Merhaba sevgili okur.
Dünyamız ve ülkemiz çok zor bir süreçten geçiyor. Koronavirüs (Covid-19) salgını tüm Dünya insanlığını tehdit ediyor. Her geçen gün artan acı haberlerle sarsılıyoruz. İnsanlar tedirgin ve gelecek kaygısı içinde. Dünya devletleriyle birlikte devletimiz de, salgını önlemek için ardı ardına önlemlerini arttırmakta. Elbette bu sürecin en kısa zamanda atlatılacağı ve yaşamın normal seyrine döneceği umudunu taşıyoruz. Bu zor ve acılı süreçte hepimize çok önemli görevler düşmekte. Salgının bir an önce sonlanması; yetkililerin ve bilim insanlarının uyarılarına kulak vermekten, getirilen kısıtlamalara harfiyen uymaktan geçiyor. Yoksa çok daha acı sonuçlara katlanmak zorunda kalabiliriz.
Ülkemizde de salgını önlemek için bir dizi tedbirler getirildi, kampanyalar başlatıldı. Süreci hep birlikte, birlik, beraberlik ve yardımlaşma içerisinde atlatabiliriz, diye düşünüyorum. Ama gel gör ki; böylesi zorlu bir süreçte, birlik ve beraberliğin çok önem kazandığı durumda bile ayrımcılık, senden benden kavgası, siyasi görüş ayrılığı, ötekileştirme eksik olmuyor. Maalesef insanlarımız gün geçtikçe daha da kutuplaşıyor. Kim haklı, kim haksız tartışmasına girecek değilim. Herkes kendi penceresinden değerlendirmesini yapıyor zaten. Sadece üzülerek şunu sormak istiyorum; insanlarımız ne zaman, nasıl bu hale geldi?
Değinmek istediğim ve bu yazının yazılmasına neden olan asıl konu ise; yerel ölçekte, biz basın emekçilerini de ilgilendiren bir ayrımcılık öyküsü…
Resmi sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlardan takip ettiğimiz kadarıyla; Mersin Büyükşehir Belediyesi (MBB) ve Mersin Merkez İlçe Belediyeleri, güzel bir düşünce örneği sergileyerek, Mersin’deki basın çalışanlarına dağıtılmak üzere hazırlanan Koronavirüse karşı önlem amaçlı kitleri Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ne (MGC) teslim etmiş. Yine MGC’nin sosyal medya hesabından takip ettiğimize göre, belediyelerin gönderdiği bu kitler, bizzat MGC Başkanı eliyle, ilçe ilçe gidilerek basın çalışanlarına ulaştırılmış. 165 km yol katedilerek gelinen ilçemiz Mut’ta da bu kitler dağıtılmış. Ama sadece MGC üyelerine. İlçemizde 17 yılını dolduran ve MGC üyesi bulunmayan gazetemiz Mut’un Sesi ve çalışanlarına ise bu kitlerden verilmemiştir. Yani bir ayrımcılık söz konusudur.
Buradan sormak istiyorum;
Bu ayrımcılığın nedeni nedir?
MGC üyesi olmayan basın çalışanları neden görmezden gelinmiştir?
MGC’ye teslim edilen kitler, sadece MGC üyeleri için mi verilmiştir, Mersin’deki tüm basın çalışanları için mi verilmiştir?
Diğer ilçelerde de sadece MGC üyelerine mi verilmiştir bu kitler, yoksa sadece Mut’a özgü bir durum mudur?
Asıl merak ettiğim konu ise; bu ayrımcılığı kime adresleyeceğiz? Söz konusu ayrımcılık için eleştirilerimizi, inisiyatif kullanan MGC’ye mi, yoksa –Merkez ilçe belediyelerini ayrı tutuyorum, sadece kendi ilçelerindeki basın mensupları için göndermiş olabilirler- Mersin’deki tüm yurttaşlara ve basın kuruluşlarına eşit mesafede durması gereken MBB’ye mi yönelteceğiz?
MGC’den veya MBB’den bir yanıt gelirse bu köşede yer vereceğim.
Bu arada altını çizerek belirtmek isterim ki; bizim bu dağıtılan kitlerle ilgili bir beklentimiz yoktur. Bu yazı sadece ayrımcı bir anlayışa dikkat çekmek için yazılmıştır.
Yeri gelmişken, MGC ile ilgili bir konuyu daha dile getirmek istiyorum.
MGC’nin seçim döneminde, Mut’ta benimle birlikte iki gazeteci arkadaşımın daha nedensiz yere ve geçerli bir açıklama getirilmeksizin MGC üyeliklerimiz düşürülmüştü. Konuyla ilgili bazı serzenişlerimi dile getirmiştim. Mersin’deki gazeteci dostumuz Serkan Tultak ise, serzenişimize kulak vermiş ve Mersin merkezde bizlerin sesi olmuştu. Serkan Tultak’a buradan bir kez daha teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Sağolsun, varolsun.
Meslek örgütlerinin önemine ve örgütlü güce inanan biri olarak, köklü ve saygın bir meslek örgütü olduğuna inandığım ve yeni yönetimini oluşturan MGC’ye üyeliğimizin yenilenmesi için girişimde bulunmuştum. MGC merkezini telefonla aramış, hayırlı olsun dileklerimi ileterek; diğer iki arkadaşımla birlikte üyeliklerimizin durumunu sormuştum. MGC sekretaryasından ise, şu an yeni üyelik alınmadığını, ama bizim durumumuzu yapılacak Yönetim Kurulu toplantısında ileteceğini ve konuyla ilgili geri dönüşte bulunacağını bildirmişti. Aradan aylar geçmesine rağmen, maalesef bir geri dönüş alamadım.
Sanırım bu yazıyla, zaten kapalı olan MGC kapısını, hiç açılmamak üzere kapatmış oldum.
Ne diyelim, sağlık olsun.
Yolumuza, her zaman olduğu gibi yanımızda hissettiğimiz, siz sevgili okurlarımızın gücüyle devam ederiz.
Ayrımcılıktan uzak, güzel, mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle sevgili okur.
