Hıdırellez, bizim kültürümüzde olduğu gibi birçok kültürde görülen ortak paylaşımlardır. Bu özel günde insanlar iyi dileklerini, gelecek hayallerini, doğayla birlikte yineleyerek, hem doğaya hem de yeniden doğuşu simgeleyen Hıdırellez’e, kutlamalarla gösterirler minnetlerini. Hadi gelin baharın yeşilliklerine karışan umudumuz saçılsın ortalığa, özgürlüğümüz yayılsın gökyüzüne.
Bugün umutların yeniden yeşerdiği, bolluğun, bereketin ve doğanın simgesi ve hayallerimizin gerçekleşmesi için sonsuz umutlarımızın olduğunu söyleyen bir bilge var karşımızda.
Hıdırellez, Türk kültürünün ve folklorunun önemli bir parçası olarak her yörede büyük bir coşkuyla kutlanmakta. Yıllar içinde hatta asırlardır süregelen bu gelenek yaşadığımız ve bulunduğumuz yerlerde yapılan en önemli kültürel faaliyetlerden biridir. Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkede de kutlanmaktadır. Sadece kutlamaların şekli değişiklik gösterir, ancak özüne baktığımızda dileklerimiz aynıdır. Bir bölgeye özgü veya inanca bağlı olmadığı için farklı kültürlerin arasında elçi olduğu bile söylenebilir. Hıdırellez, Nevruz’un devamı gibi; baharın renklerini, doğanın uyanışını ve coşkusunu temsil eder. Adını ne koyarsanız koyun ama bize hadi uyanın ve kendinize gelin dercesine rengârenk gülüşünü saçar. Doğa bizi çağırıyor dostlar. O yüzden kim nasıl kutlarsa kutlasın yeter ki kutlasın ama her yörenin kendi kültürüyle barıştığı kendi geleneklerini yaşadığı ve yaşattığı bir gündür Hıdırellez. Hadi gelin baharın yeşilliklerine karışan umudumuz saçılsın ortalığa, özgürlüğümüz yayılsın gökyüzüne.
Bugün Doğanın Bayramı.
Bu tür paylaşımlar gelecek kuşaklara aktaracağımız değerlerin doğal yollarla korunduğu harika paylaşımlardır. Güzelliğin iyiliğin, geçmiş ile geleceğin birbirine bağlandığı bir köprüdür. Hadi hep birlikte doya doya seyredelim yeşilin her bir tonunu, sonsuz olsun gelecek umutlarımız ve şenlenen Hıdırellez ateşiyle ısınsın yüreklerimiz. Geleceğe dair bir tohum tanesi atalım, atalım ki toprağımız cömertliğini gösterirken, yaşam kavgası arasına sıkışan umutlarımız baharın coşkusuyla yeniden bereketlensin. Eğer ki doğduğumuz topraklara, memleketimize kendi kültürümüze ve güzelliklerimize sahip çıkmazsak gelecek kuşaklara aktarılacak ne bir kültürümüz nede anlatacak bir değerimiz kalır.
Bu gün bizler bu tür Hıdırellez’i kutlayabiliyor, tüm içtenliğimizle geçmişimize bir bakış, geleceğimize bir ilmek atabiliyorsak, bunu geçmişte yaşayan atalarımızın yaptığı kutlamalar ve bizlere kattığı değerler sayesindedir. Dolayısıyla bugün yaptığımız her eylem yarın bizim çocuklarımızın, torunlarımızın karşısına gelenek, görenek, şenlik veya bayram olarak çıkacaktır. Onlarda bu kutlamalarla kendilerini var edeceklerdir.
Şimdi bu bilinçle Hıdırellez de yanan ateşlerin üzerinden atlarken, gönüllerimize bir damla su serpmek, adım adım yürürken tarihin ara sokaklarında, içimizden ne geçiyorsa yazalım dilek sayfalarına atalım suyun saflığına ve bırakalım doğanın o muhteşem uyanışına. Bütün çabamız insana, insanın özündeki güzelliğe dokunmak, bu dünyadaki varlığını hissetmekse Hıdırellez’in bilge dokunuşları eşlik etsin yaşantımıza. Söylenecek sözlü dileklerimizi, kurduğumuz pembe hayallerimizi bir gül ağacının dalına asalım ki gelecek mutluluğa boğulsun. Geleceğim rengarenk açan çiçeklerin tomurcuğunda, deli dolu umutlarım masum çocukların çığlığında.
Evet dostlar, hadi Hıdırellez bizi çağırıyor! Hayallerimizi gerçekleştirmesi için bir dilek dileyelim. Önümüzde gidilecek uzun bir yolumuz ve bu yolda bize eşlik edecek dostlarımız olsun. Ve açalım dilek kapımızı sonuna kadar.
Sevgiyle, Saygıyla ve dostlukla kalın.