FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 29 Nisan 2024 75 Görüntüleme

ESARET

Sözlükte esaretin iki farklı anlamına rastlanır:
1-Tutsak olma durumu (tutsaklık, kölelik, esirlik)
2-Aşırı bağımlılık
Kölelik: Bir insanın başka birinin malı ve mülkü olmasıdır. Böyle kişilere köle denir.
Ya da bir şekilde nedenli ya da nedensiz özgürlüğünden mahrum edilen kimseye esir denir. Onun yaşadığı hayata da esaret hayatı denmektedir.
İlkel köleci toplum olarak adlandırılan insanlık tarihindeki bir dönem, köle ve köle sahipleri sınıflarından oluşan bir yaşam biçimidir. Bu toplumsal yaşamda köle olarak ifade edilen kişiler alınıp, satılabilen, emeği karşılıksız sömürülen bir sınıf idi.
Kölelik ilk kez 1807 yılında İngiltere ve ABD’de yasaklandı. Takiben diğer Avrupa ülkelerinde ve 1926’da Milletler Cemiyeti tarafından tüm dünyada kaldırılmıştır.
Günümüzde savaş alanlarında terörist gruplarca toplanan bazı insanların para karşılığı zengin kişilere satıldığı haberlerine de maalesef rastlanmaktadır.
Aşırı bağımlılıkta ise esaretin tanımı biraz farklıdır: Esaret kişinin kendi arzu ve istekleri doğrultusunda gerçeği görememesinden dolayı, kendi kendisini prangalamasıdır.
Psikiyatristlerce “İnsan bağımlılığı” diye adlandırılan bu fenomenin görüldüğü kişiler, genellikle yalnız kalmayı sevmeyen, ihtiyaçları diğerlerine bağımlı, aşırı ilgi eğilimi olabilen kişilerdir. Kendi başlarına iş yapma zorlukları vardır. Sürekli bağlanacakları birini ararlar. Narsiste kişiler adeta mıknatısları gibidir.
Karşı tarafı çok düşünür ve fedakâr olurlar. Bu nedenle istismara açıktırlar. Kullanılıp terkedilince şiddetli öfke, çaresizlik, kin ve boşluk duygularını hissederler. Sürekli mağdur rolünü üstlenirler. Tartışmada kendilerini savunamazlar. Sıklıkla suçlu hissederler. Başkalarından dolayı ihtiyaçlarda kendisine hiç sıra gelmez. Diğer pek çok belirti ile beraber, sürekli dile getirilen strese bağlı fiziksel rahatsızlıkların varlığı, bağımlılığın en temel göstergelerindendir.
Bağımlıların hemen hepsinde aşırı itaatkâr bir taraf vardır. Kimseye doğrudan “hayır” diyemezler.
Herkese saygı gösterirler ama bunu yaparken sağlıksız bir boyun eğicilik moduna girerler.
Halbuki kendileri de en az onlar kadar saygıyı hak eden, yetişkin bir insandırlar.
Hüküm altına girmeye ve kendilerini aşağıya çekmeye asla mecbur değildirler.
Büyüdüğünüz evde, sorunlar hakkında konuşmak doğru değil ise, duygularınızı açıkça ifade etmenize izin verilmiyorsa, iletişim dolaylı ise, sürekli olmamanız gereken şeyler vurgulanıyorsa, eğlenmek, coşmak ve oynamak çok da tasvip edilmiyorsa vs. özelliklerden birkaçının olduğu ortamlarda yetişen çocukta özgüvenin sağlıklı şekilde gelişmesi imkansızdır.
Tedavi için uzman bir psikiyatristten destek almaları en sağlıklı yoldur. Genellikle zaman alsa da, tedaviden sağlanacak faydalar için yorulmaya değer. Aksi halde bir ömür esir hayatı, depresyonlar, diğer bağımlılıklar, kendini yok etme ve cezalandırma eğilimi ve sosyal kaygılar tecrübe edilebilir ya da zaten yaşanıyorsa semptomlarda artış görülebilir.
Yaklaşık 15 yıl önce yazdığım aşağıdaki dizelerde bağımlılık anlamındaki esaretin ayrıntıları satır aralarında kendini göstermektedir:

ESARET

Ben sana mahkumum dostum
Cezamı kaldıracak hâkim yok
Prangalarım eskise de sapasağlam
Daha onlara bir şey olacağı yok

Kilidi sende de değil korkarım
Korkarım çoktandır kayıp
Esaretim sonsuza dek korkarım
Korkarım azatlığa çare yok

Ola ki, kavuşsaydım özgürlüğüme
Zindana dönerdi dünyam korkarım

KAYNAKLAR:
https://eksisozluk.com/bagimli-kisilik-bozuklugu–343594
https://nedir.ileilgili.org/esaret
https://www.nedir.com/esaret
http://www.tugcepeker.com/insan-bagimliligi/tr/20

Tema Tasarım | Osgaka.com