Ali Ağamın İş Maceraları
Ali ağam askerdeydi. Babam asker harçlıklarını hep gönderirdi. Askerden izinli geldi. Tekrar gidecek. Bu sefer babamda hiç para yoktu. Kara kara düşünüyordu.
Mut’ta tarla zengini birisi tarlasına su getirtmek ister. Babam ona bu suyu getirtmeyi taahhüt etti. Hep beraber çalıştık. Ali ağamın askerlik harçlığından daha fazla para kazandık. O ise bizi beğenmez ve hakir görürdü.
Askerliği bitti, yanılmıyorsam Ağustos veya Eylül ayında geldi. Bir ay bile durmadı. Eşyasını yüklediği gibi Mut’a gitti.
Donğrul (Tuğrul) Köyü’ndeki değirmeni çalıştırıyordu. Babama yalvarınca babam beni oraya yardımcı gönderdi. Kış boyu orada kaldım. Değirmen dışında un eleği, buğday ölçeği yapıyor ve satıyordu.
Ben henüz 13 yaşındaydım. Ağam beni eşeğe bindirdi ve uzak köylere satışa gönderdi. Satamayıp geldiğimde ne aptallığım ne beceriksizliğim kalıyordu. Gittiğim köyler: Karşıköselerli, Kışla-Haydar, Sabahgündoğdu, Kargıcak, Keben, Ortaköy. Oralarda çektiğim sıkıntılar… Köylerde yatacak yer yok. Köy odaları pis. Yiyecek ekmek, yemek yok. Eşeğe saman, yem yok. Çocuksun. Bir de eve döndüğümde duyacağım sözler. Takdir değil, tenkit. 13 yaşındaki Ahmet ile 23 yaşındaki Ali Uysal mukayesesi.
Ali ağam sonra Mut’a geldi. Abdullah Semizer ile ortak oldu. Bakkal dükkanı işlettiler. Olmadı ardından Karaman’a geldi. Karaman’da tuz öğütmek için bir tuz değirmeni kuracak ve gelen Mutlular ile Yörüklere tuz satacaktı. Hacı Mehmet Ünal ile ortak oldular. Daha sonra tuzdan vazgeçerek un öğütmeye başladılar. Sekiz yüz liraya aldıkları un öğütme değirmenine Kürt İsa müşteri çıkar. Satmaya karar verirler. Sekiz yüzün önüne “1” koyarlar olur 1800. Değirmeni 1800’e Kürt İsa’ya satarlar. Kürt İsa bunu öğrendiği zaman deliye döner. Babama arka arkaya mektuplar gönderir ve Ali ağamın yüzünü görmemek için hissesini zararına Mehmet Kağnıcı’ya satar.
Bu değirmen Tabakhane’deydi. Ben de orada birkaç gün çalıştım. Sonra Ali ağam da kendi hissesini Mehmet Kağnıcı’ya sattı. Yerine Konya yolu üzerinde Karaman Kalesi’nin karşısına değirmen kurmaya başladı. Ben de beton dökmesine yardım ediyordum. Şehir merkezinden Konya yoluna bugünkü Karaman otogarından dolmuş var. Bir bayram günü ben de 10 kuruş verdim bindim. İneceğim yere geldiğimde inerken ayağımı incittim. Ali ağamın bana söylemediği kötü söz kalmadı.
Ağam o değirmeni yapabilmek için her hafta babama mektup gönderdi. Değirmeni babamla ortak yapmak istediğini söylüyordu. Babam bütün paralarını ve imkanlarını kullandı. Köylülerden veresiye buğday alıp sattı. Paraları Ali ağama verdi. Ağam da değirmeni yapar yapmaz babama sırtını döndü. “Sen buralarda yapamazsın baba. Sen köye dön daha iyi” dedi. Babam o borcu güçlükle ödedi. Bu olaylar sonunda ben de köye döndüm.
BİTTİ.