FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Gündem, Haber 18 Kasım 2024 165 Görüntüleme

MUT TURİZM ÇALIŞTAYI YAPILDI

Mut’ta Turizm Çalıştayı düzenlendi. “Gelecek ve Fırsatlar” başlığıyla düzenlenen ve 2 gün süren Mut Turizm Çalıştayı’na, Mersin Üniversitesi’nden akademisyenler konuşmacı olarak katıldılar ve alanlarıyla ilgili sunum yaptılar. Mut Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ev sahipliğinde düzenlenen çalıştayda; Prof. Dr. Ahmet Atasoy ‘Turizm Stratejileri ve Planlama’, Sanat Tarihi Anabilim Dalı Öğrencisi Özlem Doğan ‘Mut’un Tarihi Yolları – Tarih ve Kültür Turizmi’, Prof. Dr. Hacer Çetin ‘Sağlık ve Termal Turizm’, Doç. Dr. Serpil Tomak ‘Yerel El Sanatları ve Zanaat’, Doç. Dr. Yusuf Hüseyinoğlu ‘Eko-kültürel Turizm: Yerel Yaşam ve Doğa’, Prof. Dr. Uysal Yenipınar ‘Yerel Müzik ve Turizm: Kültürel ve Ekonomik Bağlantılar’ konularında bilgi verdiler. Çalıştaya Mut Kaymakamı İhsan Ayrancı, Mut Belediye Başkan Vekili Akın Çelik, Mut TSO Başkanı Şahin Sezer, Mut Meslek Yüksekokulu Müdürü Kasım Pınar ve Mut Çıtlık Kültür Sanat Dergisi sahibi Nihat Mustul da katıldı.

Kaymakam Ayrancı: “Mut önemli bir turizm potansiyeline sahip.”

Çalıştay öncesi konuşan Mut Kaymakamı İhsan Ayrancı, Mut’un önemli bir turizm potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, “Bu toplantıların önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle yerel dinamiklerin bu konuda duyarlı olması tabi çok önemli katkı sağlıyor. İnşallah güzel kararların alındığı bir toplantı olur” dedi.

Belediye Başkan Vekili Çelik: “Belediyemizin UNESCO’yla ilgili bazı çalışmaları var.”

Belediye olarak bu konuda üstlerine düşeni yapmak adına burada olduklarını belirten Mut Belediye Başkan Vekili Akın Çelik, konuyla ilgili birçok çalışmayı da başlattıklarını kaydetti. Başkan Vekili Çelik, “Turizme katkı sağlaması adına aynı zamanda UNESCO’yla ilgili de bazı çalışmalar üzerinde şu anda belediyemiz çalışma yapıyor. Bununla alakalı ilerleyen günlerde sizlerle de istişarelerimiz olacaktır. UNESCO’da Mut adına doğrudan bir başvuru yapamıyoruz. Şu anda Yaratıcı Şehirler Ağı diye başvuru alanı açıldı. Orada direkt Mut ilçesi olarak yapamıyoruz; ama bir iştirakle beraber inşallah başvuru yapmayı düşünüyoruz. Devamında da ilçenin özellikle kültür turizmi adına, yerlerin tanıtımı, ilçenin tanıtımı adına da bir sürü projemiz var. İnşallah bunları da süreç içerisinde faaliyete geçireceğiz. İnşallah ilçemiz için güzel adımlar, çalışmalar olur” dedi.

Mut TSO Başkanı Sezer: “Mut Zeytinyağının AB patentini yayınlayacağız.”

