FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem 19 Haziran 2020 1394 Görüntüleme

BEN KİMİM?

Ben kimim sorusunu  özde kendimize sormak ve sorgulamak aslında karşı tarafa sormanın meydana getireceği yanlış anlaşılmaların da önüne geçecektir.

Ben kimim sorusu bir özeleştiri  yahut bir hesaplaşma da olabilir. Ya da bir karşı duruş tavrı da olabilir. Ama illaki bir cesaret ister. Yargılamak ve sonuçlarından dersler çıkartabilmek çok önemlidir.

Soruyu özneleriyle farklılaştırarak çeşitlendirebiliriz.

Ben kimim?

Sen kimsin?

Biz kimiz?

Özne istendiği kadar değişsin, farketmez.

Soru çok önemli.

Kimim?

Kimsin?

Kimiz?

Kim olabilmek şuuruyla ve farkındalığıyla düşünmek yeni değil aslına bakarsak. İnsanoğlunun yaratılışının ilk anından bu satırların okunduğu şu ana kadar her zaman en merak edilen soru budur.

Bir başka şekilde telaffuz edersek; insan kimdir?

İnsan bir “şey” değildir. Bir nesne  veya bir ürün, bir meta, bir makine değildir. Öyle olsaydı çok basit kavramlarla tanımlama yapılabilirdi. Et, kemik, kan ve deriden oluşmuş bir materyalden çok daha ötesidir insan.

 İnsan fiziksel hammaddenin tarife mümkün kılamayacağı kadar karmaşık bir yapıdır aslında. Dinin ve felsefenin merkezindeki yapı insandır. Fiziki hammaddenin içinde düşünen, duygusal gel-gitler yaşayan, üreten ve tüketen insandır.

Kimliğimizin niteliği ve niceliği varlık sebebimizi sürekli hatırlatmalıdır. Kimliğimizin karşısına bir ayna koyalım. Aynada yansıyan kimliğimizi sorgulayalım. Karşımıza kim çıkacak bir bakalım. Yanılgılarımızı bir kenara not edelim. Gerçek “ben” ile yüzleşelim.

O iddia ettiğimiz ben ile gerçek ben arasındaki farklılıkları anlamlandırdığımızda sorumuzun da cevabına ulaşmış oluruz.

Gerçek kimliğimiz ile yaşamak yada kendi kimliğimizden kaçarak bir maske ile yaşamak…

Seçeneklerimiz bunlar. Kendimizle yüzleşme cesaretini gösterebilirsek hayata daha farklı ve daha rahat bakabiliriz.

Çok iyi insan, çok iyi eş, çok iyi anne baba, çok iyi evlat, çok iyi arkadaş olup olmadığımızı kendimizle yüzleşerek öğrenebiliriz. Dünyada kim olduğumuzu bilmek ve ona göre yaşamak, olmadığımız bir karakterde görünme gayretinden daha rahattır inanın.

Herkesin içindeki gerçek ben, sokaktaki “kim”den daha kıymetlidir. İnsan olmamızın görev ve sorumlulukları ile ve yaratılış bilinciyle kimliğimizin omuzlarımıza yüklediği insanlık şuuruyla yaşamak kimlik arayışımızın noktası olacaktır belkide.

İnsanın bir “şey” ya da bir materyal olmadığı konusunu bir başka yazıda detaylandırırız umarım.

İnsanca yaşayabilmek ümidiyle…

Tema Tasarım | Osgaka.com