Bu toplum, bu halk en çok kimlerden çekti ve hangi anlayışlara göre yanlış yerlere yönlendirildi?
İşte bu yazımda bunları düşünmeye çalışıyorum… Tabi bunların bir kısmı bilgisizlik/bilinçsizlik, bir kısmı bile bile, bilinçli bilinçli…
“Din din” diyerek din ticareti yapanlar…
Bu toplum bunlardan çok çekti. Çekmeyi de sürdürüyor. Gerçek dindarları bunların dışında tutuyorum elbette. Komşuları açken tok gezdi bunlar her zaman. Yoksul çocuklara İmam Hatipleri gösterip kendi çocuklarını Amerikalarda okuttular. Kendileri varlık içinde yüzerken yoksullara “şükredin” dediler. Dini hep cepleri ve koltukları için kullandılar. Kendi çıkarları için yoksulların dini duygularını sömürüp durdular. Daha neler neler…
“Atatürk Atatürk” diyerek Atatürk’ü putlaştıranlar…
Toplum bunlardan da çok çekti. Bunlar ceplerini düşünmediler ama Atatürk’ü yeterince okumadılar, yeterince tanımadılar, Atatürk’e “devrimci” deseler de, kendi düşüncelerine devrim yaptıramadılar, düşünceleri tutucu kaldı hep. Atatürkçülüğü dar kalıplara sıkıştırıp kaldılar. Atatürk ilkelerinin özünü ve derinliğini (örneğin laikliği, halkçılığı) yeterince kavrayamadılar ama kuru kuru savundular hep. Bu yüzden de toplum gerçek cumhuriyete, aydınlık günlere ulaşamadı bir türlü.
“Milliyetçilik milliyetçilik” diyerek ırkçılık bataklığına saplananlar…
Burada hiçbir siyasi görüşü kastetmiyor, genel anlamda konuşuyorum. Çünkü bu bataklık tek yönlü değildir.
Biliyorsunuz ki ırkçılık insanlık suçudur. Gelmiş geçmiş en büyük temsilcisi de Hitler’dir. Halkı bu tür çıkmaz sokaklara sürüklemek mümkünü yok yurtseverlik olamaz. Bütün halklar kardeştir ve eşittir. Kimsenin kimseden üstünlüğü olamaz. Halkın nefrete, kana, kine, ayrışmaya, düşmanlaşmaya değil, sevgiye, hoşgörüye, kardeşliğe, barışa, birlikteliğe gereksinimi var çünkü. Bu anlayıştan; kandan, korkudan da az çekmedi bu toplum.
“Sol sol” diyerek sağ düşünenler…
“Solcuyum” demekle ne yazık ki solcu olunmuyor. Solcu olmakla ırkçılığın, sömürenden yana olmanın ne ilişkisi olabilir ki? Hem sömürenden hem sömürülenden yana olunmaz ki! Yoksul, emekçi, ezilen kesimi oyalayan anlayışlardır bunlar. Solu yeterince kavrayamamaktır. Bu anlayıştan da çok çekmiştir emekçiler, sömürülenler, ezilenler ve sol.
Ol öykü en azıyla bu kadardır!…
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
ÇOK ÇEKTİĞİMİZ ANLAYIŞLAR
Benzer Haberler
-
MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI
-
Zeytin üreticileri zor durumda
-
KADIN KATLİNE VE TACİZE ARTIK YETER!
-
Başkan Orhan: “Festivalde yaşananları tasvip etmiyoruz.”
-
Ekim Ayı Mut Belediye Meclis Toplantısı Yapıldı
-
DÜNYANIN EN BÜYÜK TÜRK BAYRAĞI BOYANDI
-
MUT KAYMAKAMI AYRANCI’DAN 30 AĞUSTOS MESAJI
-
ANAYASAYA ERİŞİLEMİYOR
-
MUT’TA 15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİ
-
VALİ PEHLİVAN’DAN 15 TEMMUZ MESAJI
-
BİR SİYAH YUMURTA HİKAYESİ
-
Tüm Emekliler Sendikası’ndan basın açıklaması: “Emeklileri aç bırakarak tasarruf yapılamaz.”