Mut TSO Başkanı Şahin Sezer ise, Mut’un tanıtımını, Mut’un sanayisini ve ticaretini geliştirmek için oda olarak yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Oda Başkanı Sezer, “Gerek zeytinyağı, gerek kayısı, gerek Mut inciri, gerek sebzesi, meyvesi; öyle bir doğada yaşıyoruz ki, artık nereye bir şey ekilse Mut’ta ilaçsız ve kaliteli yetişiyor şu anda. Zeytinyağımızın zaten Türkiye patenti vardı, Avrupa Birliği (AB) patentini de önümüzdeki günlerde inşallah yayınlayacağız. Mut bir tarım başkenti oldu. Artık turfanda kayısının başkenti. Zirai mücadele vermeden, ilaçsız zeytin ve zeytinyağının şu anda Türkiye’deki tek noktası. Bu konuda iddialıyız. İlaçsız olarak yetişen tek nokta şu anda Mut ilçesidir ve Türkiye’deki dikili zeytin fidanı varlığının yüzde 20’si Mut’tadır” dedi.

“Ürünlerimiz gerçek değerinde satılmıyor. Birlik olmamız lazım.”
“Mut OSB’de yüzde 60 doluluk oranı var.”

Sezer, şöyle devam etti: “Burada tek sorunumuz; ne kayısımızın, ne zeytinimizin, ne zeytinyağımızın gerçek değerlere satıldığını düşünmüyorum. Bu konuda da ne yapılması gerekiyorsa bir güç birliği yaratıp bunu aşmamız lazım. Nasıl bir Marmara Birlik zeytin fiyatını açıklayıp da o fiyata satıyorsa; artık Mut’ta bir birlik olur, ismi ne olursa olsun birlik kurulup, artık Mut zeytin ve zeytinyağının ülke değerine katma değer sağlıyorsa, gerçek fiyatlarda alınıp satılması lazım. Yeni kurulan bir Organize Sanayi Bölgemiz var. Şu anda yüzde 60 doluluk oranı var. Bakanlıktan altyapı ihalesi aşamasını bekliyoruz. İnşallah OSB ile bu ürettiğimiz her ürün artık bir sanayi materyali olup katma değer sağlayacaktır. Mut’tan Karaman’a işçi gidiyor. Karda kışta insanlar rezil oluyor. Biz bunun önüne geçmek için Mut OSB’yi Kaymakamlığımızla, Belediyemizle, Valiliğimizle var gücümüzle uğraşıyoruz. Şu anda da çalışmalarımız devam ediyor.”

“Mut tarım şehri olması yanında bir turizm şehri.”
“Mut’un değerini bilmemiz, Mut’u tanıtmamız lazım.”

Mut’un tarım şehri olmasının yanında bir turizm ilçesi de olduğunun altını çizen Sezer, Mut’un tanıtılması ve değerinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Sezer, konuyla ilgili şunları söyledi: “Alahan Manastırı’yla, Yerköprüsü’yle, birçok kilisesiyle, camisiyle. Burada yedi tane kavmin gelip geçtiği gerçeği var. Aynı zamanda bir enerji şehri olduk. 500 megavat şu anda HES, GES, RES kurulu gücümüz var. Mut 335 gün güneş gören bir ilçe. Artık Mut’un herkes kıymetini bilmesi lazım, gücünün farkına varması lazım. Zaten Türkiye’de 13. Mersin’in yüzölçümüne bakıldığında en büyük ilçesi Mut. 700 bin dekar sulu susuz tarım yapılıyor. Yakın coğrafyada böyle bir ne tarım, ne turizm, ne tarih, ne coğrafya ne de mikroklima denen bir şey yok. Mut’un değerini bilmemiz lazım. Mut’u tanıtmamız lazım.”
Çalıştay Yöneticisi Prof. Dr Ahmet Atasoy ise açılışta yaptığı konuşmada, “Mut’tan hep mutlu ayrılıyoruz. Mut’ta daha önce toplantılar yaptık, Mut’a defalarca geldik, büyük bir ilgiyle karşılandık. Daha sonra öğrencilerimizle de geldik zaman zaman. Yapmış olduğumuz çalışmaları aktarmak istiyoruz” dedi.

