FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Haber 12 Aralık 2024 268 Görüntüleme

ÇOCUKLUK ÇAĞININ YENİ ÇIKMAZ SOKAĞI: AKRAN ZORBALIĞI

Akran zorbalığı bir çocuğun bir başka çocuğa sözlü, fiziksel ya da sanal ortamda zarar verecek her türlü tutum ve davranışı sergilemesi olarak tanımlanabilir. Akran zorbalığı günümüzün ve geleceğin en büyük sorunu.
Gerek çocukların zorbalığa uğradığını fark edebilmesi sorunu tanımlayabilmesi gerekse eğitimciler tarafından durumun fark edilerek etkin bir şekilde müdahale etmesinin önemi yadsınamaz. Akran zorbalığı ile mücadelede çocuk, aile ve öğretmen işbirliği kaçınılmaz. Bu üç ayakta aksama olması halinde akran zorbalığı ile mücadele güçleşir. Çocuklara akran zorbalığını anlatmak, zorbalığın karşıdaki kişiye hissettirdiklerini, yaratmış olduğu olumsuz çıktıları anlatmak, zorbalığa maruz kalan kişinin ise suçunun olmadığını altını çizmek ve en önemlisi zorbalığı uygulayan çocuklar ile okul rehberlik servisince bireysel görüşmeler yapılarak çocuğu bu davranışa iten şeyler üzerine durulması ve aile ile de görüşmeler gerçekleştirilerek aile dinamiği doğrultusunda gerekli müdahalelerin yapılması gerekmekte. Ancak ülkemizde bu noktada yeterli çalışmaların olmadığı, tüm eğitimcilerin de akran zorbalığı konusunda yeterli hassasiyeti göstermemesiyle zorbalığın normalleştirildiği, normalleştirilmesiyle de birçok çocuğun mağdur olduğunu görmekteyiz.
Her anne babanın hayattaki en önemli gayesi mutlu ve sağlıklı bir birey yetiştirmektir. Ancak bu sorun toplumun sağlıklı gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Çocuğun okulda yaşamış olduğu akran zorbalığı çocuğun sadece okul hayatını değil diğer yaşam süreçlerini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Zorbalığa maruz kalan çocuklarda alt ıslatma, akademik başarıda düşme, huzursuzluk, gerginlik, içe kapanma, ağlama, okula gitmek istememe, düşük benlik saygısı, travma sonrası stres bozukluğu gibi birçok durum gözlemlenebilir. Kısacası çocuğun sosyal ve duygusal gelişimlerini olumsuz yönde etkiler.
İşte bu yüzden bir çocuğun bile akran zorbalığına maruz kalmaması için öncelikle “zorbalık”ın ne olduğu ile ilgili tüm eğitimcilerin ortak bir noktada olması gerektiği ve bunun çocuk üzerindeki etkisinin önemi noktasında tüm eğitimcilere vurgu yapılması gerektiği kanaatindeyim. Ardından olmazsa olmaz “aile eğitimlerinin” yaygınlaştırılması ve ailenin çocuk ile temasının, iletişiminin çocuk üzerindeki etkilerinin altı çizilerek vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada çocuk ile temas halinde olan tüm paydaşların ben demeden biz diyerek hareket edip, nitelikli işler yaparak bu sorunun azalacağına inanıyorum. Akran zorbalığını normalleştirmeyen, mücadele eden tüm eğitimcileri de canla başla destekliyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Hiçbir çocuğumuzun akran zorbalığı yüzünden kendini suçlamayacağı, bir damla gözyaşı dökmeyeceği günlere uyanmak dileğiyle…

İlginizi çekebilir

YEREL GAZETECİLİKTE 1000. SAYI

YEREL GAZETECİLİKTE 1000. SAYI

Tema Tasarım | Osgaka.com