Kanlıdivane’nin Helenistik dönemden geç antik döneme kadar uzanan geçmişi bilinmektedir. Antik dönemde dağlık Klikya sınırları içerisinde kalan Kanlıdivane M.Ö.2. yüzyılda, Olba (Olba Antik Kenti) Hanedanlığına bağlı olarak görevini üstlenmiş, Hititlerden başlayıp, Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi farklı medeniyetlerin egemenliğine girmiştir. Özellikle Roma dönemine kadar uzanan köklü bir geçmişe ve farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgenin tarihi kalıntıları o dönemlerin yaşam tarzını anlattığı gibi efsaneleriyle ve gizemli yapısıyla da insanlarda bir merak uyandırır. Bu efsaneler üzücü de olsa bizi geçmişimizle bu gün arasında bir yolculuğa çıkarır.
Bir efsaneye göre Roma döneminde Kanlıdivane’deki obruğun içine suçlular atılarak canavarlara yem edilirmiş. Kral obruğun yukarı kısmında bulunan tahtında oturur, suçluların cezasını çekmesini seyredermiş. Bu efsaneyi okuduğumda, bana çok ürkütücü ve insanlık dışı bir ceza sistemi olarak gelmişti. Daha sonra Kanlıdivane’ye gidip yerinde gördüm ve bir süre durup izledim. Bu efsanenin böyle ortaya çıktığı söyleniyor olması akıl tutulması gibi gelmişti. O dönemdeki kral ya da yöneticiler nasıl bir insan ki böyle bir cezayı verebiliyor? Ya da bir insan nasıl bir suç işler ki, bu cezayı hak eder diye düşünmekten kendimi alamamıştım. O zamanlarda da akıl sağlığından yoksun insanların varlığından nasibini alan çocuklar olmalıydı. O zamanlarda da kötülükten beslenen katiller sokaklarda sinsi sinsi dolaşıyor olmalıydı ki, o tüyler ürpertici cezalar veriliyordu.
Şimdi iki kültürün birleştiği yerde ve umutlarımızın tükendiği yerde duruyoruz. Onları düşündükçe ve etrafımızda olup bitenleri gördükçe hiçbir günahı olmayan bir çocuğu öldürüp, sonra da bir torbaya koyup ırmağa atanların hesabını hangi cezayla keselim? O savunmasız yavrucağın ağlayışlarına hangi yürek sessiz kalabilir? Bir annenin canından bir parçasına yaptığı zulmün arkasındaki sır ne olabilir ki, canilerin eline teslim edebilir? Abisi, amcası ve orada yaşayan tüm köylü, ne kadar acı olursa olsun o çocuğun sessiz çığlığına cevap veremiyorsa biz bu cezayı kime keselim? Her geçen gün bu tür olaylar artıyor ve insan kılığına bürünmüş katiller dolaşıyor aramızda. Bu gün Narin, yarın başka bir isim, adının ne olduğunun bir önemi yok ama utanç verici, yürek sızlatıcı bir durum.
Şimdi savunmasız çocuklara yapılan zulmü ve hunharca katledilen canlarımızı gördükçe, o zamanki kralların neden böyle bir şeye başvurduklarını çok daha iyi anlıyorum. Bu düşüncem yaşananları gördükçe, Narin’in acısını dindirmek için çokta yerinde bir karar olduğunu ve gerçekten bazı şeytan kılıklı canilere verilebilecek cezanın az bile geldiğini gösterdi. Keşke bu tür insanlık dışı suçu işleyen embesillerio aç canavarların önüne atıp, yukarıdan belki seyredemeyiz ama televizyonlarda seyretme imkânımız olsaydı. Gerçekte seyredeceğimi düşünemiyorum ama bu canilere verilebilecek en güzel ceza olurdu. Bu durum insan haklarına aykırı olsa da yapılanları sindirmek hiç kolay bir şey değil. Şu an söylenecek sözcükler yetersiz öfkemi bastırmaya. Şimdi Narin’in başına gelenleri gördükçe, tüylerim diken diken oluyor ve içim yanıyor. Narin’in acısını paylaşırken, benim yaşadığım üzüntü onun yaşadıklarının yanında öyle hafif kalıyor ki, bunu yapan cellatların hangi duygudan yoksun olduğunu bir türlü çözemiyorum. Hele hele bu tür olayların her geçen gün çoğalıyor olması verilen cezaların yetersiz olmasından mı yoksa başka bir nedenimi var çözemiyorum. Sürekli televizyonlarda ve internet ortamında onları görmekten midemiz bulanır oldu. Ve maalesef ki, sokakta gezerken, insan kılığına bürünmüş bu sapıkların aramızda dolaşıyor olması daha da ürkütücü geliyor.
O yüzden onun sorgulamasını sürdüren savcılar, hâkimler, lütfen! O masum çocukların çığlığını görmezden gelmeyin, onlara yapılan zulümlere duyarsız kalmayın. Bu vahşeti yaşatan katillere en ağır cezayı verin ki, gülüşleri gökyüzünde asılı kalan Narin’in acısı dinsin. Ve gelecekte bir masum çocuğumuz daha yanmasın. Sessizce aramızdan ayrılıp giderken bir çuvala konulan umutlarımızın çalınmasına izin vermeyin.
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
KANLIDİVANE
Benzer Haberler
-
MESKİ’NİN 2025 YILI BÜTÇESİ: 10 MİLYAR 749 MİLYON 950 BİN TL
-
MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ’NİN KASIM AYI 2. BİRLEŞİMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
-
BU BİR TEŞEKKÜR YAZISIDIR
-
ÇAMLIYAYLA’DA EĞİTİM DESTEĞİ
-
BÜYÜKŞEHİR’DEN ERDEMLİ’DE ZEYTİN FİDANI VE MISIR FLAKE YEM DAĞITIMI
-
MERSİN’DE DEZENFORMASYONLA MÜCADELE PROTOKOLÜ İMZALANDI
-
VALİ PEHLİVAN’DAN SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNE ZİYARET
-
DÜNYA ŞARKILARI DUO
-
Art Land Sanat Çalıştayı Sergisi Mersinlileri Bekliyor
-
ÜLKEMİZDE HER YIL 40 BİN KİŞİ AKCİĞER KANSERİNE YAKALANIYOR!
-
Kreş Salgınları Kapıda
-
MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI