FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem, Haber 17 Ekim 2024 147 Görüntüleme

KADIN KATLİNE VE TACİZE ARTIK YETER!

Mut Kadın Platformları, Mut Kadın Dernekleri, Mut Meslek Yüksek Okulu öğrencileri; ülkede son yıllarda artan kadınlara yönelik taciz, şiddet ve cinayetler ile çocuk istismarına karşı basın açıklamasında bulundu. Basın açıklamasına siyah kıyafetlerle katılan Mutlu kadınlar, katledilmek ve kötülüklere maruz kalmak istemediklerini belirttiler. Kadınlar, “Artık kendimizi güvende hissetmiyoruz ve geleceğimiz hakkında da endişeliyiz. Kadınlar ve çocuklar tehlike altında!” dediler. Ellerinde pankartlarla basın açıklamasına katılan kadınlar, “Kadın Erkek El Ele, Mücadeleye!”, “Susma, Sustukça Sıra Sana Gelecek!”, “Kadın, Yaşam, Özgürlük!”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!” şeklinde slogan attılar. Basın açıklamasında, son yıllarda katledilen kadın ve çocukların adlarını anan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin geri gelmesini talep ettiler.
Mut’ta Atatürk Bulvarı üzerindeki Atatürk Anıtında düzenlenen basın açıklamasına; Mut Belediye Başkan Yardımcısı Ali Tekin, CHP Mut Kadın Kolları, çeşitli STK’lerden temsilciler, öğrenciler ve yurttaşlar katıldı.

Duman: “Geleceğimizden endişeliyiz, katledilme korkusu yaşıyoruz.”

Mut Meslek Yüksek Okulu öğrencilerini temsilen konuşan Hatice Duman, “Özellikle son dönemlerde ciddi bir hal almaya başlayan ve geçmiş yıllardan beri maalesef maruz kaldığımız kadınlara karşı yapılan her türlü istismara ses olmak, isyan etmek için burada mücadele vermekteyiz. Artık kendimizi güvende hissetmiyoruz ve geleceğimiz hakkında da endişeliyiz. Kadınlar ve çocuklar tehlike altında. Biz bir sabah okula işe çıkarken katledilme korkusuyla yaşıyoruz” dedi.

“Kadın düşmanlarının ve istismarın son bulduğu bir hayat istiyoruz.”

“Biz artık doğurduklarımız tarafından canice katledilme ve kötülüklere maruz kalmak istemiyoruz” diyen Duman, şöyle konuştu: “Biz artık kadınlarımız ve çocuklarımız için ses olmak istiyoruz. Biz artık umutlarımızın, hayallerimizin, hayatlarımızın yarım kalmasını istemiyoruz. Hem bu dönemde hem de gelecekte, huzur ve güven içerisinde yaşayacağımız bir hayat umuyoruz. Hep birlikte kadın düşmanlarının ve istismarın son bulduğu bir hayat istiyoruz. Buradan bütün yetkililere sesleniyoruz, biz henüz yaşıyorken sesimizi duyun. Hepimiz yaşanan olaylardan dolayı çok üzgünüz ve korkuyoruz. Tekrarlarının yaşanmaması ve bu kabusun artık son bulması dileğiyle, emeği geçen kadın ve erkek bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.”
İşaret diliyle de dinleyicilere aktarılan ve sloganlar eşliğinde yapılan basın açıklamasında konuşan Burcu Savur ise, “Kadının direnişi kadına mirastır, şiarıyla yola çıktığımız bugün burada; gönül isterdi ki binlerce olalım. Nitelikle niceliğin ne demek olduğunu bilen, rakamların ya da kafa sayısının hiç bir anlam ifade etmediği bu direnişimizde bize destek veren kadın ve erkek kardeşlerimize teşekkürü bir borç biliriz” dedi.

Savur: “Artık yeter! Her gün yeni bir vahşet haberi duymaktan artık bıktık.”

Savur, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Hak eşitliği insanlık şerefi ve özgürlük için… Cinsiyetler arası asimetrik ilişkiden ötürü kadınların katledilmesine tacize ve şiddetin her türlüsüne artık yeter demek için toplandık. Bu sistemde yaşamaktan kadın olarak güven duymuyoruz. Her gün yeni bir vahşet haberi duymaktan artık bıktık, kadınlarımızı, gençlerimizi, çocuklarımızı koruyamıyoruz.”

“İstanbul Sözleşmesi geri gelsin.”

Toplumsal ve sosyal olarak çürümenin devam ettiğini belirten Savur, “Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi geri gelsin istiyoruz” talebini dile getirdi.

“Sözleşmeden vazgeçmeyeceğiz.”

Savur, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Şiddetin, ölümlerin, tecavüz ve tacizlerin artarak sürdüğü; kadın cinayetlerinin, tecavüz dahil tüm şiddet biçimlerinin sıradanlaştırıldığı, sistematik olarak hedef gösterildiği koşullarda bir alarm durumu ilan ederek frenleyici politikalar ve mekanizmaların acilen devreye sokulması gerekiyor. Biz kadınlar İstanbul Sözleşmesinin geri çekilmesini asla kabul etmediğimizi, bu hukuksuz çekilmeyi hiçbir şekilde kabul etmeyeceğimizi ve sözleşmeden vazgeçmeyeceğimizi her yerde ve her platformda ilan ettik etmeye de devam edeceğiz.”
“Öldürülmemiş olsaydık daha kalabalık olurduk” denilen basın açıklamasının sonunda, kadın ve çocuk cinayetlerine kurban giden Narin Güran, İkbal Uzuner, Ayşenur Halil, Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Emine Bulut, Müslüme Yagal, Rojin Kabaiş, Pınar Gültekin, Şeyda Yılmaz, Leyla Aydemir ve Şule Çet adları sayılıp, “Burada” denilerek anıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün adının söylenmesiyle biten basın açıklaması sonrası, grup olaysız bir şekilde dağıldı.

 

Tema Tasarım | Osgaka.com