19. yüzyıl başlarında yaklaşık 1830’dan sonra Alanya’dan Taşucu Bolacalı sınırları içinde bulunan Tahtacı Beleni’ne orman kesmek üzere gelirler. Orada çalışmakta iken, yaklaşık 12 aileyi Kravga Beğleri yabani mersin (murt) çalılıklarının olduğu, şimdiki yere verirler. Orayı tımar ederler. Evler yaparlar. Sonra işler çoğalınca diğer yerlerdeki Tahtacılar buralara gelip yerleşirler. İlk yerleşen grup Halitlı Oymağı’dır.
Dağlardan ormanı kesip Göksu’dan yararlanarak Silifke Taşucu’na ulaştırırlar. Katırları ile zaman zaman Taşucu’na gidip gelirler. Halit Goca onların lideridir. Hem Goca Oba, hem de Bahçe Obası ve Kıbrıs’ta bulunan diğer obalıların yanına gider gelir. Bu gidiş gelişlerinin birinde Bayamlı (Pelitpınarı köyü civarında) konaklarken orada Hakka yürür. Oraya gömülür. Yaptığımız araştırmada, ermiş bir goca varmış, buraya bir türbe yapmışlar, her yıl burayı ziyaret edip, yağmur duası gibi dualar etmeye geliyorlar. Bir de Bayamlı Çeşme var. Başında, köşklerde yemeklerini yerler, dualar ederler. Yaptığımız araştırmada; hiçbir yazılı kaynağa rastlayamadık. (Hece taşında veya başka bir yerde) sorduğumuzda: Bildiğimiz Zeynel Dede’nin akrabası olduğu. Ermiş bir kişi olduğu. Onun için saygıda kusur etmiyoruz.
Köprübaşı’na yaklaşık 1900’lerin başlarında yerleşen obalılar, bu yörede orman kesmeye devam ederler. Diğer yerlerden gelenlerle birlikte inanç azalmaya, kavgalar dövüşler başlar. O dönem Kıravga Beyi Hacı Beğ oğlu Aziz’e görev verir. Daha önce buralara gelen Kamber Dede ve Ali Ekber Dede’ye gidip onlara selamlarını gönderir.
Aziz Beğ Narlıdere/ İzmir’e varır. Kamber Dede ve Ali Ekber Dede’de misafir kalır. Bu arada Mut’tan konuk gelince oradan gelen Bahar Ebe ve eşi Ali Rıza Dede’de onları misafir eder. O akşam Kamber Dede, Ali Ekber Dede de orada konuklarını yalnız bırakmazlar.
Aziz Beğ; babamın selamı var. Ayşe Ana’nın selamları var. Goca Oba bozulmaya, yoldan çıkmaya başladı. Yol, sürek sürecek bir Dede gelmesini istiyorlar. Onlar üç dede ismi verirler. Aziz Beğ, “Bahar Ebe’nin Mut’a gelme isteğini bildiği için Ali Rıza Dede olsun.” “İyi o zaman sen git selam söyle oraya Ali Rıza Dede gelecek. Hazırlıkları yapsınlar.”
Aziz Beğ İzmir’den trene biner, Karaman’a gelir. Atı handa onu beklemektedir. Kravga’ya gelince Hacıbeğe ve Ayşe Ana’ya haberi verir. Hemen köyün ortasına imece ile büyük bir ev yapılır. Günü geldiğinde katırlarla, atlarla Karaman’a gidip Ali Rıza Dede ve Bahar Ebe’yi getirirler. Tekrar meydan açılır. Herkes yoldan geçer. Sonra Kumaçukuru, Sınamış, Bahçe Obası’nın Dedesi olur. Ali Rıza Dede’nin evinin altına bir dükkan açarlar. Civar köylerin tüm ihtiyaçları buradan sağlanır. Susam, (küncü) alımı yapar. Sonra bunları Karaman’a tüccara satarlar. Ekonomik durumu iyileşmiştir. Kamber Dede, Ali Ekber Dede gelirler. Yetki alanını büyütürler. Silifke, Mersin, Tarsus, Adana Durhasan Dede köyüne kadar gider. Oralarda meydan açar. Mayıs 2009’da Ceyhan Durhasan Dede köyüne gittiğimizde orada en son cemlerinin Hüseyin Ağanın evinde yapıldığını, Ali Rıza Dede’nin hep geldiğini belirttiler.
