlık; “meeeehh, meeehh!..” Yılan soktu sandım ilk anda. Anası bir şey olduğunu anladı, “”meeehh, meeehh!..” Araları 10-15 metre ancak. Meğer ulamanın arasında bir yabanarısı yuvası varmış, arı sokmuş Zıpzıp’ı.
Bir baktım, o acıyla, o çığlıkla eve doğru koştu Zıpzıp.
“N’oldu guzum sana, n’oldu?” diyerek ebem ona sarılır, o ebeme sürtünür. Gözünün üstünden sokmuş arı, şişivermiş hemen.
Okşaya okşaya, öpe öpe bütün sevgisini oraya akıttı ebem.
İşte Zıpzıp’ın neden yalnızca ebeme koştuğunu o zaman anladım ben de.”

Tema Tasarım | Osgaka.com