Prof. Atasoy: “TÜRSAB’la rota denemesi olacak.”
“Bu kadar kültürel ve potansiyel değeri olan bir yerin turizmde de karşılığının olması gerekiyor.”

Çalıştayda ‘Turizm Stratejileri ve Planlama’ konusunda sunum yapan Prof. Dr. Atasoy, TÜRSAB’la Mut’tan geçecek olan bir kültür rotası üzerinde çalışmalar yaptıklarını söyledi. Atasoy, “Tamamen kültür ve tarih bilgisine dayalı, çeşitli etkinlikle desteklenecek bir rota denemesi olacaktır. Bu kapsamda bizim çalışmalarımız olacaktır. Sason Kanyonu’nu gezdim daha önce. Yerköprü Şelalesi’ni gezdim. Bilmediğimiz yerler var, onları tamamlamış olacağız. Özellikle Sason Kanyonu içerisinde daha önce tespit ettiğimiz, Mersin Valiliği’ne bildirdiğimiz bir konu vardı: 15 metre uzunluğunda, birkaç metre genişliğinde bir insan silüeti bulmuştuk. Onu kazandırdığımız takdirde, bizim için çok güzel olacak. Onun heyecanını yaşıyoruz. Mut her yeri ayrı özelliğe sahiptir. Bu kadar kültürel ve potansiyel değeri olan bir yeri turizmde illaki bir karşılığının olması gerekiyor” dedi. Atasoy, yapacakları etkinlikler ve değerlendirmelerin ancak yerelde destek ve karşılık bulduğu takdirde bunun bir anlamı olabileceğini sözlerine ekledi.
Çalıştayda, Mersin Üniversitesi Sanat Tarihi Anabilim Dalı Öğrencisi Özlem Doğan, ‘Mut’un Tarihi Yolları – Tarih ve Kültür Turizmi’ konusunda sunum yaptı. Özellikle Alahan Manastırı ve Alaoda Kilisesi üzerinde duran Doğan, buralar hakkındaki araştırmalardan bilgiler verdi.

Doç. Tomak: “Mut’a Zanaat Köyü kurulmalı.”

Prof. Dr. Hacer Çetin, ‘Sağlık ve Termal Turizm’ konusunda sunum yaparken, Doç. Dr. Serpil Tomak ise ‘Yerel El Sanatları ve Zanaat’ konusundaki sunumunu yaptı. Doç. Dr. Tomak, Mut’ta klasik el sanatçıları ve tasarımcıları buluşturacak bir Zanaat Köyü kurulması gerektiğini ifade etti. Zanaat Köyü’nde satış ve bir takım tematik çalışmaların olacağını söyleyen Tomak, “Naçizane bir model geliştirmeye çalışacağım. Genç bir mimarımızdan da yardım alacağız. Mut’un köylerinde el oyaları var, oya işçiliği var, dokumacılık var; ama kan kaybediyor. Bir Zanaat Köyü modelleştirebiliriz. Güzel sanatlar, tasarım ve zanaatı buluşturmamız gerekiyor. Şimdi işler artık öyle ilerliyor. Dijital zanaat. Bizim buradaki el sanatlarını, kilimlerimizin motiflerini değiştirelim demiyorum; ama biraz daha güncelleyelim, gençlerin daha ilgisini çekecek hale getirebilirsek çok güzel olur” dedi.

“Güçlü olduğumuz malzemeleri harmanlayıp modelleştirebilirsek, burada turizm olur.”

Tek başına turizmi istemekle olmayacağını ifade eden Tomak, “Yerel yönetimlerin desteği, STK’lerin desteği, akademisyenler; bunlar sadece bir bacağı, bir ekosistemdir bu. O ekosistem tesis edilmeden turizm olmaz. Hep birlikte bu bizim güçlü olduğumuz malzemeleri harmanlayıp, bunu bir modelleştirebilirsek burada turizm olur” diyerek sunumunu tamamladı.