Goca Oba her geçen gün büyür. Köye cem evi yapılır. Sonra Kumaçukuru, Sınamış ve Mut Meydan mahallesine yaparlar. Ermenek’ten bir oba gelir. Onlar da Köprübaşı’na yerleşirler. Onlara da Yeni Obalılar denir. Yol sürekte zorlanırlar. Ama sonunda onlarda meydandan geçerler. Musahipleri olur. Aşna, peşna olurlar.
Ali Rıza Dede bir gün Narlıdere’ye ziyarete gider. Orada rahatsızlanır ve Hakka yürür. Atalarının yanına koyarlar. Ondan sonra dedeliğe Dede Hüseyin başlar. O da dükkan çalıştırır. Beğlerin kendisine tahsis ettiği 300 dönümlük yeri ektirir. Genellikle küncü ekilir. Sonra yerfıstığı ekimi de başlar. Kardeşi Dede Hızır pek dedeliğe heves etmez. Bir görüşmemde: “Benim yaşantım Dedelik yapmamı engeller. Kimsenin inancını zedelemesini, kalbine kötülük gelmesini istemem. O iş benim harcım değil.” demişti.
Hüseyin Dede bir ara düşkün olur. Sonra tekrar meydan açmaya devam eder. Ama babası gibi diğer Tahtacı Yanyatır obalarına gitmez. Onun yerine Narlıdere’den Hızır Necati Dede gelir.
Bu satırları yazan Celal Necati Üçyıldız’ın doğduğu gece (10 Mart 1952) Bahçe Obası Kırtıl’da olan Hızır Necati Dede onun kulağına okur. Kendi ismini verir. Daha önce iki ağabeyimin öldüğünü bildiğinden, “Bu inşallah yaşayacak” der.
Goca Obanın hakka yürüyenleri Göksu nehrinin Abdal Yurdu denilen mezarlığa konur. Kravga Beğleri ile mezarları karışıktır. Ancak diğer köylerin mezarları ayrıdır. Son zamanlarda bu mezarlığa Bayır, Donsuzlu’da ölülerini gömmeye başlamışlardır. 1960’lı yıllardan sonra Köprübaşılılar eski köy yerleşim yeri üstünde Kehteme yolu üzerinde bir yeri hazırlayarak oraya koymaya başlamışlardır. Çomulu Goca babasının mezarını başka yerden torbaya koyup getirmiş bu yeni mezarlığa koymuştur. Onun için lakabı Torbalı’ya çıkmıştır.
Bu civarda ormanda çalışmakta iken yaz aylarında hakka yürüyenler o bölgelere konmuş. Küme küme Tahtacı Mezarlıkları oluşmuştur. Küçük Sartavul’da Keklikçiler’den biri yatmakta. Fadime Gelin, Musa Eroğlu’nun annesi Kehteme Yolunda Katranlık’ta, Abidin Goca Dandı taraflarında bulunmaktadır. Ayrıca Bayamlı Tahtacı mezarlığında da çok miktarda mezar bulunmaktadır.
Mağaras Dede, Şıh Yonis, Ali Mekke, Ereğli Yöresinde Bulgar Bozoğlan, Zeyne Dede (Zeynel Abidin) Kırtıl Dede’yi kendi ataları olarak kabul edip, zaman zaman ziyaretlerine giderler. Özellikle kesime giderken, uzak yerlere giderken yakınlarından geçerlerse mutlaka uğrarlar. Köprübaşı köyünde kendilerinin oluşturduğu ziyaretleri de vardır. Kısa dönem içinde dua etmeye oraya giderler. Diğer ziyaretlere buradan hayır dualar ederler.
Kırtıl köyünde yaşayan Felteş Dede (Ahmet Duman) Goca Oba’dan gitmiş. Diğer kardeşleri burada yaşamıştır. Bunların sülalesine Keklikçiler denilmiştir. Gerek Felteş Dede, kardeşi Halit, babaları Hasan bağlama, kemene gibi çalgılarla sazandarlık yapmışlardır. Felteş Dede biraz okuduğundan kendine verilen cönkten nefesleri öğrenmiş, hep oradan söylemiştir. Ayrıca eski yazı bir ilmialden yararlanarak çevreye nuska, hamaylı yapmışlar. Bu yönü ile de çevreye ün salmışlardır.
Gerek Taşucu’nda Hacı Paşalar, gerekse Kravga Beğleri Yahya Bey ve çocukları Hacıbeğ, Aziz Beğ ve son olarak Yahya İnanıcı ile Tahtacılar hep çok ama çok dost olmuşlar. Birbirlerine çok gidip, gelmişler. Çevredeki köyler evlerine giremezken, onlar her zaman rahatça girmişlerdir. Halen Goca Oba’daki cem evini; iki dönem belediye başkanlığı yapmış Remzi Kırmızı belediye ve özel idare kaynaklarından yapılmasına katkı sunmuştur.
