Çıkış da bizi alacak aracı aramış, tost ve su getirmesini aşağıda söylemiştik. Tabi Erdal’ın yolun yarısında oturup aşağı gideceğini hesaplamamıştık. Kestel kanyonlarını geçecek bir sporcunun böyle olmaması gerekirdi. Ekibi oluşturan Yılmaz Hocam’dı. Biraz daha yürüdük bir vadi çıktı karşımıza. Yaklaşık iki yüz metre ötemiz varacağımız yol ama havanın kararması, Erdal’ın oturması, diğer arkadaşların onun yanında kalması, geçeceğimiz iki yüz metrelik vadinin çalılık ve yarısının tırmanış olması Serdar’ın gözünü korkuttu ya da Erdal’ın “helikopter gelsin beni alsın” dayatması Erdal’dan yana onu durdurdu. Hemen üzerimizdeki kayanın üzerine çıktık. Oldukça geniş kayanın üzeri püfür püfür esiyor. Burada yarın sabaha kadar su istemez vücutlarımız. Gerideki arkadaşlarla başka ne konuştuklarını bilmediğim Serdar daha fazla ilerlemeyi reddetti. Konuşmamıza göre yola kadar varıp bizi alacak aracı önceki planlı çıkıştan çıkmadığımız için olduğumuz yere çağırıp, su ve yiyecekleri alıp diğer üç arkadaşa dönecektik. Derken hava karardı ve Serdar telefonunu açtı.
Acil arama numarası 112’yi çevirdiğinde Batı Kestel geçişi yeni bir yöne evrilmişti o andan itibaren.
Kestel Kanyonları izinli ve haberli geçilen kanyonlar. Ülkede birçok kanyon var ve buradaki uygulama hiçbirinde yok. Denilene göre burası milli park ve yaban hayatı koruma alanıymış. Bildiğim kadar bütün kanyonlar milli parklar içinde ve koruma alanı. Hangisinde yaban hayatı yok ki? Doğu Kestel’i geçerken bu izin konusunu sorgulamamış, izin işlemleri ve bütün organizasyonu bizzat yapmıştım. Geçen yıl yani 2023’de yine bütün izin işlemlerini yapmış süreci organize etmiştim. Başka bir kanyon grubu batı için sözlü bir girişim yapıp “olmaz” cevabını alınca kulaklarımızı dikmiştik.
Sahi bir ülkenin dağı taşı, ovası kanyonu o ülkenin insanına niye yasak olur ki? Üstelikte sporcularına. Tam aksine geçişe, spora destek vermek teşvik etmek gerekmez mi? Bir cumhuriyet vatandaşlarından bu değerleri niye esirger. Sanırım bu sorunun cevabı yurttaş niteliği ile ilgili. Neyse, dönelim sürece.
Öte yandan ekip arkadaşlarıma izin işlemlerine karışmayacağımı söylemiştim. Geçen yıl yaşanan olumsuzluklar bütün çabamı boşa çıkarmış ve bunu kabullenememiştim.
İşte bürokrasi tam tamına sürecin içine giriyordu yine.
Serdar uzun süre cebelleşti. İsteği helikopter gelmesi, Erdal’ı almasıydı. Yerimizi anlatmak için epey uğraştı. Bu arada telefonun şarjı da gidiyor tabi. Bu arada şunu da belirtmek isterim. Kanyoncular da kanyon içinde telefonu bırakmıyorlar. Serdar’ın dediğine göre bütün şarj kaynaklarını tüketmişler. Ben hariç. Böyle zamanlarda ben telefonumu uçak moduna alıyorum. Gerekmedikçe bu moddan çıkmıyorum. Gelmişim kanyona, dağa. Ne işim olur telefonla. Anlatmaya anlattı da iyi anlaşılmadı ki bizi başka yerde aradıklarını kanyonun çok aşağımızdaki ışık hareketlerinden anladık. Yerimizden onların olduğu Yıldız Köyü görünüyor. Aşağı köylerden gelen yolun aydınlatma ışıklarını sayıyor, köyün ışıklarına göre kaç hane olabileceğini hesaplıyor, çok daha ötelerdeki Mut’un ışıklarından hareketle ne güzel bir ilçe olduğunu konuşuyoruz. Laf aramızda yerimizin anlaşılmaması olanaksız. Karşımızda iki elektrik direği var. Yüksek gerilim. Yukardaki rüzgar santralinden gelip kanyon üzerinden geçen enerjiyi taşıyan. O iki direğin ortası karşısında, iki yüz metre kadar kuzeyindeki koca kayanın üzerindeyiz. Siz direklerin dibine yoldan gelin biz size ışıkla yerimizi göstereceğiz. Kafa lambamız var.
