Zeytinin anavatanı sayılan ve içinde bin 300 yıllık zeytin ağacını barındıran Mut’ta, bahçelerden toplanan zeytinlerin işlenerek sofralara zeytinyağı olarak gelme yolculuğu başladı.
Türkiye’nin kayısıdan sonra zeytin ve zeytinyağının yüzde 20’sini karşılayan ve önemli üretim merkezleri arasında ilk sıralarda yer alan, ayrıca sıfır asitli zeytinyağına sahip olan ilçemiz Mut’ta, yağlık zeytin hasadı devam ediyor.
Bu yıl yok yılı olmasına rağmen ilçede 130 bin ton zeytin, 10 bin ton ise zeytinyağı elde edilmesi bekleniyor. Mut’tan Ortadoğu üzerinden Dünyaya yayılan zeytin ve zeytinyağının, gerek iklimsel avantajıyla kaliteli, natürel, organik üretimin avantajıyla yurt içine ve yurt dışına satışı yapılmakta.
Mut zeytinyağı, sıfır 8 asidin altında olması, peroksit değerinin 8-9’larda, raf ömrünün peroksit avantajıyla daha uzun olması ve içerdiği sağlık bileşenlerinin sayesinde, natürel organik ve polifonör miktarı olarak dünya piyasalarında ön plana çıkmakta. Gerek Fransa’ya, gerek Japonya’ya, gerek Birleşik Arap Emirlikleri’ne ilçeden ihracat yapan firmalar bulunmakta.
Mutfakların vazgeçilmez zeytinyağının bahçelerden sofralara dönüşen zahmetli yolculuğu için fabrikalar 7/24 çalışmaya devam ediyor. Geçen yıl 100 liradan satılan zeytinyağının, bu yıl verimin düşük olması nedeniyle 250-300 lira arasında satıldığı belirtildi.
MUT ZEYTİNYAĞI ÖDÜLE DOYMUYOR
Mut’ta İzorya firmasınca üretilen zeytinyağı, İtalya’da katıldığı İtalya Evo Internatıonal Olıve Oıl Contest IOOC 2019 Yarışması’nda Gümüş Madalya’ya layık görüldü. Mut zeytinyağı, Japonya’da katıldığı JOOP-JAPAN OLIVE OIL PRIZE 2020 Yarışması’nda ise Monovarietal kategorisinde Altın Madalya’yla ödüllendirildi. Mut Zeytinyağı ayrıca Arjantin’de katıldığı ARJANTİN OLI VINUS ORO 2019 Yarışması’nda yine Altın Madalya kazandı.
BİN 300 YILLIK ANIT ZEYTİN AĞACI MUT’TA
Bin 300 yıllık anıt zeytin ağacının bulunduğu ilçede, bu yıl ürün az; ama fiyatların yüksek olması üreticiyi sevindiriyor. Zeytin fiyatları ise elek numarasına göre 25 liradan başlayıp 65 liraya kadar alıcı buluyor. Ayrıca İlçede 11 zeytin salamura işleme tesisi ile 21 zeytinyağı fabrikasının faaliyette olduğu kaydedildi.
BAHÇEDEN SOFRALARA ZEYTİNYAĞI YOLCULUĞU FABRİKALARDAN GEÇİYOR
İlçe genelinde 600 rakıma kadar birçok bölgesinde yetiştirilen zeytin, sabahın ilk ışıklarıyla toplanarak, zeytinyağına dönüştürülmek üzere fabrikalara taşınıyor. Yapraklarından ve dal parçalarından ayrılıp dinglerde yıkanan zeytinler; toz, kir ve ilaç kalıntılarından arındırılıyor. Arınan zeytinler daha sonra kırma ve ezme işlemlerine tabi tutuluyor. Zeytin, hamur kıvamına getirildikten sonra yoğrulma ünitesine alınarak presleniyor ve yıkanıyor. Bu işlem sırasında, ürünün kara suyu ve hamur, birbirinden ayrılarak yağ ortaya çıkıyor.