Hatta Hacı Paşa ölürken: oğlu Sadık Taşucu’na vasiyet eder, “Eğer bir Tahtacı evinize gelirse; onu ayağının çamuru ile baş köşeye oturtacaksınız. Karnını doyurup, sıcak yatağında yatıracaksınız. Onu kapınıza kadar uğurlayacaksınız.“ demiştir. Nedeni sorulduğunda; “Yediğiniz ekmek onların emekleri ile dolu. Onun yüzü suyu hürmetine.“ der.
Bütün bunlar bir yana, bu yörede Tahtacılara kol kanat geren bu beğlerin de geçmişinde erenlik bulunmakta. Hep onlarla birlikte olmaları, cemlerine katılmaları bunu gösterir.
Ayşe Ana onlarla birlikte Muharrem Orucu tutar. Aşureyi birlikte kaynatırlar.
O dönemde “Tahtacı’nın kestiği yenmez” fermanı hüküm sürerken, onlar yanlarına diğer kişileri de alarak düğün ve eğlencelerine katıldıkları. Önlerine gelen kavurmayı yufka, bazlamayı kaba bandıra bandıra yemeleri. O fetvayı yırtmış. Bu kötü karalamayı ortadan kaldırmaya çalışmışlardır.
Daha kısa döneme kadar Zeynel Abidin türbesinin tüm bakımını Kravga Beğleri karşılamaya devam etmiştir. Gerekçe olarak soylarının ona dayandığını belirtirler.
Son Osmanlı padişahlarının birinin annesi Türkmen’dir. Bir gün ulemelar gelirler, “Senin ananın akrabaları Toroslar’da azıttılar, devlete karşı ayaklandılar, onların üstüne ordu sürelim derler.”
Padişah da hazırlık yaptırır. Bunu duyan Kıravga Beyleri 46 katır yükü altını padişaha yollarlar. Hazinesi sıkıntı içinde bulunan padişah bunun üzerine onlara yeni haklarla Paşalık ünvanı verirler. İşte Hacı Paşalar, Hacı Beğler bunlardan bazılarıdır. Bu beğler de zorunlu iskanla sıkıştırılan Türkmenlere kol kanat germiş, himayelerine almışlar. Onlara orman işçiliği, tarım gibi işlerde çalıştırıp, onlarla birlikte yaşamaktan gurur duymuşlardır.
Sadık Taşucu’nun sağlığında anlattıklarına göre; “Karaman’dan Taşucu’na gelecek demiryolunu babası Hacı Paşa’nın engellediğini söyler. Gerekçe olarakta ulaşımı olan yerlerin özel ormanlarını devletleştirdiklerini, ulaşımı zor olan Toroslar gibi yerlerin işletilmesinin hak sahiplerinin kullanmasına devam ettiğini“ belirtir. Bu gösteriyor ki; özellikle orman işletme tekeli Hacı Paşa ile Kıravga Beğlerinin birlikte çalıştıkları. Toroslardan Göksu üzerinden ve karadan katırlar ile çekilen kerestenin Taşucu iskelesinden Şüveyş kanalı yapımı için gönderildiği belirtilmektedir. Karaman, Konya’dan, Taşucu’na kadar yol boyunda hanlar yapılmış, aynı planda çeşmeler yapılmıştır. Bunlardan hala ayakta olan Bayamlı, Gelin Ardıcı, Balandız Sulanbucak’ta, İmamuşağı – Ağılı Dere’de gördüğümüz çeşmeler hep aynı plandadır. Bütün kuraklığa rağmen bu çeşmeler akmaya devam ediyor.