Kurtarıcıların ışık oyunları oynaşırken kanyonun derinliklerinde Serdar’ın telefonu çaldı. Aslında boyuna arıyorlar ama Serdar: “Şarjım bitiyor. Kapat ve bir daha arama.” deyip kapatıyor. Bunlar kurtarıcı değiller. Dostlar. Arayan itfaiye. 112 itfaiyeyi bilgilendirmiş. Onlarda yola çıkmış. Işık oyunları onların. Serdar soruyor “ne ile geliyorsunuz?” Cevap “İtfaiye tankeri ile. Mersin Büyükşehir’in Mut İtfaiye Birimi. Serdar yerlerde. Erdal 120 kilo civarında iki metre boyunda. Başka bir araç götüremez. Fil gibi de su içiyor. Bizim sularda bitti. Uygun araç diyoruz. Bu arada el fenerlerinin uzun ışıkları hala kanyonun diplerinde. Işıkların vuruş açılarından nerede olabileceklerini anlamaya çalışıyorum. Bize çok uzaklar. Sonradan öğreniyoruz ki muhtarın oğlu “onlar oradan çıkmaz” deyip daha önce Doğu Kestel geçişinde çıktığımız yere götürmüş kurtarıcıları. Işığın açısı da bunun böyle olduğunu anlatıyor bana. Serdar’a durumu anlatıyorum. Çok uzaklar. Serdar bitiyor.
Nihayet şarjımız tam olarak bitti. 24 Temmuz 2024
Devam edecek.
DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
ANKARA
ADANA
ADIYAMAN
AFYON
AĞRI
AKSARAY
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARDAHAN
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BARTIN
BATMAN
BAYBURT
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
DİYARBAKIR
DÜZCE
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
IĞDIR
ISPARTA
İSTANBUL
İZMİR
KAHRAMANMARAŞ
KARABÜK
KARAMAN
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRIKKALE
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KİLİS
KOCAELİ
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
MARDİN
MERSİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
OSMANİYE
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
ŞANLIURFA
ŞIRNAK
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
UŞAK
VAN
YALOVA
YOZGAT
ZONGULDAK
BATI KESTEL’İ GEÇERKEN – 8
Benzer Haberler
-
KARAER: “KAÇIŞ RAMPASI ZARURİ!”
-
ÖLÜM VİRAJI YİNE CAN ALDI
-
GRAVGA KADINLAR DAYANIŞMA GRUBU KURULDU
-
VAHAP SEÇER MUT’TA İFTAR YAPTI
-
Mut Şoförler Odası’ndan iftar
-
ADD’DEN BASIN AÇIKLAMASI
-
Mut’ta çapa motorlarının ilçe merkezine girişi yasaklandı
-
Telefon kablolarını çaldılar
-
AYNI GÖKYÜZÜ ALTINDA HUZURLA, MUTLULUKLA VE ŞÜKÜR İLE YAŞAYABİLMEK
-
PERS YOLU’NDA İLK BİREYSEL YÜRÜYÜŞ / 21
-
BU MİLLETİN ÇEKTİĞİNİN TEK SUÇLUSU KILIÇDAROĞLU
-
CEM BABACAN’DAN PİYANO RESİTALİ