Elde edilen zeytinyağı filtre edilerek içerisindeki partiküller tekrar ayrıştırılarak süzülüyor. Zeytinyağı bu işlemden sonra pamuk filtrelerden geçirilerek vatandaşın getirdiği kaplara alınıp hazır hale getiriliyor. Özelikle bidon ve teneke kutulara konularak saklanan zeytinyağı, sofralardaki yerini alıyor.
Zeytinyağı Fabrika sahibi Muhammet Acar, zeytinyağının oluşumunu şu şekilde anlattı, “Bahçeden toplanan ürünlerimiz kasalarla fabrikamıza geldikten sonra bunkere dökülür. Bunkerde yıkama helezonla birlikte yıkamaya aktarılır. Yıkamadan sonra kırıcıdan geçer makineye girer. Makinenin içinde hamur haline gelen ürünün yaklaşık 2 bucuk saat bekleme süresi var. Her ürünün bekleme süresi farklıdır. Bu operatörün işçiliğine bağlı Operatör orda devreye giriyor. Her ürünün bir jelleşme yani yağın kıvamından çıkma süresi var. Bu süreyi operatör ayarlaması gerekiyor. Operatörde bu süreyi ayarladıktan sonra dekantörün hız ayarının her iki ürüne göre farklı vermesi gerekiyor. Yani standart bir hız ayarı dekantörde bizim dekantörümüzde yoktur. Çünkü her ürünün akış hızı ve kıvamı farklıdır. Kimisi fazla yağlı, kimisi az yağlı bu manütörde bekleme süresi içerisinde jenleşen hamuru dekantöre vermek oda yine operatörün işidir. Oradan geçen ürün seferatöre gider. Seferatörde de çıkan yağı ve suyu ayrılmasını daha hassas biçimde kara suya yağı vermeden seferetörün çalışmasını sağlayacaktır. Yani bunda seferatöre bakan arkadaşımız patlatmasını ve o süreç içerisindeki seferetörün çalışmasında o sorumludur. Ama operatör ilk etapta buradan hamuru oraya vermekle yükümlüdür. İleride yağın daha berrak daha sağlıklı çıkması için seferetöre bakan arkadaşımız o yağın daha güzel çıkmasını sağlattırır. Burada bizim yapacak olduğumuz gelen ürünün içinde Allahtan manilik olmadığı sürece ürünün içinde yağ varsa bu yağı en uygun şekilde, en sağlıklı biçimde yani ne sıcak ne soğuk belli bir sıcaklık derecesinde almak müstahsillerimize ürünlerini sağlıklı bir şekilde teslim etmektir. Bizim görevimiz bu.”
Mut İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ekrem Bayır ise, “İlçemizde 700 bin dekar tarım arazisi mevcut olup, bunun 300 bin dekarı zeytin üretimi alanlarımızdır. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı yaklaşık 12 buçuk milyon zeytin ağaçlık varlığımız var. Kayıtsız zeytin ağaçlarımızla beraber ilçemizde 15 milyon adet zeytin ağaç varlığımız vardır” dedi.
“MUT’TAN FRANSA, JAPONYA, BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ’NE İHRACAT YAPILIYOR”
Bayır sözlerine şöyle devam etti, “Mut ilçemizde zeytincilik yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Bunun en bariz örneği de Haydar Mahallemizdeki bin 300 yıllık anıt zeytin ağacımız bulunmaktadır. Ortadoğu üzerinden Dünyaya zeytin Mut üzerinden yayılmıştır. Mut zeytin ve zeytinyağımızın gerek iklimsel avantajıyla kaliteli, natürel, organik üretimin avantajıyla yurt içine ve yurt dışına satımı yapılmaktadır. Gerek Fransa’ya, gerek Japonya’ya, gerek Birleşik Arap emirliklerine ilçemizden ihracat yapan firmalarımız bulunmaktadır.”
“MUT ZEYTİNYAĞI SIFIR 8 ALTINDA PEROKSİT DEĞERİNDE”
Mut Zeytinyağı hakkında bilgi veren Bayır, “Mut zeytinyağımız sıfır 8 asidin altında peroksit değeri 8-9’larda olmasıyla raf ömrünün peroksit avantajıyla daha uzun olmasıyla içerdiği sağlık bileşenlerinin sayesinde natürel organik ve polifonör miktarı olarak dünya piyasalarında ön plana çıkmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.