FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 8 Nisan 2024 84 Görüntüleme

KAYBETMENİN DERİNLİĞİ

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde “çoğunluğun beğeni ve zevklerini benimseyen, kitlelerin desteğini almak için onlardan biriymiş gibi davranan kişilere popülist” denir. Çağımızın hastalığı popülizm, ön plana çıkma sevdası, üretmeden tüketme ve yorulmadan bir şey olma salgını bütün kurumları ve bireyleri bulaşıcı hastalık gibi sarmış durumdadır. Herkesin ön planda olma, kaybetmemek ve gücü koruma hevesine karşılık geri planda ve hatta yarasa gibi olmak ve olup bitenlere baş aşağı bakmak istiyorum. Popülist başarılar çabuk söner. Geçici bir heves olup sığdır. Derinliği yoktur. Ne güzel söylemiş ünlü Fransız şair ve yazar André Breton “o kitabı beğenmem çünkü okuyanı çoktur”.
Medya ve kamuoyu tarafından kazanmanın kutsandığı ve coşkusuna kapılan kitlelerin yanı sıra kaybetmenin acizliği, yalnızlaştırıldığı ve hatta küçümsendiği bilinen bir gerçektir. Kazanmak boyutuna göre baş döndürücü kalabalıklarla çevrili iken kaybeden genelde yalnız kalır. Kazanan çok gürültü çıkarır. Kaybetmenin çığlıkları ise sessizdir. Kazananın zafer sarhoşluğunda kaybeden boynu büküktür. Bu döngü hiç değişmez. Kazanmak da kaybetmekte geçicidir aslında… Popülist başarı ya da başarısızlıklar ise edepsiz ve saldırgandır. O yüzden bu türden başarı ve başarısızlıklar ne insana ne de topluma bir şey kazandırır. Kazanırken de kaybederken de zarar verir bulunduğu ortama… Çünkü bu grupların yaşanan realiteyi doğru okuyabilme yetisi zayıftır. Başarının şanstan mı veya beceriden/gayretten mi kaynaklandığı önemlidir.
Bütün kalıcı başarılar içerisinde onlarca ve hatta yüzlerce başarısızlık veya hatayı barındırır. Bu yolda yaşanan kayıplar öğretici ve kıymetlidir. Bunun dünyada sayısız örneği vardır. Thomas Edison tarihte en fazla başarısızlığa uğrayan, ama aynı zamanda en büyük mucittir. Sadece ampulü icat etme aşamasında bile 10 000’in üzerinde başarısızlığı ifade edilir. Dönemin önde gelen gazetecileri Edison’un zamanını boşa harcadığını ve yapmaya çalıştığı şeyin imkânsız olduğunu yazıyordu. 5000’inci deneyden sonra genç bir gazeteci yanına gelip, “Efendim 5000 kez başarısız oldunuz, başka başarısızlıkları göze alacak mısınız?” diye alaycı bir tavırla sorar. Edison’un cevabı ise unutulmazdır: ben başarısız olmadım. Sadece ampulün çalışmayacağının 5000 ayrı yolunu buldum. Nasıl çalışacağına da 5000 adımda yaklaştım” olur.
Bir insanın kendini geliştirmesinin en güçlü yollarından biri de kaybetmektir. Abdülhak Hamid’in dediği gibi “galiptir bu yolda mağlup”. Dünya yaşamı nedir diye bana sorarsanız eğer tek bir cümle ile ifade edecek olursak “insanın kendini bulma yolculuğudur” derim. Kendinizi bulmak için de önce kaybetmeniz gerekir. Kolay değil anlayacağınız…

En zayıf anı idi titrek kalbimin
Ne hesabı vardı akan zamanın ne deli savruluşların
Ya hep ya hiç sınırında keskin virajlar
Orta yolu buldurabilmenin imkânsızlığında
Serpil TOMAK

Tema Tasarım | Osgaka.com