FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 28 Mart 2024 223 Görüntüleme

KARADEĞİRMEN / 17

PERS YOLU BİR SU DEĞİRMENİ

Karadeğirmen’e oldukça yaklaştığımız bu ana kadar, onun Kavaközülü olan, büyük olasılıkla ilk sahibi Karakiya Hüseyin e dair bilgileri önemli oranda vermiştim. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yerel seçimlerinde bin dokuz yüz otuz seçimlerinde muhtar olmuş Kara Kiya Hüseyin. Konuya ilgili yazılı bir belge yok elimde. Bu tarihi, ilk yerel seçimlerin bu tarihte yapılmasından ve Kavaközü’nün ilk muhtarının Kara Kiya Hüseyin olması bilgilerinden üretiyorum. Bugün Kavaközü’nün tarihi eserlerinden olan Karaçeşme’yi duvar ustası Lök Mustafa namlı Mustafa Akın dedeye yaptırmış. Yeri burası olmayan ve ayrı bir çalışma konusu olacak Karaçeşme ye ilişkin birkaç şeyde yazacam anmışken.
Karaçeşme, Kavaközü yerleşiminin, ilk kentsel dokusudur. Bin dokuz yüz otuz sekiz de yapılmıştır. Diğer kentsel dokulardan cami, evi ile birlikte bin sekiz yüz otuz dokuz, şimdiki okul, bin dokuz yüz elli sekiz, kahve bin dokuz yüz atmış – atmış beş arası yapılmıştır. Bu tarih bilgilerinin kaynağı, çeşme hariç, bin dokuz yüz yirmi dokuz doğum tarihli babam Yunus Nadi İnce’dir. Kavaközü için anıtsal yapılar diyebileceğimiz bu dört yapı, Kavaközü’nü Kavaközü yapan ortak miras olup, geleceğe dair hayati öneme sahiplerdir. Çeşme harici yapılar iyi durumda olup, aktif olarak kullanılmaktalar. İlk yapı olması önemi ve su kaynağı olması nedeni ile en kötü durumdaki yapı çeşmedir. Hemen altına yapılan yunaklık, yapıldığı günden bu yana dar çevrece kullanılsa da işlevsel olmamıştır. Akabinde kahveye çevrilmiş olsa da kahve olarak da işlevsel olmamıştır. Çeşmenin diğer yanına yapılan ve insan fiziki ölçülerine tezat yapılarsa buraya yapılabilecek en kötü yapılar olması yanı sıra, büyükşehir yasası ile köyün olmaktan da çıkmıştır. Karaçeşme ilk fırsatta bu yüklerinden kurtarılmalı, İlk yapıldığı şekline kavuşturulmalıdır. Su kaynağı Musa Hoca’nın kirazlarının yanındadır. Kaynak ve çeşme bağlantısı düzenlenip, akar hale getirilmelidir.
Nizam Salih’in ikinci çocuğu ve oğlu Hüseyin’in sırası ile Elif, Bayram, Ali, Salih, İsmail, Osman, Hasan olmak üzere yedi çocuğu var. Elif ve Osman dışındakileri tanımam. İlk çocuğu Elif. İleride babaannesi Elif’in, Kiya sıfatını alacak, Elif Kiya olarak bilinecek. Ayşe halasının evlenip ayrıldığı Ahmet İnce’nin eşi olacak. Benim de babaannem. Bu arada babaannemin babaannesi, babamın dedesinin halası oluyor. Oldukça geç öğrendiğim bu bilgi Kavaközü’nde Elifkiya Çeşmesi’ne dair bir yanlışı düzeltmemi sağlayacak. İkinci çocuğu Bayram askerde vefat etmiş. Ali, Salih, İsmail de erken vefat etmişler. Osman, Kavaközü’nün efsane Osman Ata’sıdır. Uzun boylu, hep zayıf ve sert mizaçlı. Babamın dayısı olduğu için, dayı derdim. Ata, soyadı olsa da anıldığında ad ve soyadı birlikte anılır, adı ve soyadı birleşik isim gibi söylenirdi. “Osmanata” gibi. Osman Ata dayı için söylenecek şeylerden biri de Kavaközü’nün en çalışkan insanlarının ilk birkaçı içinde olduğudur. O tarihlerde Kavaközü ile örtüşmüş olan elma üretimi için, birkaç yere dağılmış olsa da en büyük bahçe varlığı onundu. Değirmen onundu. Bir kahvesi ve bir bakkalı vardı, arı gibi çalışan. Yine değirmenin bitişiğinde minnak bir ikinci bakkalı vardı. Değirmenin iki yanında yetiştirdiği kavaklık, muhteşemdi. İnce Memed’in gölgesinde uzun vakitler geçirdiği. Bu harika adamın üç kızı ve üç oğlu vardı. Haddim olmayarak söylüyorum, alınmasınlar ama özellikle ikiz olan küçük oğlanlarından yana şanssızdı. İşe uzaktı ikizler. O koca varlığın, göz göre göre eriyip gitmesine aradan geçen bunca yıla rağmen hala inanamam. Kahvesini, artık kullanmaz olduğu bin dokuz yüz doksan yılında köyden aldığım nohutlar için depo olarak kullanmıştım. Kahve ve bakkalın üstüne, büyük oğlu Ali ve ikizlerden biri olan Hüseyin için birer daire ebatlarında ev yaptırmıştı ki o aranın görselini tamamen değiştirmişti bitişik yapı. Bu gün yıkılmış durumda kullanılmaz olan bu yapılar, her görüşümde yaşamı sorgulatır bana. Kara Kiya Hüseyin yaşamını oğlu Osman Ata ile sürdürmüş. Son çocuğu Hasan da kendinden oldukça erken bir zamanda, askere gitmeden vefat etmiş. Onun ve oğlu Osman’ın da yaşadığı ev benimde girip çıktığım bir evdi. Bin dokuz yüz yetmiş yılları civarı kış ayında abimle köydeki evimizi kontrol etmeye gitmiş, o akşam, dayımız düşen Osman Ata’nın babadan kalma evinde kalmıştık. Öbür gün sabah için Ummanı yenge, çay, yufka ekmek, bolca haşlanmış yumurtadan oluşan bir kahvaltı hazırlamıştı bize. Rahmetle sevgiyle minnetle selamlıyorum, her zaman ciddi bir insan olarak hatırladığım Ummanı yengeyi. Kara Kiya Hüseyin’e dair bildikleri bilgileri, torunu Ali abiden almak istedim. Dedesi o dört yaşında vefat etmiş. Ona dair hatırladığı tek şey, yattığı yerden kalkmasına yardım etmesi isteğiymiş. 25 Mart 2024.
Devam edecek.

İlginizi çekebilir

KORONA’DAN ACI KAYIPLARIMIZ

KORONA’DAN ACI KAYIPLARIMIZ

Tema Tasarım | Osgaka.com