FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 19 Aralık 2024 136 Görüntüleme

İŞGALCİLERE NEDEN KARŞI KONULMUYOR?

Bu yazımda önemli konuya değinecem. Bakalım düşünceleriniz ne olacak.
Irak lideri Saddam Hüseyin, Libya lideri Muammer Kaddafi ve Suriye lideri Beşşar Esad devrilerek liderlikleri ellerinden alınırken yabancı güçlere ülke askerleri hiç direnmeden toprakları ve liderleri teslim alınırken Suriye lideri Esad ülkeden kaçtı.
İnanın çok önem bir konu. Ben bir türlü çözemedim siz çözebilecek misiniz.
İşte detayları.
Irak devleti yabancı güçler tarafından teslim alındıktan sonra Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı’nın ilk gününde yani Müslümanların mübarek gününde asılarak idam edildi. İdamından çok kısa bir süre önce Amerikalılar tarafından Iraklılara teslim edilen Saddam Hüseyin’in idam cezası, Bağdat’ın kuzey mahallelerinden Kazımiye’de bulunan bir askeri üste yerel saatle sabah 06:00’da infaz edildi.
Libya lideri ise Sirte’deki son hükümet kısımları nihayet 20 Ekim 2011’de Kaddafi karşıtı savaşçıların eline geçti ve Muammer Kaddafi’nin tartışmalı ölümünün ardından Libya, 23 Ekim 2011’de Kaddafi’nin Libya’daki 42 yıllık liderliğine son vererek resmen “kurtarıldı” ilan edildi.
Suriye ise 8 Aralık 2024’ten itibaren Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki Beşşar Esad rejimi, Suriye muhalefet saldırıları sonucunda çözülmeye başladı ve Şam’ın düşmesi ile sonuçlanarak 1971’de Hafız Esad’ın başkanlığıyla başlayan Esad ailesinin yönetimine son verdi.
Bu iki devletin yabancı güçler ve muhalifler tarafından teslim alınırken neden devletin askerleri karşı gelip savaşmadı acaba. İnanın mantık bile kabul etmiyor.
Buyurun beraber bakalım.
Amerika Irak’ı işgal ederken Irak ordusu hiç ortada görünmedi, Irak ordusunun savaş uçakları hiç kalkmadı. Tek bir tankı sokağa çıkmadı. Amerika pikniğe gider gibi elini kolunu sallaya sallaya Irak’a girdi ve ele geçirdi. Tüm dünya buna şaşırdı. Peki, neden Amerika bir direnişle karşılaşmadı.
Saddam Hüseyin direnmeden Irak’ı Amerika’ya teslim mi etmişti. İşgalden sonra ne Amerika ne de CIA bu durum hakkında tek açıklama yapmadı. Yıllarca bu konu ve soru insanların zihinlerini meşgul etti.
Bu sorunun cevabını bilmek için 1950’de ABD tarafından CIA desteği ile Irak’ta büyütülen “Keşnizani Tarikatını” bilmeniz gerekir. CIA desteği ile Irak’ta büyütülen bu tarikat Avrupa, Amerika ve Orta Asya’ya kadar yayıldı. Saddam darbe devrim ile Irak’ı ele geçirdiğinde Saddam’a tamamen itaat ettiler. Saddam da onlara bir şey yapmadı. Fakat Keşnizani Tarikatı ordu, bürokrasi, emniyet, istihbarata kadar her yere adamlarını sokup ülkeyi içeriden ele geçirdi.
Genelkurmay Başkanından istihbarat başkanına, İç işleri Bakanından Emniyet amirlerine kadar çoğu kişi Keşnizani Tarikatına bağlıydı. Tamamen CIA ve MOSSAD kontrolüne girmişlerdi. Üstelik Saddam’ın eşi ve akrabaları da Keşnizani Tarikatına bağlanmıştı. Irak Amerika tarafından artık işgal edilebilirdi. Kimse direnmeyecekti ve Saddam her şeyi anladığında vakit çok geç olmuştu.
Emperyalist ülkeler her zaman tarikatları kullanmışlardır, çünkü o tarikatları kuran yine kendileridir.
Gelin ülkemizi koruyalım diye cem ama gerçekler ortada.
İşte cevabı. Bu ülkede neden ağır bir ekonomik yıkım yaratıldı. Varlıklarımız satıldı. Altın rezervimize kadar ihtiyat akçemiz harcandı. İnanılmaz bir dış borç yaratıldı. Maliyetinin çok üzerinde alt yapı çalışmaları yapıldı, 30 yıllık garantiler verildi hem de enflasyona indeksli kur ile kapitülasyon gibi.
Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor.
Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor. T.C. tabelası kaldırıldı. Sınır güvenliği yok ve vasıfsız milyonlarca sığınmacı ülkeye dolduruldu. Bir demografik bozulma yaratıldı. Kuvvetler ayrılığı kaldırıldı. Denge denetleme mekanizmaları kaldırıldı. Vergilerimizin akıbetinin hesabı verilmiyor. Milli Güvenlik Güçleri sistemi değiştirildi.
Askeri okullar ve askeri hastaneler kaldırıldı. Bazı savunma sanayi kuruluşları satıldı ve üretim yapamaz hale getirildi. Ülkenin telekomünikasyonu satıldı. Eğitim sistemi laik sistem dışına çıkarıldı. Orta ekonomik sınıf yok edildi. Üniversitelerin kalitesi düşürüldü. Bazen Anayasa hükümlerine uyulmuyor.
Yakalanan uyuşturuculardan da anlaşılıyor Uyuşturucu ve mafyanın merkezi olduk. Bağlı olduğumuz AİHM kararları uygulanmıyor. Tarikat ve cemaatler holdingleşip devlete yerleştirildi. Ortak akıl devre dışı bırakıldı. Yetişmiş insan gücümüzü kaybediyoruz. Üretim ekonomisinden vazgeçildi. Kendimize yeten tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı olduk. Bu kadar çok gaz, petrol nadir element kaynakları keşfedilirken, enerjide dışa bağımlılık arttı.
Yıllar öncesinden bir varlık fonu oluşturuldu ve sorgulanamaz kılındı. Biden ile baş başa yapılan görüşmeye dış işleri bürokratları alınmadı ve arkasından sınırlarda açık kapı politikası ile genç erkek Afgan, Pakı ve diğerleri akın akın ülkeye girmeye başladı.
Tek cevabı var gibi o da Emperyalist BOP projesi işliyor. BOP ne demek bakalım.
BOP, Büyük Orta Doğu İngilizce, Greater Middle East, 21’inci yüzyılın ilk on yılında, özellikle Müslüman dünyasından İran, Türkiye, Afganistan ve Pakistan ile çeşitli ülkeleri kapsayan, Amerika Birleşik Devletleri’nde George W. Bush yönetimi tarafından ortaya atılan siyasi terimdir.
Benim düşüncen ise ne yapılırsa yapılsın Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkacak hiçbir güç başarılı olamaz. Allaha şükür gücümüz onlara yeter artar bile.

Tema Tasarım | Osgaka.com