FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 21 Aralık 2021 860 Görüntüleme

Alahan Manastırı turistlerin ilgi odağı

Mut’ta Mersin’in Ayasofya’sı olarak bilinen Hıristiyanlığın hac yollarından olan “Alahan Manastırı”, bin 500 yıla direnen yapılarıyla turistlerin ilgi noktası oluyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan ve Hıristiyanlığın hac yollarından biri olarak bilinen Mersin’in Mut ilçesindeki Alahan Manastırı, bin 500 yıla direnen yapılarıyla tarihi bir yolculuğa çıkmak isteyen yerli ve yabancı turistlerin ilgi noktası oldu.
Milattan sonra 440 – 442’de yapıldığı tahmin edilen yapı, biri yıkılmış iki kilise, kayalara oyulmuş keşiş odaları ve vaftizhaneyi barındırıyor. Ayasofya Kebir Camii Şerifi’ye benzer mimarisi ve süslemeleri nedeniyle “Mersin’in Ayasofya’sı” olarak da bilinen manastır, Hıristiyanlığın geçiş yolu olarak da önem taşıdığı için dinin hac yollarından biri olarak anılıyor.
Doğu ve batısındaki yapıları, sütunlu bir yürüme yoluyla birbirine bağlanan Alahan’daki kilisenin arkasında, suyu bir kaynak tarafından sağlanan hamam yapısı da bulunuyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Alahan Manastırının 17. yüzyılda Evliya Çelebi tarafından da ziyaret edildiği bilinirken, Çelebi seyahatnamesinde, manastırı “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” sözleriyle tanımlıyor.
Yapımında kullanılan ve pek çoğu arazilerden kesilerek çıkarılan taşların kesim izleri ve üzerindeki çeşitli figürlerin, günümüzde dahi görülebildiği manastır, turistlerin uğrak yerleri arasında bulunuyor.
Evliya Çelebi’nin “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” diye anlattığı Alahan Manastırı, Mersin-Karaman karayolu üzerinde Geçimli Köyü civarındadır. Bin 300 metre yükseklikte ve Göksu Vadisi’ne bakan dik bir yamaca oturtulmuş.
Hıristiyanlığın Kapadokya ve Likonya’da (Konya) yayılması sırasında bu yeni dini kabul edenlerin takibe uğraması ve inanmayanlar tarafından öldürülme korkusu, Hz. İsa’ya inananları dağlık bölgelerdeki mağara kaya oyuklarında ibadete zorlamıştır. St. Paul ve yine Tarsus’ta yaşamış Hıristiyanlık öncülerinden Barnabas ile birlikte Hıristiyanlığı yaymak için Konya-Kapadokya ve Antalya-Antakya’ya kadar maceralı yolculuklar yapmıştır. İşte bu iki Hıristiyan Aziz’in gezileri sırasında konakladıkları her yerde anılarına mabetler yapılmıştır. Alahan Manastırı da bunlardan biridir.
440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi, Batı Kilisesi, Manastır, Doğu Kilisesi, kayalara oyulmuş keşiş odacıkları ve çevredeki mezarlardan oluşmakta. Kilise binaları Ayasofya Müzesi ile ortak mimari özellikleri taşımaktadır.
Süslemesinde usta bir taş oymacılığı görülür. İlk kilise korint başlıkla iki dizi sütunla üç nefe ayrılmıştır. Narteksten ana mekana geçilen kapının atkı ve yan dikmeleri kabartmalarla süslüdür. St. Paul ve St. Pierre figürlerinden başka, bir çelengi taşıyan altışar kanatlı Cebrail, Mikail’in simgesel yaratıkları ezişi, kükreyen aslan, kartal ve öküz sembolleri, İncil yazılarının tasvirleri, üzüm salkımları, asma yaprakları ve balık motifleri zengin bir şekilde tasvir edilmiştir.
Kiliselerin doğusundaki geniş avlunun güneyinde dinsel törenlerin yapıldığı dehliz 11 metre uzunluğunda kemerli ve sütunlu bir galeri şeklindedir. Galerinin ortasında kalabalık kabartma süsleme ile her yanı işli büyük bir niş bulunmaktadır. Galeride apsisli vaftizhane ve karşısında Alahan Manastırı’nın en görkemli yapısı olan mezarlar bulunmaktadır. Bu mezarların kuzey duvarı kayaya yontulmuştur, üst örtüsü yoktur. Ana nefin ortası ilginçtir. Burası paye ve sütunlara oturan dört kemerle örtülü kare planlı bir kule biçimindedir. Kule yukarıda sekizgene dönüştürülmüştür. Kapı çerçevesi süslüdür.
Alahan Manastırını gezen Birol Ay, “Burası Mersin’in Mut ilçesine bağlı Alahan Manastırı. Gezdim gördüm tabi ki, gezip görülmeye değer bir yer. Herkesin gelmesini görmesini tavsiye ederim” dedi.

Tema Tasarım | Osgaka.com