Doç. Hüseyinoğlu: “Mut’ta 131 kelebek türü var.”
“Sertavul’a atfedilen kelebek türümüz var.”

Doç. Dr. Yusuf Hüseyinoğlu ise çalıştayda, ‘Eko-Kültürel Turizm: Yerel Yaşam ve Doğa’ konusunda sunum yaptı. Doç. Dr. Hüseyinoğlu sunumunda, özellikle Mut’ta kelebek çeşitliliği konusunda bilgiler verdi. Mut’un kelebek türlerini barındırma açısından çok zengin bir özelliğe sahip olduğunu kaydeden Hüseyinoğlu, Mut’taki kelebek sayısının Avrupa’da bulunan toplam kelebeklerin yaklaşık üçte bir kadar olduğu bilgisini verdi. 3 yıl süren ve 58 arazi çalışması ile 2009 yılında sonuçlanan bilimsel araştırmalar doğrultusunda Mut’ta 131 kelebek türünün tespit edildiğini söyleyen Hüseyinoğlu; Avrupa’nın tamamında 490 civarında kelebek türü olduğunu belirtti. Hüseyinoğlu ayrıca, Polyommatus Sertavulensis kelebeği adıyla Sertavul’a atfedilen ve literatüre giren nadir kelebek türü bulunduğunu kaydetti. Hüseyinoğlu, “Mut ilçesi Sertavul Geçidinde birçok nadir Mavi ve Sugüzeli (Polyommatus Sertavulensis) kelebeğiyle birlikte ovada Zegris (Zegris Eupheme) gibi dikkat çeken kelebek türünün yaşaması bölgenin çok zengin olduğunun göstergesidir” dedi. Bu özelliklerin Eko-Turizm için öneminden bahseden Hüseyinoğlu, kelebek fotoğrafçıları ve gözlemcilerinin ilçeye gelmesini sağlayacağını dile getirdi.
Çalıştayın son sunumunu, ‘Yerel Müzik ve Turizm: Kültürel ve Ekonomik Bağlantılar’ konusunda Prof. Dr. Uysal Yenipınar yaptı. Çalıştayda ayrıca, Mut Çıtlık Kültür Sanat Dergisi Sahibi Nihat Mustul da söz alarak Mut’ta kültür sanat adına yaptıkları çalışmalardan bahsetti; Mut’a kayısı ve kültür müzesi kurulması yönünde taleplerini, öneri ve görüşlerini dile getirdi.
Çalıştayın sonuç kısmında, TÜRSAB’la bir rota denemesi, Kelebek Müzesi’yle kelebek fotoğraf yarışması açılması, Çömelek Kanyonu’nun Jeosit önerisi ve Zanaat Köyü modellemesi yapılması kararlaştırıldı.
Çalıştayın sonucunu özetleyen Prof. Dr. Ahmet Atasoy, “Kitap çalışması olacak. Bu eksende bir rota denemesi olacak. Turizme katkı sağlanacaksa bir Kelebek Müzesi neden olmasın? Bu yapılabilir ve dünyada ses getirir. Dünyada yok. Jeosit önerdik. Çömelek Kanyonu’na girdiğiniz takdirde, mermer ocağına gitmek amacıyla açılan bir yol yarmasında denizen miyosen dönemine ait ne kadar canlı türü varsa, sanki deniz dolmuş. Orada bütün veri var. Bu Jeosit olduğu takdirde Mut’a bir Jeosit kazandırmış oluruz” dedi.
Mut Turizm Çalıştayı’nın ikinci gününde, akademisyenler, Mut ve çevresindeki köy ve yerleşim alanlarında turizm planlaması ve rota analizi gezisi yaptılar.

İlginizi çekebilir

ALDIĞINIZ YERE BIRAKIN

ALDIĞINIZ YERE BIRAKIN

Tema Tasarım | Osgaka.com