Dede Hüseyin’in (Hüseyin Özcan) Hakka yürümesi sonucunda çocuklarından dedelik işini yürütecek kimse kalmamıştır. Kardeşi Dede Hızır’ın da bu görevi devam ettirmemesi nedeniyle uzun süre ibadetleri Mürebbi ile Cuma Akşamları, ziyaret, muharrem orucu gibi ibadetler yapılır olmuş. 2000’lere yaklaşırken Kemal Cılız bir arsa bağışlamış, onun üzerine İmece ile ve Göksu Belediye Başkanı Remzi Kırmızı’nın da katkıları ile yaklaşık iki katlı bir cem evi yapılmıştır. Bu arada Dede Hızır’ın oğlu Taki Özcan, köy büyüklerinin önerisi ile kendini yetiştirmiş, Ortaca – Muğla’dan Enver Hoca aracılığı ile Hasan Ulu Dede’ye ulaşılmış, o da Manisa Akhisar’dan Ali Ekber Dede’yi yerine göndermiştir. Ali Ekber Dede, Cem evinde meydan açmış, yaklaşık 20 gün içeri cemleri yapılmış, sonuçta Taki Özcan’nın dedelik yapabileceği kanaatine varınca cemdekilerin rızalarını almış kurbanlar kesilerek Taki Özcan Dedelik görevine başlamıştır. Sonra Kumaçukuru, Sınamış (Yeşilyurt) Kayabaşı gibi diğer tahtacı köyleri de rızalık vererek Taki Özcan Dede’yi dede olarak kabul etmişlerdir.
Narlıdere – İzmir’de yok olmak üzere olan Yanyatır Ocağı’nın yenilenilerek müze olarak açılışı sırasında Tahtacıların örgütlenmesi ortaya çıkmıştır. Mayıs 2007’de müze açılmış, Ekim 2007 ayında tüm Tahtatacı Yerleşim Yerlerinden gelen gönüllülerce Tahtacı Eğitim, Kültür Dayanışma Derneği Narlıdere’de kurulmuştur. Bu yapılanmanın içinde Taki Özcan Dede de diğer dedeler ile yer almış, toplantılarına katılmaya başlamıştır. Bu arada Ali Rıza Dede’nin Narlıdere’de bulunan mezarını da yeniden yaptırmıştır. Tahtacı örgütlenmesi ile birlikte tahtacı yerleşim yerlerinde meydan açılma başlamıştır. Mersin, Adana, Antalya, Fethiye’den gelen davetler üzerine Taki Özcan Dede meydan açmaya gitmeye başlamıştır.
Görülmüştür ki; meydan açılmazsa dirlik düzenlik bozulmakta, kırgınlıklar başlamada, cemler yapılamamakta, gelenekler unutulmakta. Cem evleri açılıp, meydanlar açılınca toplumda imece ruhu da yeşermekte.
Goca Oba yine önderliğini yapmaya devam ediyor. Cuma Akşamları, Muharrem Orucu, ziyaretler, yılda bir kez açılan meydanlar. Yıl Kurbanları, Askere Uğurlama Törenlerinde gençlere hayırlı verilmesi, ikrarının alınması. Tüm bu etkinliklere katılıyorlar. Düğünlerinde bayrak direği geliyor, dikilirken hayırlısı veriliyor. Kızın Kınası, Kuşak Bağlama, erkeğin ikrarı daha önce alındığından kızın ikrarı alınıyor, ikisine hayırlı veriliyor.
Yani inançlarına uygun nikah kıyılıyor.
KAYNAKÇA:
1. Felteş Duman, 1890 doğumlu (yaklaşık olarak)
2. Abidin Cılız Goca, aynı yaşlarda (Köprübaşı Köyünde sazandar, vefat etmiştir)
3. Remzi Kırmızı, Eski Göksu Belediye Başkanı. Aziz Beğin oğlu
4. Sanatçı Musa Eroğlu. 1946 doğumlu, Kumaçukuru köyünden. Uzun süre babası Köprübaşı’nda oturmuş
5. Çomulu Goca 1910 doğumlu, Köprübaşı köyünden, halen sağ.
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
GOCA OBA KÖPRÜBAŞI’NDA
Benzer Haberler
-
AKIN ÇELİK’TEN MUT’A SARI LİMON TALEBİ
-
MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ’NİN OCAK AYI 1. BİRLEŞİMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
-
JANDARMADAN MUT’TA SİLAH KAÇAKÇIĞI OPERASYONU
-
SERVİKS (RAHİM AĞZI) KANSERİ FARKINDALIK AYI
-
PERS YOLU’NDA İLK BİREYSEL YÜRÜYÜŞ / 11
-
MUT NEDEN BU HALE GELDİ?
-
HALLACI MANSUR
-
DEVA Partili Ekmen Mersin İdmanyurdu için çağrı yaptı
-
FINDIKKIRAN BALESİ’NE YOĞUN İLGİ
-
MERSİN KOORDİNASYON KURULU 2025 YILI 1. DÖNEM TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
-
Sömestr Tatili: Aile Bağlarını Güçlendirmek İçin Eşsiz Bir Fırsat
-
EĞİTİMCİLER İŞ BIRAKTI