FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 16 Mayıs 2024 167 Görüntüleme

KARADEĞİRMEN – 23

PERS YOLU BİR SU DEĞİRMENİ

Memed Koca Osman’ın elinden atın dizginini aldı. Üstüne atladı. Kalabalığın öteki ucunda Topal Ali duruyordu, ona doğru sürdü. Bütün başlar o tarafa doğru çevrildi. Memed Topala başıyla, “düş önüme” diye bir işaret yaptı. Topal yürüdü. Memed atı doldurdu, bir top toz içinde köyden çıktı.
Atın başını Şahin’in kayasında çekti. Attan indi. Atı götürdü bir çınara bağladı.
Bir taşın üstüne oturdu. Başını da elleri arasına aldı.
Neden sonradır ki Topal Ali gelebildi. Soluk soluğaydı. Telaşlıydı. Yanına oturdu.
Memed, hiçbir şey söylemeden kalktı, ata doğru gitti çözdü, atladı. Dolu dizgin… Rüzgâr gibi süzülüyordu at. Yalısı kaval gibi dürülüyordu.
Kulağına aşağıdaki değirmenin şakırtısı gelince kendine geldi. Atın başını çekti. Azıcık bir süre durdu. Kulak verdi. Sonra atı ağır ağır sürdü. Tüfeğinin ağzına kurşun verdi. Tabancasına da…
Evin önünde attan indi. Atı avludaki büyük, karanlık dut ağacının yatık bir dalına bağladı. Hançerini soktu, evin kapısını açtı. Yukarda ışık yanıyordu. Merdivenleri üçer üçer çıktı.
Abdi Ağa gözlerini açtı. Önce inanamadı. Sonra gözleri açık öyle kalakaldı. Gözlerinin karası bile apak kesildi.
Dışarda bir kıyamettir kopuyordu.
Memed elindeki tüfeği doğrulttu. Abdi Ağanın göğsüne üç el ateş etti. Kurşunların rüzgarından odadaki lamba söndü.
Yıldırım gibi merdivenlerden aşağı indi, ata bindi. Bu sırada candarmaların haberi olmuş, evi boyuna kurşunluyorlardı. Atı doludizgin Toros’a sürdü. Arkasından kum gibi kurşun kaynıyordu. O hızla kasabayı çıktı.
Gün doğuyordu ki köye girdi. Orta yerde atın başını çekti. At terden kapkara olmuş, göğsü körük gibi inip inip kalkıyordu. Boynu, sağrısı köpüğe batmıştı. Memed de çok terlemişti. Ter, kulunçlarından fışkırmıştı. Yüzü, perçemi ıpıslaktı.
Gün bir adam boyu yekindi. Gölgeler uçsuz bucaksız batıya doğru uzadı. Islak at tepeden tırnağa ışığa boğuldu. Her yanı pırıl pırıl. Öyle dimdik.
Köylüler, onu öyle orta yerde, at üstünde dimdik, kaya gibi gördüler. Yavaş yavaş, sessizce, çocuk çoluk, genç yaşlı dört bir yanını aldılar. Kocaman bir halka oldular. Ortalıkta çıt yoktu. Soluk alışları bile duyuluyordu. Gözlerini ona dikmişlerdi. Yüzlerce göz üstündeydi. Susmakta inat ediyorlardı.
Orta yerdeki dimdik, kaya kesilmiş atlı azıcık kımıldadı. At bir iki adım attı sonra durdu. Atlı başını kaldırdı. Gözlerini kalabalığın üzerinde gezdirdi. Hürü Ana sapsarı kesilmiş, kurumuş, kanı çekilmiş, gözlerini kocaman kocaman açıp üstüne dikmiş ondan bir söz, bir devinme bekliyordu.
Sonra at gene kımıldadı. Memed atı Hürü Anaya doğru sürdü. Önüne gelince atın başını çekti.
“Hürü Ana! Hürü Ana !” dedi. “ Oldu. Hakkınızı helal edin.”
Alidağı tarafına doğruldu. Bir kara bulut gibi köyün içinden süzüldü, çıktı. Gözden yitti.
İnce Memed’den bir daha haber alınmadı. İmi timi bellisiz oldu.”*
(*İnce Memed-1 / Yaşar Kemal.)
Alidağı kalması için sığınak olmamış Memed’e. Her şeyin farkında olan atı durmamış. Okumuş olup biteni, bilmiş. Serbest bırakmış Memed atı. Köristan Beli’nden inmişler Kömürcü Çayı’nın kenarına. Büyük büke. Atı buraya örklemiş Memed. Ne yörüğün ne Kavaközülü’nün gibi. Silahını atına ait şeyleri, büyükbük ile küçükbük arasında uzun otlar sazlarla kaplı girilmez görünmez çayın girdap yaptığı inilmez yere bırakmış. Sakinmiş Kömürcü. Sabahın er zamanında varmış Karadeğirmen’e. Değirmenci ilgilenmemiş kendiyle başlarda. Nöbetçi sanmış.
16 Mayıs 2024.

Devam edecek…

Tema Tasarım | Osgaka.com