Taş köprünün 150 metre güneyinde yer alan güncel ana karayolu geçişini sağlayan köprüden sonra, yine taş köprünün bu kez 1570 metre güneyinde Çavuşbucağı Köprüsü, 2550 metre güneyinde Kumlu (Kum Mahallesi) Köprüsü sıralanır. Taş köprüden 2950 metre sonra deniz kıyısı ile buluşması beklenen bu kuru çay yatağı, Kumlu Köprüsü ile birlikte Göksu Irmağı’ndan alınıp Göksu Ovası’nın sulanması amacıyla açılan sulama yollarından biri olan Çavuşbucağı Suyağı’nın (su kanalı) suları ile karşılaşmış ve dolayısıyla da denizin tuzlu suyunu görmeden önce ırmağın tatlı suyu ile ıslanmış olur. Kıyıdan 400 metre önce Kumlu Köprüsü konumunda Göksu Irmağı – Çavuşbucağı Suyağı ile tatlı suyun dolduğu bu kuru çay yatağı, deniz suyunun itme gücüyle kendini tuzlu suya birden kavuşturamaz. Deniz suyunun bu etkisinden dolayı kuru çay yatağı içinde biriken ırmak suyu, Kumlu Köprüsü’nden artı 260 metre daha yukarı yönde çay yatağı içine (kuzeye doğru) sokularak kendini biriktirmiş olur. Böylece kuru çay yatağının denize ulaşmadan önceki son 650 metrelik bölümü tatlı su yatağı durumuna gelmiş olur.
Kumlu Köprüsü’nden sonra deniz kıyısına değin 400 metre olan bu yatak içinde biriken tatlı su, denizde balıkçılık yapanların özellikle sandallarını sakladıkları sazlıklı birer balıkçı barınağı işlevi görür.
Bolacalıkoyuncu Taş Köprüsü altından geçen suyun günümüzde denize doğru dümdüz ilerlediği görülen iyileştirme çalışması yapılmış kuru çay yatağı boyunca mı aktığı, yoksa bu yatağın yönünün değiştirildiği bilgisini araştırdığımızda ortaya çıkan sonuç kesin olmamakla birlikte büyük olasılıkla yatağın tek bir çizgi boyunca düzeltilip değiştirildiği yönündedir.
Taşucu yerleşiklerinden olan Emeli Hicran, İsmail Güler, Ürem Şahin, Sülayman Tan Çekmen, eski yerel ynetim başkanlarından Emin Güleç ve rahmetli Arslan Eyce’nin oğlu Mustafa Eyce ‘den edindiğimiz ancak birbirleriyle eş olmayan sözlü anı bilgileri üzerine yaptığımız kendi kurgulamamıza göre, Bolacalıkoyuncu Köprüsü’nden sonra kuru çay yatağı en az ikiye ayrılmaktaydı. Günümüzde genişletilip, taban ve yan boyları kaya dolguları ile düzenlenmiş olan var olan Seka telinin doğusu boyunca denize doğru uzayan kuru çay yatağı, o dönemde de suyun ana yatağı olarak düşünülebilmekle birlikte bu yatağın doğusuna doğru günümüz yol dolgusu yükseltilerinin olmadığı dönemlerde taşkın suyun Gülümpaşalı ve Çavuşbucağı yönünde tarlalara taşıp gittiğini söyleyebiliriz. Adı üzerinde taşkın dönemlerde gerçekleşen bu deli salma su bazı yıllarda yörede yaşayanlar için büyük bir sıkıntı kaynağı durumunda olsa gerekti. Ne denli günümüzde taşkın su yatağı düzenlenmiş gibi görünse de 5-7 mart 2004 yılında Sİlifke kent içinde Göksu Irmağı taşkını ile birlikte bu su yatağı da yağışların etkisiyle taşmış ve taşan sular ikiye ayrılarak doğuda önce Bolacalıkoyuncu yerleşimine, ardından yeni yolun dolgusu engeli (yolun kuzeyi boyunca) ile doğu çizgisinde ilerleyen selin, yol dolgusunun alçaldığı Gülümpaşalı denginde bu kez yolun güney yakasına akıp geçerek bu yerleşimi su altında bıraktığına tanık olunmuştur. Yine bu sel baskınında taşkının ikinci kolu batı yönde kuru çay yatağını patlatmış, ilerleyen sel suyu batı yönde akarak Gökboyun Tepesi (Yeni Mahalle’nin üzerinde olduğu tepe) güney eteği boyunca akmış, ardından Seka Akdeniz İşletmesi içinde kumsala doğru giden ana yolu bir ırmak yatağına dönüştürmüş, yine suyun bir bölümü Taşucu kent içine doğru Silifke-Taşucu yolunun kuzey çizgisinden de ilerlemesini sürdürmüştür. Görüldüğü üzere ne denli bu tür su yatakları düzenlenmiş olasa da eskilerin söylediği gibi ırmak kendi yatağını 40 yılda bir de olsa yoklar sözü gerçeğe dönüşmüştür. Bu büyük sel baskınından sonra bir diğer su taşkını 19 aralık 2009 ‘da yaşanmış ve bu taşkında bu kez Taşucu ile Kumlu (Kum Mahallesi) arasını bağlayan köprünün bir bölümü yıkıma uğramıştır. Ne var ki Bolacalıkoyuncu köprüsü bu taşkınlardan başı dik bir biçimde sıyrılmış ve yıkıma uğramaktan kurtulmuştur. Ancak yine de köprünün daha yüzyılar boyu sağlam kalması amacıyla yukarıda sözünü ettiğimiz bir düzenleme ile 2004 yılı selinden sonra yanına ek bir su geçiş yolu açılarak gelecekle ilgili kötü olasılıklar bir ölçüde azaltılmıştır.
DEVAM EDECEK…